Hastalık, bedenimiz veya zihnimizde meydana gelen, rahatsızlık, dert ve görev bozukluğuna yol açan belirli bir anormal duruma verilen isimdir. TDK tanımına göre "hastalık"; "Organizmada birtakım değişikliklerin ortaya çıkmasıyla sağlığın bozulması durumu, rahatsızlık, dert, illet, maraz, maraza, esenlik karşıtıdır.
Sağlığı bozan etkenler kişisel, çevresel ve sosyal olmak üzere üç ana gruba ayrılır
Hastalıklar, çeşidine, tuttukları organ ve sistemlere, toplumda görünüş özelliklerine, görüldükleri yaş gruplarına ve etkenlerine göre sınıflandırılırlar. Örneğin: Enfeksiyon hastalıkları, psikolojik hastalıklar, sosyal ve salgın hastalıklar, dejeneratif hastalıklar ve bebeklik çağı hastalıkları gibi.
Hastalık hallerinde hastalığın durumuna ağırlığına ve ciddiyetine ve hastalar da metanet, inanç ve itikatlarına göre tepki verirler. Ağrı sancı gibi bazen dayanılması güç şikayetler olur. Hastalığın Allahtan geldiğine inanan bir Müslüman hastalığa karşı daha metin olur. Bazıları da hastalığı günahlarının kefareti olarak bazıları Allah’ın bir imtihanı olarak kabul eder. Hasta olunca Allaha isyan etmek büyük günah ve büyük yanlıştır. Meslek hayatımda kanserden korkan çok hastayla karşılaşıyorum. ‘’Doktor bana gerçeği söyle Allah’ın takdirine razıyız’’ diyen çok hasta var. Böyle demekle beraber gerçeği kabullenebilecek kaldırabilecek metin hastalar da çok azdır. Bu nedenle ben kanser vakalarında doğrudan teşhisi hastanın yüzüne söylemeyi doğru bulmam. Bir defasında Vakıf GurabaHastanesinde çalışırken Orta Okuldan Resim Öğretmenim gelmişti. Akciğer röntgeninde bir plevral tümör vardı. Hocam biraz araştırmamız gerekiyor dedim. Ama Göğüs Cerrahi Kliniği Uzmanları senin kanserin var deyince şok geçirdi, dünyası başına yıkıldı. O sıralarda İstanbul’da Kanlıca’da bir hoca ismini duymuştum. Moral olarak faydası olur diye düşünerek ona yönlendirdim. O hoca hakkında bir şeyler duydum ama yanlışı doğrusu hakkında tam bilgi sahibi değildim. Öğretmenim ona tam bağlandı, herhalde namaza da başlamıştı. Hoca hastalığını tedavi ettiğini söyledi. İyileştiğine inandı. İki sene sonra da vefat etti. O hocaya gitmekle moral olarak maneviyat olarak düzelmiş oldu. Sonuçta manevi bir iyilik hali olmuştu.
Yine Vakıf Guraba Hastanesinde çalışırken bir gün Adapazarı’ndan bana bir hasta gönderdiler. Hasta kolon kanseri olduğundan haberi yok ve genel durumu da iyi görünüyordu. Genel Cerrahi Uzmanı ameliyat olması gerektiğini ve kalın barsağının çıkışını karın ön duvarına bağlayacağını(bu ameliyata kolostomi deniyor) ve ameliyatı kabul etmezse bir gün barsağının delineceğini ve o zaman da tedavi şansını temelli kaybedeceğini söyledi. Adam bunu duyunca dünyası başına yıkıldı. Bana hastayı ameliyata ikna etmemi söylediler. Ben hastaya durumu izah ederken şu hadisi kudsiyi naklettim: Allah-u TeàlâHazretleri, Ben bir kulumun canına, ailesine veyahut malına bir zarar verirsem o da ona sabır ile mukabele ederse, sabrederse; itiraz edip de edepsizce hareketlere düşmezse, ona kıyamet gününde hesap tertip etmeye, ‘Aç bakalım hesabını, defterini göreyim!’ demeye utanırım!”. Yani Allah o kulunu doğrudan cennete koyar.
Hasta durumunu anladı ve o hadisi kutsi onun için tutunacak bir dal oldu. Bana kontrollere geldiğinde hep o hadisi kudsi ile moral bulduğunu heyecanla söylemişti. İnsanlar bir destek ararlar. İnancı zayıf da olsa kuvvetli de olsa her insan böyle zamanlarda tutunacak bir dal; manevi bir destek arar.
Bu hadisleri bilen bir kimse hastalandığında şikayet eder mi, isyan eder mi? Bu müjdeleri bilen sabır gösterir hatta günahlarından temizleneceği için şükreder. Bilmeyen, inancı zayıf olanlar ise yıkılır, teselli de edilemezler. Yukarda verdiğim örnekler manevi destekle sabır gösterdiler hastalığın Allahtan geldiğini idrak edebildiler. Bir başka misal de babamdı. Rahmetli babam da son birkaç sene kalp yetmezliği ve nefes darlığından dolayı oldukça rahatsızdı. Hastalığını günahlarının kusurlarının karşılığı olarak düşünüyordu ve hastalığına sabrederek Allah’tan günahlarının affını ve cezasını ahrete bırakmaması için dua ediyordu. Dindar ve saliha bir hanım olan rahmetli kayınvalideme de kanser tanısı konmuştu. Vefatından iki üç ay önce bana durumunu sorduklarında Allah ona cennette yüksek bir derece takdir etmiş, o da bu dereceye yaşadığı müddetçe amellerinin karşılığı sevaplara ilave olarak tedavisi olmayan bu hastalığa da sabrederek kazandığı sevapla nail olacak diye cevap vermiştim.
Halen de çalıştığım Özel Sağlık Kurumunda hastalıktan korkan çok hasta ile karşılaşıyorum. Hasta ben biraz dikkatli muayene edince bir şey mi var diye paniğe kapılıyor. Zaten dikkatli muayene etmemiz lazım. Hasta çok korkuyorum diyor. Ben de bazılarına Allahtan kork hastalıktan korkma diyerek korkusunu hafifletmeye çalışıyorum. Hastalara nasıl bir iyilik yaptığınızda Allah sevap veriyorsa hastalandığınızda sabrederseniz sevap kazanırsınız diyorum. Bazı hastaları ikna edebiliyor rahatlatabiliyorum. Bu tabii hasta psikolojisi ilgili bir durum. Benim bu şekilde teskin ve teselli etmeye çalışmam imanı zayıf olanlara tesir etmiyor.
Sahabeden bir örnek de paylaşmak istiyorum. Aşereimübeşşereden Saad İbni Ebi Vakkas (R.A.) duası anında gerçekleşen bir zat idi. Son demlerinde gözleri görmüyordu. Kendisine gözlerinin açılması için neden dua etmiyorsun denildiğinde ‘’Rabbimin takdiri gözlerimin nurunun üstündedir.’’ diyerek cevap vermişti.
Mehmet Efendi (Mehmed Zahit Kotku Rh A) Hocamıza doktor ‘’ Ne şikayetiniz var ?‘’ diye sorduğunda Hocamız ‘’ Kimi kime şikayet edeceğiz?’’ demişti. Hastalığı veren Allah’tır demek istiyordu.
Bu bölümde birkaç başlık altında tahlil yapmak istiyorum
1.Hadislere göre hastalar ve hastalıkların durumu:
2.Ruh sağlığı,
3.Tedavi İyileşme ve Şifa İle İlgili Hadisler ve Yanlışlarımız
4.Dua ile tedavi:
5.İbadetlerimizin Sağlığımıza Etkileri:
1. HADİSLERE GÖRE HASTALAR VE HASTALIKLARIN DURUMU:
1. ‘’Ben bir kulumun canına malına evladına bir musibet bir bela veririm o da buna sabrederse kıyamet günü ben o kulumun defterini açmaya haya ederim(Yani o kul doğrudan cennete gider).(Hadisi Kudsi)
2. Tedavisi olmayan karın hastalığından, vebadan kanserden ölen hastalar şehittir.
3. Hastanın inlemesi tesbih, bağırması tehlil, nefes alıp vermesi sadaka, uyuması ibadet, bir taraftan bir tarafa dönmesi ise cihattır. Allah melâikelere buyurur ki: "Kuluma sıhhatinde yaptığı en iyi ameli yazınız." Kalktığında da günahsız kalkar.
Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.)
4. ’’Mü'min kişiye bir ağrı, bir yorgunluk, bir hastalık bir üzüntü hatta bir ufak tasa isabet edecek olsa, Allah onun sebebiyle mü'minin günahından bir kısmını mağfiret buyurur." Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.) Buhari,; Müslim, Tirmizi.
5. Peygamber Efendimiz bir hummalıyı ziyaret etmişti. Hastaya: "Müjde! Zira Allah Teâla hazretleri diyor ki: "Humma benim ateşimdir, ben onu mü'minkuluma musallat ederim, ta ki, ateşten tadacağı nasibi(ni dünyada tadmış) olsun." Ravi: Hz. Ebû Hüreyre (r.a.) (Ahmed İbnu Hanbel'in Müsnedi).
6. "Bir kul, salih amel işlerken araya bir hastalık veya sefer girerek ameline mani olsa, Allah ona sıhhati yerinde ve mukim iken yapmakta olduğu salih amelin sevabını aynen yazar." Ravi Ebu Musa Buhari, Ebu Davud.
7. Mümin hastalandığında bu onu tıpkı körüğün demirin pasını giderip temizlediği gibi tertemiz kılar. (İbni Hibban)
8. Müminin hastalığı bir silkelenmedir. Günahlarını döker.( Bezzar Müsned)
9. Peygamber Efendimiz: Şehitler Allah yolunda öldürülmenin dışında yedi kişidir:1) Taun (Veba) hastalığından ölen,2) Suda boğularak ölen,3) Zatu’l-Cenb (plörezi) hastalığından ölen şehittir.4) Karın hastalığından ölen 5) Yangında ölen şehittir.6) Yıkıntı altında kalarak ölen şehittir.7) Karnındaki cenin sebebi ile ölen kadın da şehittir’ buyurdu.” Ravi: Cabir bin Atik Malik, Ebu Davud, Müslim, ve diğer kaynaklar.
10. ‘Karın hastalığından ölen kişi asla kabrinde azabgörmeyecektir Nesei 289, Tirmizi 2/160, İbni HibbanMevarid 728,