Erdoğan'ın medya ile polemikleri ona oy kazandırır

xxx33

Siyaseti ve sosyolojiyi pek ciddiye almayanlar için şu andaki politik gerginlik (veya rekabet) bir kısım medya ile AK Parti iktidarı (veya başbakan Erdoğan) arasında.
Oysa gerçek tablo çok farklı.
Çok partili demokratik yaşamımızda, hiçbir köşe yazarı iktidarın rakibi olmadı, olamazdı da.
"Amma da zehir yazılar yazıyor" diyerek okunulan yazarlardan parti kurup da, arkasından kitleleri sürükleyen hiç çıkmadı.
Askeri ve bürokratik vesayetin olduğu ve siyasi rekabetin askeri darbelerle sonuçlandığı dönemde, darbeciler muhalif köşe yazılarını okuyarak gerekçelerini oluştururlardı.
Ama bu dönem geride kalmışa benziyor.

Güçlü muhalefet özlemi
Artık Türkiye'de iktidarların rakibi, iktidar alternatifi olabilecek güçteki muhalefet partileridir.
Bunu Başbakan Erdoğan da bildiği için ve ne yazık ki iktidara alternatif olacak güçte bir muhalefet partisi şu anda görünürde bulunmadığı için, başbakan kendisinin ne alternatifi ne de rakibi olan köşe yazarları ile bir nevi gölge boksu yapıyor.
Bu da doğaldır ve kaçınılmazdır.
Siyasi liderler kitlelerin önünde kendi doğrularını anlatmak için, kendilerine karşıt olan söylemlerin sahipleriyle polemiğe girerler.
Bu polemikler kendi tabanını bilinçlendirmeye ve kilitlemeye de yarar.

Köşe yazarı oy almaz ki
Bunlar muhalefet partileri ile yapıldığında, iki taraf da polemiklerden seçmen katında prim yapar.
Ama köşe yazarları ile iktidar sahiplerinin polemikleri sadece iktidar sahibine oy kazandırır. Çünkü köşe yazarının oy almak ve iktidar olmak gibi bir konumu yoktur.
Ayrıca sadece Başbakanın sinirlenmesine ve tepki göstermesine neden olan türdeki yazılar, gerçekten eleştirilmesi gerekli yönetim hatalarını unutturur.
İcraattaki hatalara değil kişiliklere dönük söylemlerin belleklerde kalma süreleri, kuma yazılan yazılarınki kadardır.

Sinir bozmak siyaseti
Köşe yazarı bu tür polemiklerden olsa olsa "Başbakanın asabını bozdum" diyerek bir pay çıkartabilir kendisine.
Benim görebildiğim tablo böyle...
Oyunu yüzde 50'nin üzerine çıkartabilmiş, üç dönem tek başına iktidar olmayı başarmış, çalışkanlığı inkar edilemeyen ve ekonomiyi istikrarlı büyüme çizgisine oturtabilen bir siyasetçi olarak Başbakan Erdoğan'ın şu andaki rakipleri, dış konjonktürdeki dalgalanmalar veya demokratikleşme yolunda atılabilecek yanlış adımlar olabilir.

Nakıs teşebbüsler
Basın tabii ki özgür olmalı ve hukukumuzda "Düşünce suçu" gibi bir kavram bulunmamalı.
Ama muhalefet partileri güçsüz olduğu için bu açığı gidermek maksadıyla başbakanın sinirini bozmayı amaçlayarak yazı yazmak, siyasi sonuç almak açısından nakıs teşebbüstür.
Hele bütün meslek yaşamınızı militarizme ve siyasi vesayete karşı durarak geçirdikten sonra bunlar buharlaştığı için, şimdi bu buharlaşmanın mimarı olan siyasetçiyi yerden yere vurmayı adaletli bir davranış olarak görüyorsanız, bu da psiko-patolojik bir sorun değil midir?