Duygudan bilgiye bilgiden yine duyguya

xxx65
Şimdi böyle duygusal bir şeyi nasıl anlatırım, ayrıca anlatmalı mıyım, bilmiyordum.
Ama dayanamadım.
Önceki büyük krizde, 2001 şubatında, aslında uzun süre hükümet ve büyük medya tarafından gizlenen kriz lağımının bir fiskeyle patladığı, hani "Cumhurbaşkanı'nın koalisyon hükümetine Anayasa kitapçığı fırlattığı gün"ün akşamı...
CNN Türk'te Yavuz Baydar beni "canlı yayın"a çıkartmıştı.
Büyük medyada "kartelli" talimat ve yayınlar, "Cumhurbaşkanı'na (Sezer'e) vur, Ecevit hükümetini ve Hüsamettin Özkan'ı kolla" şeklinde idi.
Ben tam tersine (aslında sokaktaki vatandaş gibi); hükümeti de, onu kollayan, hükümete verdiği siparişler ve kendini kayırması karşılığında "iktidar medyası" olarak sansüre, manipülasyona batanları da sertçe eleştirdim.
O akşam, çalıştığım grubun o kanalında bardağı taşırdım.
Birkaç gün sonra da o gruptan kovuldum.
Önceki akşam, aynı kanalda, 5N1K'da Cüneyt Özdemir, "Astsubay hakları"nı konu etti.
Ve bitirirken, içtenlikle, "Dipsiz Kuyu"ya, bana; "Böyle bir meseleyi fark etmiş, bu yönleriyle ele almış, yıllardır ısrarla dile getirmiş köşe yazarı" diye selam yolladı.
O selamı sevgiyle aldım; (hakikaten) yüzlerce insanın çok içten mesajlarıyla birlikte, aradan geçmiş 7 yılın ödülü olarak kalbime koydum.
"Abi merhaba.
Kısa askerlik dönemimde beni bunalıma sürükleyen birinin mensup olduğu gruba yönelik iyileştirmelerin haberi ısrarlı yayınlarınız sonucu geldi.
Birisinin 'Bir daha bir ere el kaldırmayacağım' diye bir mesajını yayınlamıştınız. Belki de tokat yemenin ne olduğunu tokat yedikçe öğreniyoruz.
Ücretli öğretmenlik yapıyorum. Geçenlerde Milli Eğitim Personel Gn. Müdürü'nün, '140 bin öğretmen açığımız var' dediği yansıdı medyaya. Bugün o haberi yalanladığını öğrendik. Zaten binler, on binler yok, asgari ücretin de altında ücretle çalıştırılan ben yokum.
'Öğretmenim ilk görev yeriniz mi?' diye soruyor çocuklar. 'Evet' diyorum da, ya öğrenirlerse gerçeği.
Lütfen yazın, lütfen. Şairin dediği gibi yolun yarısına geldik, hâlâ ana babaya yük. KPSS'den 'yeterli puan' almadığım için atanamıyorum. Yeterli puansız atananı da biliyorum ama.
Bu 400 küsur YTL'lik işi bile nasıl bulduk, sormayın.
Ağrıma gidiyor, buna layık değilim, diyorum. Bu kadar ezilme ne için? Ulemaya soralım mı Sayın Başbakan?
Medya patronunun vergi cezasını kuşa çevirmeye kaynak var, öğretmen alımına yok.
Yolda bir tanıdık geçecek diye 5 metre öteye bakarak yürüyorum. 'Ücretli öğretmenlik' dediğimde, 'En azından boşta değilsin' deniyor ya.
Allah aşkına yazın! Ailemi düşünmesem, hâlâ umudum kalmamış olsa, 'sahte KÂR' dindarlar yüzünden yıpransa bile hâlâ çok güçlü inancım olmasa...
Böyle devam etmeyeceğim. Buraya yazıyorum.
Böyle devam etmemeli.
Bu kadar saçma, bu kadar... bu kadar olamaz!
Sayın Bakan, yüzü kızarmadan 'Şu kadar öğretmen aldık' diyor. Bir yıl içinde önce sözleşmeli, sonra kadrolu atadıklarını iki kez sayarak. Salak yerine mi konuyoruz; biz de koyalım herkesi yerli yerine. Ölümü hatırlatmaz mı Bülent Arınç bunlara?
Lütfen üslubumu, kelimeleri bağışlayın. Ve lütfen yazın. Bitsin bu kandırmaca."
"Umur Abi; siz de yazdınız. Elazığ'da Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde tedavi gören 24 yaşındaki uzman erbaş Birol Sürmeli öğretmenevinde intihar etti. Çünkü 4 ay iş göremez raporu verildi. Çünkü 3 ayı geçti mi işten kovulacağını biliyordu. Tabii neden kovulduğunu kime nasıl anlatacağını bilmiyordu." (Emekli Muvazzaf Uzmanlar Derneği, 'Bir hafta içinde Tokat, İzmir, Elazığ'da üç uzman (jandarma) intihar etmiştir. Meclis İnsan Hakları İnceleme Komisyonu'nu göreve davet ediyoruz' diye açıklama yaptı!)
"Askeri hekimim. Duyarlılığınız sayesinde astsubay arkadaşların mağduriyetleri komutanlara ulaştı ve çözüm arayışlarının sonuç vereceği kanaatindeyim. Aynı duyarlılığı biz Askeri Tıbbiyelilere de göstermenizi diliyoruz. Bizi tutan tek sebep vatan sevgisi. O da olmasa gözümü kırpmadan gideceğim. Bütün arkadaşlarım gibi ben de çok doluyum. Kusura bakmayın sizi sıkıntılarımızla meşgul ediyoruz. Belki aşırı yoğunluktan mesajımı önemsemeyebilirsiniz, saygı duyarım. Ama yok o kadar yoğunluğa sizi de sıkıştırırım derseniz, sorunlarımız la ilgili daha geniş yazmak isteriz size."
"Gerçek anlamda insan hakları nedir, neden herkese her koşulda gereklidir... Bir asker olarak bunun cevabını örgenmiş olmanın mutluluğunu yaşıyoruz. İlkokuldaki iki yavrumun geleceğine bir fener tutulduğunu görüyorum. Verebileceğimiz tek şey, bir teşekkür."
"CNN Türk'te Cüneyt Özdemir'in programında ekranlara taşınmamız bizim için büyük olay. Ben bu akşam ilk defa umutlandım Umur Bey. Bir evladım var, bir tane daha olacak. Çocuklarımın yarınları için umutlanıyorum. Allah yardımcınız, yardımcımız olsun