Ey Cemaat, Safları Seyrek ve Düzgün Tutalım!

Lütfi AYHAN

        Namazı camide cemaatle kılanların sıkça duyduğu bir ihtar /hatırlatma vardır. Farz namaz için müezzinler kamet getirmeye başlayınca, İmam efendiler de mihraba doğru yürürler ve orada yüzleri kıbleye doğru beklemeye başlarlar. Kaamet devam ederken İmam Efendi cemaate doğru döner. O dönünce müezzin susar ve İmam Efendi cemaate  ;” Cemaati Müslim’in! Safları sık ve düzgün tutalım. Aramıza şeytan girmesin…”  diye hitap eder. Böyle demesinin elbette dini bir sebebi vardır. Çünkü bu dinin baş tebliğcisi ve peygamberi olan son nebi, son peygamber Hz Muhammed (SAV ) buyurur:

 “"Safları düz tutunuz. İleri geri durmayınız. Sonra kalpleriniz de birbirinden farklı olur. Aklı başında ve bilgili olanlarınız benim arkamda, onlardan sonra gelenler daha arkada, daha sonra gelenler daha arkada dursunlar." (Müslim Salât 122) 

"Saflarınızı düz tutunuz. Zira safların düz olması namazın tamam olmasını sağlayan hususlardan biridir." (Buhârî,

"Saflarınızı düz tutunuz. Omuzları bir hizaya getiriniz. Aralıkları kapayınız. Saf düzeni için elinizden tutup çeken kardeşlerinize yumuşak davranınız. Şeytanın girebileceği boşluklar bırakmayınız. Allah, safları bitişik tutanların gönlünü hoş eder. Safları bitişik tutmayanlara Allah nimetlerini lutfetmez." (Ebû Dâvûd, Salât 93, 98)

                 NAMAZ SAVAŞ MI? MİHRAP NE DEMEK?

       Caminin en önemli bölümü şüphesiz “Mihrap”tır. Mihrap ne demek?  Kelimenin birçok anlamı var. Lakin en dikkate değer karşılığı harp kökünden  “çatışmak ve savaşmak” anlamıdır. HARB ise;  “işaret edilen önemli yerlere ulaşmak veya bunları korumak ve savunmak için büyük çaba gösterilmesi ve savaşılması…” anlamlarına geliyor. Harb kelimesine daha birçok değişik manalar içermekte  (Zemahşerî, I, 273; Münâvî, s. 642). Mihrap kelimesi Kur’ân-ı Kerîm’de dört yerde geçer... ( İslam Ansiklopedisi)

        Mihrap, savaşmak cihat etmek anlamına geliyor ve camilerde de böyle bir bölüm var. Kiminle savaşıyoruz pekiyi. Elbette Nefsimizle, şeytanla... Kolay mı nefisle savaşmak?   hayır. Öyle ki peygamberimiz bir savaştan dönerken ashabına; küçük savaştan/cihaddan büyük savaşa/cihada dönüyoruz” Buyurur ve büyük cihadın nefisle yapılan cihad olduğunu beyan eder. Nefisle yapılan cihadın en önemlilerinden biri de namaz kılmaktır. Dışarıdan çok kolay gibi görünen bu manevi eğitimin ne kadar zor olduğunu, kılmaya karar verince göreceksiniz nefsiniz ve şeytan nasıl engeller çıkarıyor. Bu nedenle namaz, nefse şeytana, kötülüklere karşı yapılan savaşın/cihadın en önemlilerinden biri olduğu için,  camide imamın durduğu yere MİHRAP denilmiştir.

                                        KORONA DÜZENLERİ BOZDU

        Evet, asırlardır devam eden bu cami geleneği Covit-19 la birlikte bozuldu. Önce Tüm İslam Dünyasında camiler ibadetlere kapatıldı. Uzun bir süre devam eden bu yasak sonra tedricen kaldırıldı. Bizler yani Türkiye’deki Müslümanlar da birkaç haftadır cumaya,  birkaç gündür de normal namazlar için camiye tekrar gitmeye başladık (Rabbimize hamd olsun) . Başladık ve gördük ki artık camilerde imamalar kamet sırasında ,”Ey cemaat safları sık ve düzgün tutalım” demiyorlar, tam aksine ; “Ey cemaat maskeleri takalım. Sosyal mesafeye dikkat edelim. Aramızda en az şu kadar mesafe olsun. Mümkünse sünnetleri evde kılalım. Namazdan sonra musafaha yapmayalım…” yollu ikazlarda bulunuyorlar.

         Pekiyi bu durum İslami geleneğe uygun mu? Evet. Çünkü bunun misalleri var tarihte. Yani zaruret halinde, dini emirlerde değişiklik yapılması da dinin bir emri. Birkaç misal verelim: Namaz kılmak iyidir, güzeldir, hoştur. Lakin kerahat vaktinde kılınmamalı, kadınlar özel hallerinde kılmamalı.  Oruç tutmak iyidir, güzeldir, hoştur. Lakin bayram günleri tutulmamalı. Manevi pislikten temizlenmek için gusül şarttır, lakin savaşta veya sıhhati bozacak şartlarda yıkanılmamalı, Kuran okumak iyidir hoştur güzeldir lakin günah mahallerinde okunmamalı   …” Bunların hepsinin misali İslam Tarihinde var. İşte bir  örnek: İslam ordusu Mekke’nin fethi için Medine’den yola çıktığında ramazandı ve Müslümanlar bu yolculuğa oruçlu çıktılar. Yol onları yordu bitap düşürdü. İslam Ordusu Mekke’ye yaklaşınca durum peygamberimize bildirildi.  Bunun üzerine, O son Nebi,  O rahmet peygamberi (sav),  sahabelerinin kendisini daha iyi görmesi yüksek bir yere çıkarak orucunu bozdu. Sahabeleri de böyle yaptılar. Orucunu bozmayan bazı sahabeler için peygamberimiz buyurdu: “ ‘Onlar âsilerdir (emre karşı gelenlerdir).

         Kısaca Mekke’nin fethine çıkan ordunun nasıl orucu bozması daha sevapsa,  bu günlerde de camilerde safları seyrek tutmak, sık tutmaktan efdaldir. Bu sebeple İmamların bu uyarıları bir aykırılık değil dinimizin bir emridir. Bende buradan yazıyorum; “Ey cemaati Müslimin! Saflarımız seyrek ve düzgün tutalım!”   

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.