Gerçek gündem

xxx78

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül, 'dil bayramı' vesilesiyle ziyaret ettiği Karaman'da, gazetecilerin malum 'belge' ile ilgili sorusu üzerine, “Biz o konuları aramızda konuşuruz; artık gerçek gündeme dönelim” demiş ve eklemiş: “Zaten artık hiçbir şey gizli kalmıyor.”

Söylemeye gerek yok, ama yine de belirteyim: Cumhurbaşkanı Gül'den yaptığım alıntıların önünde ve arkasında başka cümleler de var; ancak can alıcı noktalar bu ikisi: 'Gerçek gündem' ve 'zorunlu şeffaflık'...

Bugünün teknolojisi yakın zamana kadar bu alanda pek de parlak bir performans sergilemeyen demokrasileri daha 'şeffaf' olmaya zorluyor. Ne kadar tedbir alınırsa alınsın 'gizlilik' ve 'mahremiyet' artık pek korunamıyor. Kocaman kulaklar her yerde, elektronik gözler ise hiçbir şeyi kaçırmıyor. Başkalarını izlesin ve gözlesin diye oluşturulan istihbarat birimleri, başka istihbaratçıların ve hatta sıradan vatandaşların takibini kolay atlatamıyor. Her türlü bilgiye birkaç parmak darbesiyle ulaşılmasını sağlayan süper olması bile gerekmeyen bilgisayarlar herkesin elinin altında.

Dürüstlük, doğruluk, adalet, hakkaniyet, müstağnilik arayan meslekler ve ilgi alanlarında yer alıp da gözü ve eli dışarıda olanların radara yakalanmamaları hiç mümkün değil. “Bir sıçrarsın çekirge, iki sıçrarsın çekirge, üç sıçrarsın çekirge...” deyimi tarihe karıştı; çekirgenin ilk sıçrama niyeti bile ânında dünyanın dört bir tarafında fark ediliyor.

Kötü niyetliler ile ellerini haramdan uzak tutamayanların kamu hizmeti dışında kalmaları tavsiye olunur...

Devletler, kurumlar ve birimler de sırf bu yüzden isteseler bile müsamahalı olamazlar; kendileri hatalara göz yumsalar bile yapılan yanlışlığın farkında olan 'yabancı' gözler müsamahayı pahalıya mal edebilirler. Yanlış yapan şantaja maruz kaldığında, kaybeden, müsamaha kanatlarıyla yapılanı görmezden gelen devlet, kurum ve birim oluyor çünkü.

Cumhurbaşkanı Gül “Bugünün dünyasında hiçbir şey gizli kalmıyor” derken güncel bir evrensel doğruya işaret ediyor ve herkesi uyarıyor...

“Bunları biz kendi aramızda konuşuruz, artık gerçek gündeme dönelim” sözleriyse Cumhurbaşkanı Gül'ün, uygulanması güç iyi niyetli bir temenniden ibaret; bu cümleyi sarf etmesini getiren gazeteci sorusu Türkiye'nin 'gerçek gündemi' zaten... İki haftadır her gün yatıp kalkıp ne idiğünü öğrenmeye çalıştığımız 'İrticayla Mücadele Eylem Planı' ülkemizde herkesi ilgilendiren sonuçları olabilecek bir 'olay'...

Türkiye'nin birinci gündem maddesi çok uzun zamandır olduğu ve bundan böyle de uzun yıllar olacağı gibi, 'demokrasi'... Bu sözcük ile ilgili ansiklopedi maddelerinde yazan bütün olumlu özelliklere sahip bir toplum olma mücadelesi ülkemizde süregidiyor. Demokrasinin bir daha kesintiye uğramaması, üzerinde hiçbir vesayet bulunmaması, kimsenin anayasadan almadığı bir gücü kullanamaması mücadelesi bu. Hatta bu mücadele bir askeri darbe sonrasında tanınmış demokrasiye aykırı yetkilerin yeni bir anayasayla tırpanlamasını da gerektiriyor.

Üzerinde tartıştığımız belge, işte bu sebeple, önemli ve ülkemiz açısından 'gerçek gündemi' teşkil ediyor...

Dünyamız teknolojide elde edilen ilerlemelerin sağladığı kolaylıkla hiçbir şeyin gizli kalamadığı bir dünya oldu. Bazıları üzülse de, Cumhurbaşkanı Gül'ün “Hiçbir şey gizli kalmıyor” sözünün hatırlattığı gerçek, bugün daha çok demokrasi yanlılarının işine yarıyor. Herkes bu gerçek istikametinde ayağını denk atmalı ve topluma karşı kirli oyunlara girişmemeli.

O hale gelene kadar ülkemizin 'gerçek gündemi' hiç değişmeyecek...