Dualarımız Kabul Oluyor mu?

Recep KOÇAK

Siz hiç yağmur duasına katıldınız mı? Köylünün günlerce, belki aylarca gözünü göğe diktiği, bir damla yağmur düşmeyince de mahsulün kavrulup yok olması korkusuyla kâbuslar görmeye başladığını duydunuz ya da şahit oldunuz mu?

Yağmur yoksa ot bitmez, çayır yeşermez, otlatmak üzere götürülen hayvanlar akşam köye doymadan döner.

Köylünün yeteri kadar sapı, samanı, yemi varsa, kış mevsimi olmamasına rağmen hayvanların beslenmesi için stoklardan yedirmeye başlar.

Yağmur geciktikçe endişeler artar, kıtlık korkusu sarar köylüyü.

Böyle zamanlarda yağmur duasına çıkılır. Eller açılır Mevla’ya, tövbe istiğfar edilir, niyazda bulunulur.

Çocukluğumda çoluk çocuk, genç-yaşlı, bütün köylünün katıldığı bir yağmur duasına katılmıştım.

Köyün bütün büyük ve küçük baş hayvanlarının sürü halinde götürülerek, duanın yapılacağı çayırlık arazinin bir köşesinde hazır tutulduğunu hatırlıyorum. Daha da önemlisi, o gün kuzular, oğlaklar, buzağılar analarından ayrılmamış; her biri iştahla ve gönlünce analarını emmişti. O gün, hayvanların yavrularının peşin peşin sevindirildiği bir gündü.

Düz araziye büyük kazanlar kurulmuş, yemekler pişirilmiş, geniş sofralar açılmıştı o gün.

Yemekler yendikten sonra köyün hocası dua etmiş, yediden yetmiş yediye bütün köylü de “amin” demişti.

Yağmur duası sonrasında o gün yağmurun yağıp yağmadığını hatırlamıyorum. Kuvvetli zannım, yağmurun yağmadığı yönündedir. Yağmur yağsa ve sırıl sıklam ıslansaydık herhalde unutamazdım.

Bir köyde, çocukluğumdan kırık dökük hatırladığım şekilde yağmur duasına çıkılmış. Saatler sürecek merasim şenlik havasında devam ederken, komşu köyden şehre gitmek üzere yola çıkmış bir adam dua için boşaltılan köyün yakınından geçiyormuş.

Köydeki sessizlik komşu köylü adamın dikkatini çekmiş. Adam, sessizliğin sebebini anlamak için çevreye bakınırken, köyün çıkışındaki gecekondu görünümlü evde birilerinin bulunduğunu fark etmiş. Yaklaşınca, evin hanımının çocuklarıyla birlikte evde olduklarını anlamış.

Tam da evin yanından geçerken, dört beş yaşlarında bir erkek çocuğun kendi kendine dua ettiğini, “Allahım yağmur yağdırma!” diye dua ettiğini işitmiş. Merak ve hayret içinde yaklaşıp çocuğa neden böyle dua ettiğini sorduğunda çocuk, babasının hayatta olmadığını, kendisinin yetim olduğunu, çok fakir olduklarını ifade ettikten sonra, “Yağmur yağarsa evimizin çevresi çamur olur. Oysa benim ayakkabılarım yok amca!” demiş.

Çocuktan aldığı cevap karşısında sarsılan adam yoluna devam etmemiş. Kenara çekilip oturmuş. Biraz sonra yağmur duasından dönecek köylüleri beklemeye başlamış.

Dua merasimini tamamlayan köylüler köye yaklaştığında komşu köylü misafir kalkıp yanlarına gitmiş. Sonra da çocuğun duasını dile getirdikten sonra köylüleri yüksek sesle uyarmış: “Komşular, yağmur duasından geliyorsunuz biliyorum. Ama boşuna umutlanmayın, çünkü duanız kabul olmayacak. Boşuna yağmur beklemeyin. Şu çocuğu görüyor musunuz? Bu çocuk yetim. Ona bir çift ayakkabı alıp korkularını izale edinceye ve sevindirinceye kadar dualarınız kabul olmayacaktır.

Dualarımız kabul oluyor mu dersiniz?

gumuslale@gmail.com

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.