Deli Olmayı Bilmeli İyi Bir Müslüman

Regaib ALBAYRAK

   Uzun zamandır evdeyim. Dışarı çıkmayı bırakın, evimin bahçesine dahi adımımı atmak istemiyordum. Ancak ne olandan, ne bitenden haberim var. Günler, aylar, yıllar birbirini kovalarken, bu küskünlüğüm ile bir ömür de kaybolup gitti. Herşey o gece gerçekleşti, ne olduysa o gece rüyamda gördüğüm o korkunç olaylar ile oldu. Evet size rüyamı anlatmayı çok isterdim fakat uzatmamam gerekiyor. Onun için direk konuya gireceğim, ve sizi kendinizden geçireceğim. Yalnız kendinizden geçerken dikkat edin, anlatacağım şeylerin sonunda hemen kendinize gelebilecek biçimde geçin kendinizden, geçin ki hemen harekete geçin. Neyse daha fazla uzatmadan anlatayım:
   Gördüğüm korkunç bir rüya üzerine ertesi gün yıllar süren esaretime bir son verip dışarı çıktım. Dar sokaklı, dört iklimli güzel şehrimin güzel bir yolundan, büyük caddeye vardım. Derhal rüyamda gördüklerimin yalnızca rüyadan ibaret olduğuna kanaat getirmeliydim. Birkaç yüz metre gittikten sonra ağzımı açıkta bırakmaya yeter derecede durumLAR ile karşılaştım. Şehrin en işlek caddelerinden birinin kaldırımında hızlı hızlı adımlarken, yol kenarında ki bankta gereğinden çok çok fazlaca birbirine yanaşmış, yanaşmakla kalmayıp neredeyse birbirlerinin üzerlerine çıkmış farklı iki cinste gençler gördüm. Aman Allah'ım dedim, galiba ahir zamandayız! Deccal gelmek üzeredir, sen koru Ya Rabbi, dedim. Bunlar rüyamda gördüklerimle aynı şeyler, neler oluyor böyle? Diye geçirdim içimden. Fakat bunlar, bu insanlar anne-babaya ve yakın akrabaya sahip insanlar bir gören olur diye korkuda, biri bir şey der diye utanmada, sıkılmada yok! Gözlerime inanamıyorum, sorsan en namuslu, en delikanlı müslüman kesilirler başına. Bu nasıl müslümanlık! Şimdi şöyle yan gözle bakıyorum diye efelenirde yanında ki erkek olan, ama hiç düşünmez uluorta ne yapıyoruz biz diye. Yürü yürü, daha fazla durma buralarda...
   Ağzım açık, gözlerim hayretler içinde koşar adım uzaklaştım oradan. Bu koşar adımı da lisede beden eğitimi dersinde öğretmişlerdi. 'Ulan ne işe yarayacak ki öğretiyorsunuz bunu bize' diye söylendiğimi hatırladıkça utanıyorum. İyi ki de öğretmişler, bak nasıl yarıyor işe...
   Neyse oradan uzaklaşırken hızlı adımlarla dilim damağıma yapışmış, dimağım yorulmuştu. Bir şişe su hiç fena olmazdı hani. En kalitelisinden!* Büfe gibi bir yer ararken su almak için, birkez daha beynimden vurulmuşa döndüm. Bayım size yemin ederim daha önce yediğim kaza kurşunu bile canımı bu denli yakmamıştı. Su almak için bir büfe bulduğumda camında aynen şu yazıyordu; ''ŞOK!!! ŞARAP 9,90'A'' Bir an durdum. Hay Allah, adam belki de böyle birşeyin, böyle bir ülkede olmaması gerektiğini düşündüğü için böyle bir yazı asmıştır dedim. Yani 'Bu nasıl Bir şey ey Ümmet-i Muhammed, şarap satıyorlar, şok oldum!' der gibisinden. Ve büfeden içeri olanca umudum ve susuzluğum ile daldım...
-Bayım bir su alabilir miyim?
-Elbette, buyurun, 50 kuruş
-Teşekkür ederim, sizde buyurun. Bir şey soracaktım, şu camınızda asılı olan yazı(...)
-Evet abi şok kampanya, her yerde 15 lira bizde 9,90'a şarap. Vereyim mi 2-3 tane?
-Dur muhterem! Ne diyorsun sen, ne şarabı, ne 2-3 tanesi? Sapıttınız mı siz?
-Ne diyorsun be kardeşim, deli misin divane misin?
-Sen, sen bu tür içecekleri nasıl satarsın?
-Niye yasak mı var? Anayasanda bununla ilgili hukuki bir engel mi var?
-Evet var!
-Ne demek var?
-Anayasandan daha büyük bir yasada, yasağı var bayım, yetmez mi? Sen müslüman değil misin?
-Elbette müslümanım, şey ben içmiyorum ki hem, satıyorum sadece(Pek inandırıcı değil ya)
-Satanada, içenede aynı günah var bilmez misin?
-Iıı, şey, yav sana mı düştü bey amca, aldın suyunu hadi bas git şurdan, dükkanın önünü kapatma, deli misin nesin?
   Yıkılmış bir biçimde çıktım dükkandan. Etrafa hüzünlü gözlerle baktım. Onlarca yıl evde küskün bir biçimde tıkılı kalmak halletmiyormuş hiçbir şeyi... Sokaklara çıkmak lazımmış, koşturmak, elini taşın altına sokmak lazımmış. Banktaki insanlar, büfeci adam ve kampanyaları, parklarda, bahçelerdeki gençlerin hali, alkol batağındaki caddeler ve o caddeler üzerindeki hadiseler.
   Neler olmuş bize böyle bayım söylesene? Gitsem sorsam şu dedeye ne cevap verir ki:
-Dede ne oldu bize? Desem ne tepki verir ki?
-Hadi oradan deyyus herif, sende kimsin?! Deli misin, divane misin? '. Der heralde o da büfeci adam gibi.
Bu caddelerde böyle bir niyetle yürümek delilik olsa gerek. Sahi ya deli olmadan bu caddelerde nasıl gezebilir ki bir erkek. Veya kafayı yemeden nasıl dışarılarda dolaşabilir ki bir insan? Kafayı yemiş olsa gerek bu millet.
   Evet bende kafayı yedim bayım. İnanmıyorsanız büfeci adama sorun, o da aynını diyecektir size. 'O adam kafayı yemiş bırakın kendi haline' diyecektir, bundan eminim. Evet bende kafayı yedim sonunda işte... Deli olabilmeli, iyi bir müslüman yeri geldiğinde. Hem kafayı yemeden şu memlekette nasıl yaşar ki insan?..


regaib58@hotmail.com
 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (3)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.