Hatırlanan Zaferimiz :"Kut'ül-Amare"

Lütfi AYHAN

(Bu yazıyı siteye girdiğim  saatlerde,  İstanbul’da Lütfi Kırdar Kongre Salonuda Cumhurbaşkanımızın, Meclis Başkanımızın, Başbakanımızın, katıldığı “KUTÜL AMARE” Zaferinin 100. Yıl kutlamaları TV’ lerde canlı yayınlanmakta idi..)

01.05. 2015  Tarihinde Habernamede yayımlanan yazımın linki Şu:

(http://www.habername.com/yazi-lutfi-ayhan-kutlamalarini-ingilizlerin-engelledigi-zaferimiz-11138.htm)

            Yaklaşık bir buçuk yıl HABERNAME de yayımlanan yazdığım yazının konusu bu günlerde tekrar gündem oldu. Bu nedenle o yazıyı  birkaç satır ilavesi ile tekrar dikkatlerinize saygılarımla sunuyorum:  

                    Kutü’l-Amare neresi? Kut'ül Amare, Dicle Nehri kıyısında Şattülarap kanalı ile birleşen Basra Körfezi'nin 350 km kuzeyinde, Bağdat'ın 170 km güneyinde bulunan bir kasabadır.
                  Halil Paşa Kim? Halil (Kut) Paşa (1882 - 1957) Enver Paşa'nın ondan iki yaş büyük amcası. "Kut'ül Amare Kahramanı" olarak bilinir.1882'de İstanbul'da doğdu. Harp Akademisi'nde Mustafa Kemal ile aynı sınıfta okudu. İttihat ve Terakki Fırkası'na girdi. I. Dünya Savaşı'nda Kut'ül Amere cephesinde General Townshend komutasındaki İngiliz kuvvetlerini esir aldı. Ardından Irak askerî valiliğine getirildi. Goltz Paşa'nın ölümü üzerine 6.Ordukomutanlığına atandı. Zaferden sonra askerlerine şöyle seslendi: ““Arslanlar! Bütün Türklere şeref ve şan, İngilizlere kara meydan olan şu kızgın toprağın güneşli semasında şehitlerimizin ruhları sevinçle gülerek uçarken, ben de hepinizin pak alınlarından öperek cümlenizi tebrik ediyorum. Ordum gerek Kut karşısında ve gerekse Kut’u kurtarmaya gelen ordular karşısında 350 subay ve 10.000 erini şehit vermiştir. Fakat buna karşılık bugün Kut’ta 13 general, 481 subay ve 13.300 er teslim alıyorum. Bu teslim aldığımız orduyu kurtarmaya gelen İngiliz kuvvetleri de 30.000 zayiat vererek geri dönmüşlerdir. Şu iki farka bakılınca, cihanı hayretlere düşürecek kadar büyük bir fark görülür. Tarih bu olayı yazmak için kelime bulmakta müşkülata uğrayacaktır. İşte Türk sebatının İngiliz inadını kırdığı birinci zaferi Çanakkale’de, ikinci zaferi burada görüyoruz.”

 General Townshend Nireli!? Sir Charles Vere Ferrers Townshend Tümgeneral 21 Şubat 1861; 18 Mayıs 1924) I. Dünya Savaşı sırasında Bağdat'a doğru düzenlenen ve felaketle sonuçlanacak ilk Britanya Harekatı'nı gerçekleştiren Britanya Hint Ordusu komutanı…
                                              ZAFERLERİMİZİ DAHA FAZLA ANMALYIZ
Tarihimizdeki zaferleri mağlubiyetlerimizden daha fazla hatırlamalıyız. Hele de bu zaferler bu gün bize efendilik yapmaya kalkan, kendini deve aynasında gören arslan görünümlü çakallara karşı kazanılmışsa. Tarih de siyaset gibi aslında biraz algıdır. Böyle olmasaydı Çanakkaleyi rüyalarında bile görmeyen, buraya niye geldiklerini bile bilmeyen, bu gün de bizimle öyle ahım şahım münasebetleri olmayan Anzaklar, her yıl Çanakkale'ye gelip büyük anmalar, kutlamalar yaparlar mıydı?

Son yıllarda gerek Türk dizilerinin gerekse Türk sinemasının tarihi filmlere yönelmesi ile toplumda ve devlet katında tarihe karşı büyük bir merak ve önemli bir eğilim meydana geldi. Muhteşem Yüzyıl, Ertuğrul, Flinta gibi tarihi dizilerin , Fetih İstanbul 1453, filmi ile birlikte Çanakkale ile ilgili çekilen bir çok sinema filminin seyredilme oranları milletin tarihe olan ilgisini çok iyi anlatıyor. Son 4- 5 yıldır Çanakkale ve Sarıkamış'a gösterilen alaka en üst düzeyde (Google bu isimleri yazınca, Çanakkale: 35 milyon, Sarıkamış 756 bin kez tıklanmış görünüyor. Halbuki 1. Dünya savaşında İngilizlere karşı çok net bir galibiyet sağladığımız Kut'ül amare zaferi ile ilgili sonuç çok düşük: 44.700
1946 yılına kadar "Kut Günü" adı ile ordumuz içinde her yıl kutlanan Kutü’l-Amare Zaferinin kutlamalarına son verilmesinin sebebi ise maalesef Natoya girme arzumuzdur. Çünkü Nato'da müttefikimiz olacak İngiltere'nin, bu zaferi bizlere unutturma gibi bir hassasiyeti vardır. Dönemin idarecileri de bu ricayı kırmazlar ve 1916 dan ordu içinde de olsa kutlanan bu anmalara son verilir.
                                          Kut'ül Amare'de Neler Oldu?
General Townshend komutasındaki 13 bin kişilik İngiliz tümeni 143 günlük bir kuşatmadan sonra Osmanlı kuvvetlerine kayıtsız ve şartsız teslim oluyordu. Bu, Majestelerinin ordusunun o zamana kadar uğramış olduğu en büyük “yüz karası”ydı. Açlıktan günde 8 İngiliz, 28 Hindu askeri ölüyordu. Gıda yardımı getiren uçaklar ise çuvalları İngiliz siperlerine atıyor ama Dicle nehrindeki balıklara güzel bir ziyafet çekiyorlardı. 5 General, 272 İngiliz, 204 Hind subayı (toplam 476 subay), 2592 İngiliz, 6988 Hind vs. er (toplam 9580 er), silahsız 3248 kişi, ceman yekûn 13.309 esir (bunların 1306’sı hasta ve yaralıydı). Yenilginin üzeri örtülecek gibi değildi. İngilizler savaşın ortasında utanç verici bir şekilde armut gibi teslim olmuşlardı Türklere.
Sonuç olarak hafızamızı sıkça tazelerken onu oluşturan zaferlerimizi öne çıkarmak kendimize olan güvenimizi artıracaktır. Bu nedenle Çanakkale zaferimizle birlikte KUT'ÜL AMARE ZAFERİMİZİ de her yıl kutlamalıyız. Böylece Batıya, özelliklede İngilizlere ve onların devamı olan ABD ye karşı ruhlarımızda oluşan kompleksi gidermiş oluruz.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.