Görmez Kahraman Filan Değildir

Adnan Zeki BIYIK
Beni Diyanete Reis yap REİS!
----------------------------------------
Sayın Cumhurbaşkanım, malumunuz Diyanet İşleri Başkanı görevden alındı. Affedersiniz emekliye ayrıldı. Bu emekli işi de pek kafama yatmadı, çünkü dışarıdan getirilen profesörlerin kadroları üniversitelerinde…Dolayısıyla Diyanete hepsi görevlendirmeyle geliyorlar. Neyse konumuz bu değil.
 
Sayın Cumhurbaşkanım, muhtelif saiklerle iyi yönetilmemekten tutun da çok çeşitli sebeplerle Diyanet yıprandı. Tabii bunda Sayın Görmez’in ne kadar katkısı var-yok onu aziz milletimiz değerlendirir. Şu bir gerçek ki hiçbir Diyanet Reisi böyle gürültülü bir şekilde gitmedi ve çok sayıda ağır tenkide maruz kalmadı. Çünkü bu şahıs hem İslam Dinine hem kuruma çok büyük zararlar verdi. 
En çok  de yaptıkları torpilli atamalarla, düşüncesizce yapılmış fetva beyanlarıyla, İzmir’in dindarlığı ile ilgili ayrıştırıcı konuşmaları, getirdiği bazı akademisyenlerin sorumsuz ve iş bilmez tutumları vb çok sayıda büyük hatalarıyla  halkın kuruma olan itimadını bırakın sarsmayı ayaklar altına almıştır.
 
Kanal 7 de programcısı Turgay Bey’in önerisi olan pek de önemli olan “Salâ verin” çağrısına sahiplenen Görmez’e, her ne kadar Salâlar verdirdi, vb diye kendisine itibar kazandırılmaya çalışıldıysa da kendisi aşağıdaki hadise  ile hep çelişik durumda idi. Elbette şu kadar yıl o makamda dururken faydalı hizmetleri de oldu, ama bazı noktalarda kuruma ve dinimize verdiği zararlar derin yaralar açtı insanımızın gönüllerinde…
 
Örneğin taşradaki çok sayıda paralelci müftü, vaiz,kkö, imam, müezzin vb personeli,   herhalde ben atamadım. GÖRMEZ atadı…….Hatta bazı atamalar 17-25 den sonra bile oldu….Sonra darbe olunca taşradaki fetöcüler bir bir alınırken, ne hikmetse merkezde tık yok….Evet  merkezde alım oldu ama o kadar az ki….Alınan o azlar da daha çok alt düzey personel…..Eeeee taşradaki din görevlilerimiz ve bizlerin aklına şu soru devamlı geliyor….Neden merkez teşkilatta fetöcü ihracı yok denecek kadar az…..Sorular sorular….Yoksa var da kendileri töhmet altında kalırız diye bunlar himaye mi ediliyor? Diye soruyor insanlar…
 
Tüm bunlar olup biterken hiç hak etmeyen insanlar kahraman olarak lanse ediliyor…..Kahraman varsa, ustralarının çift taraflı kestiği dönemde elini değil başını taşın altına koyan ben ve benim gibiler meçhul kahramanlar….Yıllardır bunların illegal faaliyet gösterdiğini, iltimasla binlercesinin hukukunu yediğini söyleyenler kahraman….Salâ veren dayak yiyen imamlar, Tankların altına yatan aziz milletimizdir kahraman….Hak etmeyen birçok fırsatçıyı terfi ettirip mazlumların hakkını yiyenler değil…..Yıllarca dinler arası diyalog haltları karıştıranlar değil…..Bunları ileride tarih hep ortaya koyacak….
 
Prof. İhsan Süreyya Sırma’nın da dediği gibi Diyanet dini alanı doldurma noktasında  ciddi ihmallerde bulunmasaydı, fetö bu kadar güçlenemez, halkın dini duygularını istismar edemezdi…..Sayın GöRMEZ’in akademisyen arkadaşları ve asistanları arpalık gibi yurt içinde ve yurtdışında gönüllenirken, önemli makamları işgal eden bazı zevat hicaz topraklarında dolarlarına dolar katmaya çalışırken (bazı idarecilerin vesairenin gittiği hac ve umre sayısı incelensin ne demek istediğim anlaşılacaktır) 5 yıldızlı otellerde yıl boyu lüzumsuz tatilden başka bir anlama gelmeyen seminer, çalıştay vs işlerle meşgul olunurken, fetöler şatolar güçlendi de güçlendi….Bunun da baş müsebbibi GÖRMEZ’dir. 
 
Kendisi Fetöcü değil ama hesap vermesi gereken ihmallerin baş mimarıdır. Ve beyefendi hiçbir fatura ödemeden gitti…Neymiş ilme dönüyormuş…Daha önce dönseydin ya…Sabık Bursa Müftüsü Mehmet Emin AY gibi 16 Temmuz sabahı istifa dilekçesi yazıp gitseydin ilmi hayata…..Bu arada O beyefendiyle alakalı neden işlem yapılmadı? Gidiş zamanı ve tarzı hiç normal değil…
Bay Görmez’in ödüllendirilir gibi  rektör yapılması da büyük günahtır bana göre….İnşaallah bu hataya düşülmez…
Beyefendinin kızı Müberra GÖRMEZ, babasının ümmeti düşündüğüne şahitmiş ve ondan memnunmuş, tabii memnun olacaksın kızım, yokluk görmedin ki, benim kızım gibi sürgün görmedin ki, İslam’ı savunduğum için, Hz Peygamber’in izzeti savunduğum için hakkında soruşturma açılıp rahatsız edilip psikolojin bozulmadı ki….Yıllardır eleştirdiğim haksız atamalar sebebiyle devamlı idare tarafından   benim gibi itilip kakılmadın ki….
 
Sen babandan razısın ama benim kızım da ben de babandan razı değiliz kızım….Cep telefonumuza mesaj atıp helallik istemiş….Hakkımızı helal etmiyoruz kızım….Ömrüm sınırlarda geçti evlatlarım doğru dürüst okuyamadı, hep okul değiştirdi…Biliyor musun kızım yaklaşık 30 yıldır bu kurumda hizmet ediyorum…bizim paramızla aldığımız bir evimiz bile yok, jakuzzimiz de yok…Babamdan kalan ucuz bir evimiz var o kadar… ve ömrümüz oradan oraya fırlatılarak “hizmetinize ihtiyaç duyuldu” hitaplarıyla dalga geçilerek  en geri kalmış yerlere atanarak sürgünlerle geçti….
 
Annemin de babamın da, kanserli kardeşimin de hep ölülerine gittim. Ciğeri on para etmez diyalogcuları istedikleri makama getiren baban benim hasta aileme refakat etmemi engelledi yaptığı sürgünlerle….Kardeşimin Hacettepe Onkolojiye götürecek kimsesi yok beni memleketime yakın bir yere (Samsun) civarına atayın lütfen dememe rağmen Samsun’a oldukça yakın olan Kırklareli’ye gönderdi sevgili babanız….Peki suçum ne Müberra kızım? Torpil yapmayın, iltimas kul hakkıdır, israf etmeyin devletin parasını pulunu cehennem ateşi sayın dedim…Suçlarım bunlar…..Tabii bu zulümlerin hesabını muhterem babanızdan soracağım Müberra kızım…
 
Müberra kızım, dinler arası diyaloglar kepazeliklerinin baş savunucuları, “muhterem muhterem” diye fetönün arkasında gezen takım hep terfi ederken bunlarla mücadele eden şahsıma muhterem babanız sürgünleri reva gördü, yetmezmiş gibi bir de soruşturma açtırdı….Buyurun babanızdan razı olun…Ama biz razı değiliz, ben ve benim gibi niceleri….
 
Ben hayatımda haram para yemedim, kanaatkâr bir din ve dava adamıyım. Hiçbir oluşuma intisap etmediğim gibi ülkemin tarihine kara damga olan Fetö’ye çok çok önce, mesela 17-25’den önce en ağır yazıları da yazmış, Peygamberimize saygısızlık yapan paralel yazara da haddini bildirmiş bir müftüyüm ve köşe yazarıyım. Paralele yazdığım bu ağır yazı sebebiyle bana soruşturma açıp müfettiş gönderen  emekli! Başkan Görmez’e de haliyle  hakkımı da helal etmiyorum.  
 
Yazının tarihine dikkat buyurun..20 Kasım 2013
http://odatv.com/zaman-gazetesi-almak-caiz-degil-2011131200.html
 
 
Bahsettiğim yazım sebebiyle o dönemde çok tehdit aldım. Çok güçlü olduğu o dönemlerde bu tip yazılar yazmak er kişi idi. Ben Allah’tan başka kimseden çekinmediğim için hiçbirini dikkate almadım. 17-25 den sonra ya da darbeden sonra ıslah-ı nefs edenleri göz önüne aldığımızda onlar paşa paşa yaşarken bize madalya takılması gereken yerde onca ızdırabı çektirenlerle (muhtelif sürgünlerle ailemi perişan edenlerle) haliyle ahirette hesaplaşacağız. 
 
Ne hikmetse uzaktan yakından bağımız olmadığı gibi heriflerin güçlü olduğu dönemlerde her şeyi göze alarak ağır yazılar kaleme almak suretiyle biz büyük tehlikelere kendimizi atarken şimdilerde ben hâlâ muhtelif soruşturmalarla rahatsız ediliyorum… Geçtiğimiz aylarda torpil ve iltimaslı fetö terfilerini de eleştiren hiciv içerikli bir şiirim sebebiyle şahsıma yine soruşturma açıldı. 
Allah aşkına şiirin içinde isim geçmemesine rağmen ve yazılış tarihi eski olan şiirimden bazı herifler neden üstüne alınıyor sizce? Yüzlerce-binlerce  fetösel atamayı yapmış ki alınmış bazıları…Bu atamaları kimler yapmışsa ve bu soruşturmayı kim bana göndermişse hakkında işlem yapılmasını istiyorum.
 
Konuya dönersek Sayın Cumhurbaşkanım, yukarıdaki bilgileri neden verdim. Görün ben bu paralellere karşı ne mücadele vermişim benim başımdakiler bana sürgün, soruşturma reva görmüşler takdirlerinize arz ediyorum. Ve sorumlular kimse haklarında işlem yapılmasını istiyorum.
 
Sayın Cumhurbaşkanım oldukça incinmiş kurumumuzu düzeltmek için benim acilen Diyanet Reisi olmam lazım. Öyle titri büyük ama kuruma yabancı şahıslarla Diyanetin eski itibarını  filan tesis edemeyiz.
Olur da bizi o makama layık görürseniz benim bir takım şartlarım olacak. 2.5 yıl sonra emekli olacağım. Benim para, pul, makam filan derdim yok. Tek derdim bu kurumu ıslah etmek. Ben şu andaki maaşımla hizmet etmeye hazırım…Zaten parasal endişelerim olsaydı bazıları gibi hicaz topraklarından çıkmazdım…
 
İşte şartlarım:
1-Kuruma teşkilatı tanımayan, dışarıdan (üniversiteden) eleman getirmem. Bu mevcut binlerce müftüye, emeğe hürmetsizlik olur. Onları incitmemek lazım. Zaten bir kurum bürokratını yetiştiremiyorsa ki fazlasıyla bu işi yapacak müftülerimiz var. O kurum bitik demektir. Öğrenci yetiştirmesi, ilim irfan üretmesi gereken akademisyenler kadroları olan üniversitelerine gönderilecek…Müftülüğü müftüler yapacak. Herkes işini yapacak….
 
2- Başkanlığım döneminde tayinleri ben ve ekibim yapacağım. Ekip içinde ahlaksızlık yapan, torpile tevessül eden anında cezalandırılacak, kamuoyunun önünde rezil edilecek. Hulasa; tüm tayinler adalete uygun olarak yapılacak, kıdem ve diplomaya saygısızlık yapılmayacak. 
Birilerinin asistanı olup, birilerinin itelemesi sonucu tecrübesiz ama torpilli gençleri daire başkanı vb ünvanlarla  önemli makamlara getirmek suretiyle kurum içi düşmanlıklara ve kıskançlıklara mahal verilmeyecek. 
 
Örnek vermek gerekirse bir imam aniden genel müdür yapılamayacak, bir murakıp ya da vaize “gel seni daire başkanı yaptık” tarzında Kuranın ilkelerine, genel ahlaka ve devlet terbiyesine aykırı kul hakkı olan uygulamalar  bitirilecek. Bu şekilde bedavadan roket hızıyla itelemeyle yüksek makama getirilenler derhal oralardan alınıp eski görev yerlerine gönderilecek. Devletin makamları kimsenin babasının çiftliği olarak görülmeyecek, hizmet aşkıyla yanan tecrübeli bilgili milli şahsiyeti tekâmül etmiş şahıslar kurumu temsil edecek.
 
3-Ben yaptım oldu tarzında keyfi uygulamalar olmayacak, kişiye özel yönetmelik çıkarılamayacak, “bir kereye mahsus” tarzında  hilelere baş vurulmayacak
 
4-Dini anlatma noktasında hiç kimseden çekinmeyeceğiz. İslam kimsenin himayesine girmemeli. Hiçbir cemaat, tarikat, mezhep  vb gibi oluşumların güdümünde değil Kuran ve Sünnet ışığında İslam Dini halkımıza anlatılacak. Bu bizim cemaatten bu bizim tarikten bu bizim dünya görüşüne daha uygun bu bizim asistan, “bu benim tez öğrencim” desiselerine başvurulmayacak, bunları yapan ya da göz yuman bürokratlar ağır şekilde cezalandırılacak. Mülk her şeyden önemlidir.
 
5-Torpil bulmak suretiyle büyükşehirlere ve önemli merkezleri kümelenmiş, bulduğu iltimaslar vesilesiyle uzun yıllar buraları işgal eden etik ve vicdan yoksunu personel yurdun başka bölgelerine gönderilecek. Anadoluda yıllarca hizmet verip İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir vs büyük illeri görmeden emekliye ayrılan ya da ölen tüm mazlum müftülerin hesabı sorulacak. İnsanlara kürsülerden adaleti, kul hakkını, diğergamlığı anlatan ama bunu kendi hayatına koymayan torpilci müftüler bu bencilliklerini sürdürmeye devam ederlerse  deşifre edilecek. Bu torpilli zevatı oralarda uzun yıllar tutan varsa merkezdekilere mazlumların hakları adına hesap sorulacak.
 
6-Mübarek toprakları rant merkezi olarak gören defalarca hacca-umreye gidenler devlet imkanıyla bir daha hacca gidemeyecek. Gitmeyen, hakkı yenen personele imkân verilecek…
 
7-Lüzumsuz seminer, çalıştay, ve bunun gibi israfın zirve yaptığı tüm müsriflikler bitirilecek….Bunlardan gerçekten faideli olabilecek olanlar yapılacak….Devletin sırtından açık büfe, jakuzzi, termal vs müsriflikler yapılmayacak 5 yıldızlı otellerde israf sofraları gibi şeylerle devletin hazinesi çarçur edilmeyecek. Buralarda ziyan edilen paralara her ilde imam evi yapılacak…her ilde hatta her ilçede öğretmenevleri ya da polis evleri varken 2017 yılında hala imam evlerimizin olmaması çok düşündürücüdür. Başkanlığımda paralar birilerini zengin etmeye  değil de bu tip hizmete dönük yerlere harcanacaktır.
 
8-Kamunun parasına veya malına el uzatan kitabına uydursa bile haksızca zimmetine geçiren personel yargılanacak. Hırsızlığı tespit edilen bir daha kamuda çalıştırılmayacak.
 
9-İslam Dinine, Kuran’a Hz Peygamberimiz’e saldıran kim olursa olsun hepsine bizzat ben tepki göstereceğim. Bir takım koltuk hesaplarıyla bunları görmezden gelmeyeceğim. Görmezden gelirsem halkımın tüm sövgüleri ve laneti  üstüme vacip olsun.
 
10-Yıllardır üvey evlat olarak görülen taşra personelimizin özlük haklarını iyileştireceğim. Kendilerine yüksek yüksek ek göstergeleri almada mahir olup taşradan bunu kısan, durumu devlet büyüklerine iletmeyi zül sayan eski yöneticiler gibi olmayacağım. Özellikle de uzun yıllar hakları verilmeyerek gururları incitilen Murakıp ve vaizlerin haklarını iyileştireceğim. Kamudaki tüm idarecilerden daha tahsilli olan 4 yıllık  ilâhiyat fakültesi eğitiminin üstüne 2.5 yıl da ihtisas yapan tüm müftülere 3600 ek göstergeyi vereceğim. İhtisas yapmamış il müftüleri il müftüsü yapılmayacak. İhtisası olmayan mevcut il müftüleri merkeze alınacak. Hiç doğu hizmeti yapmadan torpille hep batıda kalmayı başaran! Oppürtünistlere yaşı ne olursa olsun doğu hizmeti görevi verilecek. Kimsenin kimseyi keriz yerine koymasına izin verilmeyecek. Kendini uyanık sananların hadleri bildirilecek.
 
11-Diyanet İşleri Başkanını İl ve İlçe Müftüleri ve ilden belli sayıda vaiz ve imamalar oy kullanmak suretiyle seçecek. Seçilen şahsı Cumhurbaşkanı devletin başı sıfatıyla atayacak. Diyanet İşleri Başkanı İslam’ı temsil ettiği için Cumhurbaşkanı dışında kimse ona amirlik etmeyecektir. Cumhurbaşkanı dışında hiçbir siyasi ya da gayr-ı siyasi eşhas başkanı ayağına çağırmayacak…
 
12-Başkan olursam hiçbir cemaatin ya da tarikatin liderine İslamın ve kurumun mehabetini ayağa düşürecek mektup ya da mektuplar yazmayacağım. 
 
13-Hz Aişe annemize hakaret eden mollaların arkasında namaz kılarak Efendimiz Aleyhissalaâtü vesselamın ruhunu ve de Yavuz Sultan Selim Hanın ruhunu incitmeyeceğim. Ben siyasetçi değilim. İslamiyeti en üst derecede temsil eden bir din adamıyım, dolayısıyla bu durumun nezaketine muvafık hareket edeceğim. Bin yıllık ehl-i sünnet mirasının izzetini yani mülkü muhafaza edeceğim.
 
14- Devletin bekası, vatanın bölünmez bütünlüğü, İslam Dininin intişarı ve sevdirilmesi noktasında, milli ve dini kültürümüzün geniş kuşaklara ulaştırılması, terörün her türlüsüne karşı verilecek mücadele noktasında devletimizin tüm talimatlarını uygulayacağım…Bunu canımı feda edercesine canhıraş bir şekilde ortaya koyacağım…Gerektiğinde bu memleket için canımı feda etmekten kaçınmayacağım.
 
15-İhmalim ya da lakaydlığım sebebiyle kuruma  bölücüler girmişse hesabını vereceğim. Hiçbir şey olmamış gibi davranmayacağım. Yapmam da olursa ihmalim sebebiyle yaptığım iltimasların hesabını vereceğim…Mali noktada hesap kitaplar sayıştayca denetlenecek…Kalem kalem herşeyin hesabı devlete verilecek. Beytülmalin bir lirası bile birilerinin keyfine harcanmayacak. Geriye dönük terörize kadrolaşmada birçok ihmali bulunan tüm başkan ve yardımcıları vb bürokratların hesap vermesinin bizzat takipçisi olacağım. Öyle haydi bana güle güle yok….Türkiye yağma Hasan Böreği değil…Bu mazlum milletin hesabı ihmali olan  tüm diyanet yöneticilerinden sorulacak
 
16-Müftü iken resmi araçlara binmedim, resmi görevlerde de nadiren bindim, çoğunlukla kendi arabamı kullandım…Şimdi makamı temsilen mütevazi bir araca bineceğim…Dedikodulara mahal vermeyeceğim. İslam’ın izzeti araba, taht, görkemli halılarla değil yüksek ahlakla taçlandırılır ve temsil edilir…
 
17-Televizyonlarda İslam Dinini ayağa düşüren,  insanımıza müstehcinlikle karışık güya din anlatan, Kuran ve Sünnetteki İslam’ın haricinde kendi oluşumunun görüşlerini din diye anlatanların ve sahte mehdi propagandacılarının yanıltıcı ve çarpıtıcı, saptırıcı yayınlarına cevap verecek ve Halkımıza doğruları anlatacak bir âlim heyeti oluşturacağım. Bunlar tvlerde doğru İslam’ı anlatacaklar.
 
18-Kuranın hükümleri ve Peygamberimizin sünnetleri geniş kitlelere ulaştırılması için tüm materyaller kullanılacak. İnsanlar sadece Kuranı makamsal olarak dinlemeyecek, anlamıyla olan ilişkisi artırılacak, bu alanda çok ciddi çalışmalar yapılacak.
 
19-Sesi güzel olup selatin camilerinde görev yapan personelimiz de rotasyona tabi tutulacak, meşhur olunca diğer arkadaşlarını hor gören, tepeden bakan bazı ünlenmiş okuyucuların okuyucu mafyasını oluşturmamaları için görev yerleri değiştirilecek. Kuranı Kerimi pazarlık usulü muhtelif alanlarda, düğün salonlarında okuyup para kazanan ve bunu da görev mahallini terk ederek yapan görevliler cezalandırılacak… Kuran’ın vakarına muvafık hareket eden Kuran’ı pazarlık yaparak ticaretini yapmayan gönlü büyük personelimiz idare tarafından değişik şekillerde ödüllendirilecek.
 
20-Tüm sendikalar haddini hududunu bilecek, ortada bir haksızlık varsa  nezaket dairesi içinde hakkını arayacak, müftülere onların amiriymiş gibi siyasi baskı yaptırtmayacak…Herşey adalete uygun bir şekilde saygı ve devlet memuruna yakışır bir şekilde tesis edilecek.
 
21-Müftülerimiz de devletin kendilerine verdiği yetkiyi kötüye kullanmayacak, tüm imam, müezzin Kuran Kursu Hocası, vaiz vb gibi personeline hüsn ü niyetle ve müşfikçe davranacak, karşılıklı sevgi ve ihtiram üzere hizmetler gerçekleştirilecek.
 
22-Yurtdışı görevlendirmelerinde imam alımında müftüleri sınava tabi tutup profesörler sınavdan muaftır tarzında personel arasında kıyıcı bir ayrım benim başkanlığımda olmayacak, müftüler imam olarak yurtdışına gitmek için başvurduklarında 5 yıl arayla en fazla iki kez görev yapabilecekler. Yurtdışındaki tüm akademisyenler hepsi öğrenci yetiştirmek üzere üniversitelerine gönderilecektir. Teşkilat cep şişirme yeri olarak değil hizmet aşkıyla yanma yeri olarak görülecektir. Bu şekilde olmayan paragözlere idarece değer verilmeyecektir. 
 
23- Yurtdışı görevlendirmelerinde ilahiyat fakültesi bitirenlere, master doktora yapanlara, sosyal kişiliği terakki etmiş kişilere, iyi vaaz edebilenlere, dil bilenlere öncelik verilecektir…Yurtdışında konferanslar için gittiğimde gelen görevlilerin çoğunun iyi vaaz edemediği, seslerinin yetersiz olduğu sosyal yönden kifayetsiz olduğuna dair şikayetler almıştım….Bunları göz önüne aldığımızda görevli seçiminde daha dikkatli olunacaktır.
 
24-Din İşleri Yüksek Kurulunun daha çok çekirdekten yetişme alim müftülerden oluşturacağım… Çekirdekten yetişmiş akademisyenlerimize de kurulda görev verilecek. Kurul güncellenecek, çağın gerisinde kalmayacak, halkın nazarında yılbaşı, hindi, milli piyango kurulu gibi görülmesi imajı yok edilecektir. Kurulda en az 3 hanımefendi üyemiz olacak. 
 
25-Merkezde ziyan edildiğini düşündüğüm yetişmiş topluma çok faydalı olabilecek müftülerimizi tekrar aktif hale getirmek isterim.
 
26-Bazılarının yaptığı gibi atamalar etnik kimlik ve hemşehri taassubuyla asla yapılmayacak. Personel, “filanca hemşehrilerini doldurdu” diyemeyecek…Devletin makamları kimsenin babasının çiftliği değildir. Kul hakkı-kamu hakkı cehennem ateşi demektir inancı ve felsefesi tüm yurda başkanlığımızca yayılacaktır….Öncekilerin yüzde 10-15’lere düşürdüğü güven oranını adaletli davranarak tekrar yukarılara çekmek için azami gayret göstereceğiz.
 
27-Usulüne uygun yapılmayan Şube müdürlüğü sınavıyla ilgili olarak ve diğer konularda mahkeme kararlarını tanımamak suretiyle hukuku çiğneyenlere dava açılıp hesap sorulacak.
 
28-Tüm atamalar aynı kaymakam valilerde olduğu gibi şeffaf herkesin görebileceği şekilde ilan edilecek.
 
29-Elmalı’nın tefsirini aşan bir tefsir henüz husule getirilemediğinden çağımzın ihtiyaçları da göz önünde bulundurularak, politize olmamış, bir kliğin adamı olmayan Kuran’a ve sünnete gönülden bağlı, kalbinde maraz bulunmayan ilim irfan ekibi tarafından modern bir tefsir yazılması gerçekleştirilecek.
 
30-Türkiye Cumhuriyetini temsilen hacda bulunmam gerektiğinde bazıları gibi Ecyad Kalesini tarumar edip  üstüne canavar korkuluğu gibi dikilen astronomik rakamlara konaklanan hilkat garibesi  Zemzem Tower ve benzer binalarda kalmayacağım, geceliği 100-150 riyale olan mütevazi otellerde kalacağım….Ben Aziz Peygamberimizin makamını temsil ediyorsam bunlara dikkat edeceğim.
 
31-Bu yazım sebebiyle bana yine bir soruşturma açılırsa Sayın Cumhurbaşkanım, bilesiniz ki içeride kamufle olan fetöcüler var demektir….Sizden istirhamım merkezdeki tüm birimleri ciddi anlamda sigaya çekmeniz….Çünkü at kılı postal bağı sebeplerle bana soruşturma açılmalarından bıktım….
 
Not: Emeklime 2-3 yıl kaldı eğer beni  başkan olarak atarsanız Diyaneti ıslah ederim,bu işi de benden başka kimse yapamaz onu da belirteyim....Sayın Cumhurbaşkanım,  eğer beni başkanlığa atamazsanız bu sizin takdiriniz ama ben emekli olunca Necaşi’nin hesap önüme altundan dağlar koysanız bir daha geri gelmem….Kuşlarımın, ördeklerimin yanından çıkmam dışarı….
 
Beni başkan yapmazlarsa başkan olacak hocamıza yukarıdaki manifesto niteliğindeki maddeleri hayata geçirmesini tavsiye ederim….Yeni başkana bir tavsiyem daha olacak: Gözü paradan başka bir şey görmeyen, hizmet aşkı olmayan İslam için, bu aziz vatan için sancı çekmeyen kimseyi kuruma alma....Bir de bu torpil işine çok dikkat et...Bu ülke çökerse iltimastan-torpilden çöker...Zaten Efendimiz (s.a.v) boşa buyurmamışlar: Liyakatsiz takım makamları işgal ettiklerinde kıyameti bekleyiniz....
 
Bazıları diyecek ki yahu bu nasıl bir müftüymüş, nasıl bir adammış….O kardeşlerime de buradan şöyle cevap vereyim: 
Arkadaşlar ben Karadeniz uşağıyım, dobra söylerim, konuşurken sağım solum oynamaz…Tüm mülkün sahibi Rabbim de beni aha böyle halk etmiş….Yapacak bir şey yok….
 
“Bir gün akşam olur biz de gideriz kalır dudaklarda şarkımız bizim.”
Allah son topraklarımız olan bu aziz vatanı yerli ve yabancı şer güçlerden korusun, emânına alsın….
 
Saygılarımla
 
Adnan Zeki Bıyık
Kırklareli Müftü Yardımcısı
Fetö ve Görmez mağduru Kenar Müftüsü

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (8)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.