DERSİMİZ ATATÜRK-5- (NEDEN LAİKLİK)

Dilek SOYSAL

NEYİZ, NE DEĞİLİZ !

Neyiz: Laikiz !...

Ne değiliz: Hurafeci ve şirk koşucu !...

Temel ilkelerimizden biridir laiklik, "devlet ve din işlerinin birbirine karıştırılmadan yürütülmesini" amaçlar...

Laik kavramı kişiye değil, devlete has bir terimdir, yani kişi laik olamaz, laik olan devlettir...

İslam dininin içinde de laiklik ilkesi bulunmakla beraber, temelde bunun şarta bağlanması, Cumhuriyetin kurulması ile gerçekleşmiştir...

İslamdaki laiklik ilkeleri ise,

           I. İslam dininin hoşgörü dini olması

          II. İslam dininde zorlama olmaması

         III. Herkesin inancına ve diğer din ve inanışlara saygılı olması.

Bu sayılan maddelerde dindeki zorlamaların olmadığını, devlet işlerinden ayrılması halinde kanunen zorlama ve ayrımcılığın kalkmasına, kişinin inancını ve dinini istediği şekilde adli bir dayatma olmadan insanların özgürce yaşamasını amaçlar...

Laiklik, şahıslarda devlet işlerinin yürütülmesi esnasında "Allah ile aldatmanın" ortadan kalkması ve "şirk koşmayı" kaldırmıştır...

Tekke ve zaviyelerin kapatılması da, İslam dinine alternatif inanç ve kişiselleştirmekten (şirk koşmaktan) uzak tutmak amaçlı uygulamaya konmuştur. Genel geçer dört mezhebin yanında, bugün bile birçok mezhebin çıkışı ve varlığı, iman ve inanç noktasında, özden uzaklaşma/farklılaşma anlamında pekala zihin bulanıklığına meydan vermektedir.

Bir devletin mahkemesi, dine dayalı bir şekilde karar verecek olsaydı, bugün İslam’ın tüm şartlarını yerine getirip ama kardeşinin toprak sınırını ihlal etmiş kişiyi haklı saymak zorunda kalırdı ki, bu ve benzeri örnekleri çok fazla yaşayacak olurduk...

Diğer önemli bir örnek ise siyaset yani politika yapmak ve politik davranmakla alakalıdır. Hepimizin bildiği gibi politika bol yalan ve gerçek dışı söylemlerle süslenip, insanlarımıza sunulmakta ve inanıp inanmamak ise bize bağlı bir durumdur. İşte bir anlamda laiklik, kullanılmaya müsait dini duygu ve ritüellerin kullanılmamasının önüne geçen ilke olarak hayatımızdaki yerini almıştır. Kısaca, dinimizi sömürülmekten kurtarmakla beraber, dinimizi özel kılmayı da amaçlayan bir ilkedir.

*

Bugün "laikliği dinsizlik" olarak nitelendirip, cahilane söylemlerle, etrafındaki insanlara da bunu aşılamaya çalışanlara, umarım ışık tutmuş oluruz...

*

Bu ilke, dindarlığın (takvanın) sadece Tanrı ile insan arasında bir değer ölçüsü olması gerektiğini bildirmektedir. Takvanın kimde olduğunu da sadece Allah bilir. O halde, en masum niyetlerle de olsa, dindarlığın "insanlar arası değer belirleyici" olarak öne çıkarılması demek, bir yerde toplumsal hoşgörü ve diyaloğun da bertaraf edilmesi olacaktır...

*

O halde şunu söylemek gerekir.

İnsan değil,devlet laiktir.

Bu ilke (laiklik) dinimizi korumanın ve özgürce yaşamanın en uygun biçimidir.

Laiklik asla dinsizlik değildir.

  

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (8)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.