Cumhurbaşkanı Gül: "Kimseyle kıyaslanmak istemem.."

xxx78

MUMBAİ (Hindistan)- Hindistan'ı resmen ziyaret etmekte olan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve heyetinin üyeleri kiminle konuşsalar hepsinin benzer iltifatlarıyla karşılaşıyorlar. Bir dinler ve diller meşheri olan, teröre de muhatap Hindistan için istikrar ve ekonomik başarı her şey demek; global kriz döneminde bile büyümeyi sürdüren birkaç ülkeden biri Hindistan... Türkiye'nin dış politikada izlediği çizgiyi başarılı buluyor Hintli siyaset adamları; işadamları ise son yıllarda kazanılan ekonomik canlılığın farkındalar.

"Bu nasıl oluyor?" sorusu herkesin ağzında.

Ülkenin finans ve kültür başkenti olan Mumbai'de Hintli işadamlarının karşısına çıkan her konuşmacı, iş dünyasında kaydedilen başarıların altını ayrı ayrı çizdiler; Cumhurbaşkanı Gül de kendinden önce konuşanların söylediklerini, başarıların altını iyice vurgulayarak, topluca özetleyiverdi. Salondan çıktığında, Radikal'den Murat Yetkin ve Habertürk'ten Muharrem Sarıkaya ile birlikteyken, kendisine, "Ben Hintli olsam, 1 milyar 200 milyon nüfuslu ülkemin büyüklüğüyle mukayese edilemeyecek küçüklükte bir ülkenin başarıları karşısında komplekse kapılırdım" dedim. "Herkesin ülkesini övmeye hakkı vardır" deyip güldü.

Gezide birlikte de olsak Cumhurbaşkanı'nı özel bir konuşmanın içine çekecek denli görmek mümkün olmuyor. Gülmesinden istifade Türkiye'deki tartışmaları hatırlattık: "Burada yaptığınız konuşmalar, konulara yaklaşımınız, sizinle merhum Turgut Özal arasında paralellik kurmayı mümkün kılıyor, oysa bazıları anayasa değişikliğiyle ilgili sözleriniz ve 'siyasette kavgaya bir hafta ara verilsin' çağrınız yüzünden sizi selefiniz Ahmet Necdet Sezer'e benzetenler var..."

Cumhurbaşkanı'nın yoğun programı yüzünden Türkiye gündemini izleyemediği belli; gazetelerde neler yazıldığını, ekranlarda ne yorumlar yapıldığını bilmiyor. Bu yüzden denilen ve yazılanları özetlemek gerekti.

Cevabı şu: "Kendimi hiçbir mevkidaşımla, hiç kimseyle kıyaslamam ve kıyaslanmayı da istemem. Eğer kıyaslayan varsa arkasında başka niyet ararım. Bunu yapan art niyetlidir. Benim için önemli olan ilkelerimdir. Ben bugüne kadar ilkelerimden hiç taviz vermedim. İlkelerimden makam-mevki için de taviz vermem. İlkelerim için her şeyi göze alırım; aklınıza ne geliyorsa her şeyi..."

"Sanki siz anayasa değişikliği istemiyormuşsunuz diye" ara cümlesiyle benzetmenin anayasa değişikliği konusunda söylediklerinden hareketle yapıldığı hatırlatıldığında ise hemen itiraz etti Cumhurbaşkanı Gül: "Tam tersine, o konuda en çok çalışan, değişikliği en çok arzulayan benim. Hukuk, anayasa, demokrasi ve ülkenin refahının artması için neler yaptığımızı bilmiyorlar mı? Ben o sözleri hayıflanmamı ifade etmek için sarf ettim. Bu amaçla hem açıktan hem de perde arkasında çok çalıştım. Yaptıklarım bir bilinse..."

Otel koridorunda bunları konuşurken, aklıma, "Acaba bu tür yorumlar neden yapılıyor?" sorusu da geldi, ama kendimi tuttum.

Hayrettir, medyada yapılan ve Cumhurbaşkanı Gül'ü kastının çok dışında niyet ve görüş sahibi olmakla suçlayan yorumlar hiç tahmin edilmeyecek kalemlere ait. Gül'ü iyi tanıyor bu yazarlar, bugüne kadar neyi, niçin yaptığını bildikleri gibi neleri yapmayacağından da haberdarlar.

Anayasa değişikliğine karşı çıkan, demokratikleşmeyi engelleyen, basına sansür talep eden ve bütün bunları siyasi çıkar beklentisiyle yapan bir Abdullah Gül portresinin sırıtacağını ve o portreyi çizmenin çizeni zor duruma düşüreceğini de görüyorlar elbette...

O halde?

Doğrusu bu sorunun cevabını ben bilmiyorum. Cumhurbaşkanı Gül'ün belki bir fikri vardır, ama benim yok.