Güle Güle Şair Yürekli Güzel İnsan

Demliyazılar

 

Mihriban’ında aradık biz aşkımızı;

Yar deyince kalem elden düşüyor,

Gözlerim görmüyor aklım şaşıyor,

Lambada titreyen alev üşüyor,

Aşk kâğıda yazılmıyor.” diyerek.

Hakk’ı senin satır aralarında da buluyorduk;

Gök güvercin Hakk der uçar seherde,

Balık suda Hakk’ı içer seherde,

Kırmızı gül Hakk der açar seherde,

Kokusunu verir verir Hû çeker”diyerek.

Senle uyanmaya çalıştı Türkiye;

Gel ki görkemli birlik birlikte gerçekleşsin,

Gel ki Anadolu’da huzur rüzgârı essin,

Gel ki leş kargaları korksun, sesini kessin,

Mazlum canından bıktı, uyan artık Türkiye!

Her yerde şafak söktü, uyan artık Türkiye!” diyerek.

Senle yemin ettik bir kere;

Komünist, siyonist, pusudan çıktı,

Dinime saldırdı, töremi yıktı,

Gönen'li Gülizar, Bünyan'lı Sıtkı,

Susarsam, hakkını helâl etmesin.” diyerek.

Canlara sesleniyordun sen bizlere ders verircesine;

Sana tavsiyemdir ey can
Zalimlerin boynunda süslü kravat olacağına
Var bir garip ölünün üstünde
Kefen ol
Kimsesiz gelinlerin yüzünde
Duvak ol..
” diyerek.

Her sözünde, her yazında bir mana yüklüydü. Her kelimende lezzet vardı, her cümlende farklılık vardı. Seni uğurluyoruz dünyadan en sevdiğin dava arkadaşın Merhum Muhsin Yazıcıoğlu'na yoldaş olman için.  

Artık senin kalemin düştü kara toprağa. Öksüz bıraktın Mihriban’ını. Bizleri de hüzne boğdun. Sen buradan selam söyle en Sevgili’ne, en Sevdiklerine.

Unutamayacağız seni, tüm şiirlerini ve ilkelerini.

Allah mekânını cennet eylesin ey şair yürekli güzel insan…

Üstadın en sevdiğim bir şiiriyle sizleri baş başa bırakıyorum. O kıvrak kaleminden çıkan kelimeleri sindirerek okumanızı tavsiye ediyorum.

Sana Geliyorum Sana

Görmeden, doğduğum gecenin seherini
Ellerim değmeden anama,
Ve günah izi yokken dudaklarımda,
Bebeklere has bir dille ağlayarak,
SANA geliyorum SANA
Çırılçıplak

Köklerim sığmadı zamana;
Silktim ham meyvelerimi utandım da,
Bir garip ağaç oldum aşk ükesinde,
Kutsal duygularınla donandım yaprak yaprak
SANA geliyorum SANA
Dal-budak

Ne bir dürüm ekmek var heybemde
Ne içecek suyum kana kana...
Bir tutam umutla düştüm yollara,
Bazan yürüyerek, bazan koşarak
SANA geliyorum SANA
Yalınayak

Yollar uzadıkça yük ağırlaştı,
Ateş düştü gönlümdeki harmana
Bıraktım ağrıyı, sızıyı bir yana;
Hasretinden ipil ipil yanarak,
SANA geliyorum SANA
Bir avuç toprak

Seyrettim uzaktan benliğimi ki,
Et, kemik, kan değilmiş manâ
Habibin hakkına, İsmin hakkına
Af dilemek icin ağlayarak,
SANA geliyorun SANA
Ya HAKK..

 

 

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (4)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.