Kitabın Kelamıyla Gönlün Gözü Arasındaki Köprü
Sevgili genç kardeşim/ genç akademisyen kardeşim
Ey İnsanoğlu / Ey Ademoğlu Kardeşim
Geçenki “İhlas Ateşin Hiç Sönmesin” başlıklı yazımızda ihlas / samimiyet ateşin sönmedikçe, bu ateş seni ısıtacağını, seni aydınlatacağını, sana yol göstereceğini ifade etmiş ve aynı zamanda bu ateşin sana güç, umut ve anlam vereceğine işaret etmiştik Yine bu bu ateş sayesinde sadece bir genç veya bir akademisyen değil, aynı zamanda bir nur kaynağı, bir ışık olacaksın diye ilave etmiştik. Tam yedi konuda tavsiye yazmayı ve planı şöyle kurgulamıştım.
1. İhlas ve Maneviyat - İçsel motivasyonun korunması
2. Kur'an ile İlişki - Manevi ve entelektüel beslenme
3. Çeviri ve Köprü Kurma - Doğu-Batı arasında tercüman, irtibat ve köprü olmak
4. Dil Öğrenimi - Arapça, İngilizce ve Farsça’nın önemi
5. Rehber Seçimi - Üç farklı gelenekten örnek alma
6. Konu Seçimi - Geleceğin ihtiyaçlarını öngörme
7. İslam'ın Evrensel Mesajı – Dinler, kültürler arası perspektif
Bu yazının kincisini “Kur'an ile İlişki - Manevi ve entelektüel beslenme” bölümünü yazmak üzere geçtim bilgisayarın başına, bakalım klavyeler bize ne söyleyecek, neler yazacak?
Önce bir hikâye anlatayım: Yıllar önce, çok başarılı bir öğrencim vardı. Her sınavdan yüksek notlarla geçiyor, makaleleri kabul ediliyor, konferanslarda alkışlanıyordu. Ama içinde bir boşluk vardı. Bir gün bana geldi ve içtenlikle şöyle dedi:
"Hocam, ben çok şey biliyorum ama sanki hiçbir şey bilmiyorum gibi hissediyorum. İçim boş, ruhumda bir kuraklık var."
O günden sonra anladım ki bilgi ile hikmet arasında büyük bir fark var. Bilgi aklın malı, hikmet ise gönlün. Sen bu yolda sadece bilgi biriktirme, hikmet de biriktir. Ve hikmetin en büyük kaynağı da Rabbinin kelamı: Kelamullah / Kur’an
Her gün bir sayfa düşünerek o mukaddes kelamı ezberlesen, onu asla "mehcur" bırakmasan ne güzel olur. Çünkü o kelam senin zihnin odağını belirler, gönlün yönünü tayin eder, konuşma tarzını şekillendirir. Sen hangi dilde konuşuyorsan, o dilin ruhunu o kelam oluşturur.
Konuşmak ve Yazmak: Anlamlı Olmak
Bak, bu çağda herkes çok konuşuyor ama çok az kişi anlamlı konuşuyor.
Herkes çok yazıyor ama çok az kişi değerli yazıyor.
Sebebi ne biliyor musun?
İçlerinde ihlas ateşi yok, o ilahi kelam yok.
İçlerinde o nur, ziya yok
Tabi ki her kap içindekini verir, ama olmayınca ne versin?
Her bardak içindekini dışarı aktarır, olmayan şey dışarıya nasıl aksın?.
Sen Kur'an'ı okuduğunda, ezberlediğinde, sadece kelimeleri hafızanda tutmuyor, kelimelerin arkasındaki hakikatleri, o hakikatlerin arkasındaki nurları ve onların arkasındaki rahmet ve hikmeti içine alıyorsun.
Bu senin akademik çalışmalarına nasıl yansır biliyor musun?
Bunu, “genç” olan kendime sesli söylüyorum, sizlere, gençlere/genç akademisyenlere yazarak iletiyorum.
Öncelikle, yazıların ve sözlerin derinlik ve ufuk kazanacak. Çünkü o zaman sen sadece yüzeysel bilgilerle yetinmeyecek, her konuyu o ilahi perspektiften de değerlendireceksin. "Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?" (Zümer 39:9) ayetiaslında buna işaret ediyor. Ne olursa olsun çalıştığın, araştırdığın konuda, sadece kronolojik bilgiler, istatistiki rakamlar vermeyecek, onların layların arkasındaki hikmetleri, ibretleri de göreceksin ve göstereceksin.
İkincisi, ifade gücün, kabiliyetin artacak. Çünkü Kur'an hem Arapça metniyle, hem de güzel ve sağlam mealleriyle dilin en güzel örneklerinden bir kitap/ bir hitap. Öncelikle Kur’an dili Arapçaya maruz kaldıkça, dilin güzelleşecek, ifadeler akıcı hale gelecek, cümlelerin daha kolay anlaşılacak.
Üçüncüsü, analiz kabiliyetin gelişecek, büyüyecek. ZiraKur'an'da her şey bir hikmete dayalı kurulmuştur. Sen o hikmeti aramaya alıştıkça, diğer konularda da hikmetleri görmeye başlayacak, bir olayın sadece zahirini değil, batınını da fark etmeye başlayacaksın. Kelamullah sevgisi ile hadisi kudisi de sonuç gerçekleşecek ve “Ben kulumu sevince de (âdeta) ben onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum.” (Buhârî, Rikak 38) hükmütahakkuk edecek.
Dördüncüsü, empati yeteneğin gelişecek, diğerkâm ve işar sahibi olacaksın. Kur'an'da Cenabı Hakk insanoğlunun bütün hallerini ve özelliklerini anlatmaktadır. Sen o halleri okudukça, bildikçe ve anladıkça, insanları daha iyi tanımaya başlayacaksın. İşte bu tecrübe seni daha iyi bir akademisyen, daha iyi bir öğretmen, daha iyi bir insan olmanı sağlayacak.
Beşincisi, kelamullahla hemhal oldukça senin sabır ve azmin artacak, daha güçlü ve daha sağlam bir insan olacaksın.Kur'an'da sabırla ilgili pek çok ayet var ki... Sen onları okudukça, ezberledikçe, hayatın zorluklarına karşı daha dayanıklı hale geliyorsun. Henüz çok iyi anlamadın ama başlamış olduğunuz akademik hayat sabır isteyen, hem de çok çok sabır isteyen bir hayat.
Bazen yıllar yıllar süren çalışmalar yaparsın, karşılığını alamazsın..
Bazen de haksızlıklara uğrarsın, hakkını geri alamazsın….
Bazen de ne yaparsan yap, kaderin, takdirin gereği istediğin neticeyi alamaz, nasibin olmadığı için bir türlü seni memnun edecek sonuca ulaşamazsın
İşte o zaman sana lazım olan ve seni yıkılmadan ayakta tutacak deva, sabır ayetleridir. Bu ayetler sana sabrı öğretir, hatırlatır, seni sabretmeye alıştırarak sana güç verir.
Bunlar sadece genç akademisyenler için, gençler için değil tabiki.. Kendini genç sayanlar için de geçerli, genç olmayanlar, erkekler, kadınlar için de geçerli ölçütler. Aslında bunlar Rabbimizin Kelamullahı ile biz aciz ve zayıf kullarına verdiği destekler, takviyeler..
Kur’an’ı Ezberlemek, Okumak, Düşünmek ve Yaşamak
Ama unutma ki Genç Kardeşim/ genç akademisyen
Ey İnsanoğlu.. Ey Beni adem
Kur'an'ı sadece ezberlemek, Kelamullahı hatmetmek yeterli midir sadece? Elbette yeterli değildir, tamam değildir, eksiktir.
Önünüzdeki yemek için kaşığı elinize alıp tabağa götürdüğünüzde yemek işi bitmiş oluyor mu? Devamı gelirse ve tamamlanırsa yemek yenmiş ve açlık giderilmiş olur.
Arabanın anahtarını elinize aldınız, şoför koltuğuna oturdunuz, anahtarı taktınız, araba gidiyor mu? Tabiki hır, anahtarı çevirmeniz, marşa basıp, direksiyonu sağlam tutup ilerlemeniz ve hedefinize gitmeniz gerek..
Kelamullah’da teşbihen bunlara benzer, Onu okuman ve ezberlemen başlangıçtır. Onu düşünmen, tefekkür etmen, iyice anlaman ve hayatına tatbik etmen gerekir. Her okuduğun ayetten "Bu bana ne öğretiyor? Bu benim hayatımı nasıl değiştirmeli? Bu benim akademik çalışmalarıma nasıl ışık tutuyor?" diye sorman gerekir. Sağlam ve düzgün anlaman için hadislere, alimlerin tefsirlerine bakman gerekir.
Mesela bir gün, Kur’an okurken
وَمَا يَعْلَمُ تَأْو۪يلَهُٓ اِلَّا اللّٰهُۢ وَالرَّاسِخُونَ فِي الْعِلْمِ يَقُولُونَ اٰمَنَّا بِه۪ۙ كُلٌّ مِنْ عِنْدِ رَبِّنَاۚ وَمَا يَذَّكَّرُ اِلَّٓا اُو۬لُوا الْاَلْبَابِ
“Oysa onun gerçek manasını ancak Allah bilir. İlimde derinleşmiş olanlar, “Ona inandık, hepsi Rabbimiz katındandır” derler. (Bu inceliği) ancak akıl sahipleri düşünüp anlar.” (Al-i İmrân 7.) ayetini okudun.
Dur, bekle biraz düşün:
Kimdir Rasihler?
Ben rasih bir ilim adamı olmak için ne yapmalıyım?
İlmimde derinleşmek için hangi adımları atmalıyım?
Bir başka gün de “وَفَوْقَ كُلِّ ذٖي عِلْمٍ عَلٖيمٌ” “Her bilenin üstünde daha çok bilen biri vardır.” ayetini okudun.
Yine dur ve bekle, ve düşün bir müddet.. Sonra sor kendine..
Benim üstümdeki alim kim?
Yoksa ben zirveye çıkmış, en büyük alim ben miyim?
Ben kendi büyüklüğümün farkında mı değilim?
Bir süre kalp ve gönül gözüyle düşündüğünde bu ayetin seni seni tevazuya davet ettiğini, alçak gönüllü olman gerektiğini kibir, kurur ve büyüklenmekten, başkalarını küçümsemekten seni sakındırdığını anlayacak ve hissedeceksin. Kelamullahınbu veciz ayeti, ne kadar öğrenirsen öğren, ne kadar bilirsen bil, senden daha bilgili birilerinin olduğunu, senin daha öğrenecek çok şeyler olduğunu hatırlatıyor, anlatıyor ve hissediyor.
İşte bu şekilde kelamullah senin hayatının rehberi, nuru olacak, akademik yolculuğun pusulana dönüşecek.
Hayatını o mukaddes kelam ile şekillendirdiğinde, o ilahi hitap yolunu çizdiğinde, sadece bilgili bir insan değil, aynı zamanda hikmetli bir insan olacaksın
Sen de, ben de hiç birimiz unutmayalım ki
insanlar bilgili insanlardan çok, hikmetli insanlara muhtaçtırlar.
Hikmete dayanmayan bilgi ne sahibine ne de başkasına fayda verir.
Hikmetsiz ilim, sadece bir yüktür