Hayalet Eylem Timi, Alevi sorunu ve yüzleşme

Aslan DEĞİRMENCİ

Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Eldiven isimleriyle anılan planların devamında hiç şüphe yok ki ayaklanmanın ve darbenin zeminiiçin sokakların yangın yerine çevrilmesi vardı. Devlet geçmişiyle yüzleşmemiş, kontrgerilla operasyonları deşifre edilmemiş, beyaz kuvvetlerin örtülü örtüsüz eylemlerine mercek tutulmamıştı. Kozmik odadaki Özel Harpçilerin listesini ABD bilirken, karanlık yapıların saha elemanlarının isim ve görevlerini ülkemizde bilen yoktu! Listeyi ABD’ye sızdıranlar, savcılardan gizlemeyi başarmışlardı!

Oysa biz onları tanıyorduk!

Koçgori, Zini Gediği ve Dersim katliamının geleneğini sürdürmekten hiç vazgeçmemişlerdi. Maraş, Çorum, Sivas katliamında, Gazi Mahallesi Olaylarında ekip başı görevini üstlenmişlerdi. Eylem timi oldukça profesyoneldi ve ellerine tutuşturulan eylem planını ustaca sahada hayata geçiriyorlardı.

Türkiye'nin her yerinde dehşetle karşılanan, halkı korkuya, paniğe ve yılgınlığa iten olayların ardından hayalet gibi kaybolmaları ve aramıza ansızın yeniden karışmaları ise en dikkat çekici özelliklerindendi. Her türlü yapının içine de sızmayı başarmışlardı. (Gezi olayları ve Okmeydanı'nda yaşananlar son örneği.)

Bu yapı sadece sahada eylem timinden ibaret değildi. Bir çok sözde STK ve medya kuruluşu ile de birlikte hareket ediyordu. Olayların ardından STK temsilcilerinin ellerine isim listeleri tutuşturuluyor, yaptırılan açıklamalar ile hedef şaşırtılıyor, masum insanlar hedef gösteriliyordu. Eş zamanlı medyadaki çift kimlikli elemanları devreye giriyor, tersten propaganda yaparak.halkı kin ve nefrete sürüklüyorlardı. (Aynı olaylara maalesef bugünde tanıklık ediyoruz.) Halkın farklılıkları arasında nefret, ayrımcılık, kavga, düşmanlık ve şiddet meydana getirmek için sıkıştıklarında yabancı istihbarat birimlerinden de her türlü desteği alıyorlardı. Bu yapılara BND, FBI ve CIA danışmanlık yapıyor, özenle hazırlanmış ‘GİZLİ’ raporları aylık olarak sunuyorlardı.

Katliamlar üzerinden rant devşirmek isteyenler Alevilik meselesini kendilerine araç edinmişken, Alevilere en fazla zararı bilerek veriyorlardı. Kimileri de bu pastadan pay almak adına siyaset yapıyorlardı. Hiç değişmedi bu süreç. Yaklaşık 100 yıldır da aralıksız sürüyor.

Sürmesin artık!

Sürmemesi adına sorumluluk alma zamanı geldi de geçiyor bile.

Çare elbette reform ama bu meseleden beslenenleri de deşifre etmek gerekiyor. Nasıl Kürt sorunu çözüm süreci öncesinde çetelerle kararlı bir mücadele verilip, sürekli olarak çatışmadan beslenen yapılar deşifre edildiyse bu mesele için de süreç başlatılmadan önce maskeleri düşürmek gerekiyor.

Sonra metot belli!

Aynı Çözüm Süreci gibi yerli bir yol haritası çizilecek. (Ne zaman sorunlarımızı emperyalist ülkelere ihale ettik, sorunlarımız çözülemez hale geldi.) Sorunu ve çözümü tek boyuta indirgeyen muhalefet partileri uzlaşmaz tavrından vazgeçecek. Hükümet ise Alevi meselesinin tam olarak anlaşılması ve makul bir çözüme kavuşturulması için kararlılık gösterecek. Tüm tarafların görüşleri alınacak. Alevilerin karşı karşıya bulundukları meselelerin tarihi, siyasi ve toplumsal boyutlarını gözden kaçırmadan, ciddi araştırmalar ivedi yapılacak. (Deneyim; SETA ve SDE) Sorunda gerçek fotoğrafı yakalayabilmek ve yansıtabilmek için kapsamlı bir kamuoyu yoklaması gerçekleştirilecek. Yanlış genellemelerden vazgeçilecek ve sorunun temeli sisteme dokunulacak.

Unutmadan; niyet temizse her zorluğu bir kolaylık izler. Bereketin olduğu topraklarda huzur ve kardeşlik daim olur.

www.twitter.com/aslandegirmenci

degirmenciaslan@gmail.com

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.