Hiç şakası yok

xxx78

Ülkemizin önünde yeni bir dönem açıldığından hareketle, bir süredir 'Yeni Türkiye' kavramını yazılarımda kullanıyorum. 'Yeni Türkiye' için dönüm noktası, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği Ak Parti'yi kapatmama kararıydı. O gün bugündür yaşanan her şeyin, konulara bu gözle bakınca, önceki yaşananlardan farklı olduğu hemen görülüyor.

Yine de “Bilimsel veri nerede?” diye soranlar çıkması doğal. Türk siyasi hayatını her ay sahada araştıran MetroPoll şirketinin son (Eylül 2008) raporu, Türkiye'nin yeni bir döneme girdiğinin bilimsel verilerini de sağlıyor. Hemen bütün göstergelerde, bir önceki aya göre halkın müthiş bir kanaat değişimi yaşadığı belli oluyor. Hayata bakıştan, gelecekle ilgili beklentilerden liderleri ve olayları değerlendirmeye, siyasi eğilimdeki oynamalara kadar her alanda büyük bir sıçrama fark ediliyor.

Yabancı müşterileri için İngilizcesi de hazırlanmış MetroPoll araştırması halkın gözünde yeni dönemin tek bir partisi olduğunu gösteriyor: Ak Parti... “Bugün seçim olsa hangi partiye oy verirsiniz?” sorusuna “Kararsızım” diyenler değerlendirme dışı bırakılınca ortaya çıkan tabloya bakar mısınız: AKP 50.9, CHP 9.5, MHP 6.6... Bu, bir önceki aya göre, Ak Parti lehine yüzde 9.5'luk bir olumlu değişim anlamına geliyor. Bir ayda yüzde 10'a yakın oy artışı, görülmüş şey değildir. Bir de kararsızları dağıttığınızda Ak Parti oyları yüzde 60'ın üzerine çıkacaktır.

Bir ay içerisinde oyların bu denli kayması, insanların bir an etkisi altına düştüğü “Ak Parti'siz bir Türkiye” karabasanından kurtulma rahatlığına kavuşması kadar, öncekinden farklı bir döneme girildiğinin de farkında olduğunun işareti. Bu tablo bir şeye daha işaret ediyor: Siyaset platformunda yer alan diğer partiler ile liderler kendilerini değişen Türkiye'ye göre yenileyemezlerse, siyaset-dışı kalma tehlikesiyle karşı karşıya kalmaları mukadder...

Yalnızca partilerin değil, liderlerin de kendilerini yeni döneme uyarlamaları zamanı geldiğinin göstergesi, araştırmanın siyaset sahnesinde yer alan kişiliklerle ilgili bölümü... Hem 'en güvenilir lider', hem de 'en beğenilen lider' kategorilerinde Tayyip Erdoğan rakipleri Deniz Baykal ile Devlet Bahçeli'nin hayli önünde gidiyor. Halkın yarıdan fazlası (yüzde 51.9) Tayyip Erdoğan'a güveniyor...

İşin ilginç yanı, son seçimde oyunu CHP'ye vermiş seçmenlerin de Deniz Baykal'dan çok Tayyip Erdoğan'a güvenmesidir. Başbakan Erdoğan'a güvenenlerin oranı bir ay öncesine göre muazzam bir artış göstermiş; bunun en önemli sebebinin kapatılma davası sürecini iyi yönettiği kanaati olduğu anlaşılıyor.

Araştırmada Abdullah Gül'ün 'Cumhurbaşkanı' olarak performansıyla ilgili pek çok soru da yer alıyor. Yüzde 75 ve daha yukarı takdir ve beğeni topladığı görülüyor Cumhurbaşkanı Gül'ün... Liderlik özelliklerine sahip, temsil yeteneği bulunan, güvenilir, demokrat, özgürlükçü, toplumsal sorunlara duyarlı bir Cumhurbaşkanı olduğu kanaati yerleşmiş. 'Tarafsızlık' gibi ölçülmesi güç bir özellikte bile halkın yüzde 60.4'ü Abdullah Gül'ü 'tarafsız bir Cumhurbaşkanı' olarak görmekte. Yüzde 77 Abdullah Gül'ü 'herkesin cumhurbaşkanı' olarak tanımlıyor. Daha da önemlisi, her 100 kişiden 86'sı, Hayrünnisa Gül'ün 'başörtülü bir first lady' olmasını sakıncalı bulmuyor.

Bir ülkeyi altı yıla yakın bir süre yönetmiş, yanlı medyanın yaylım ateşine maruz, kapatılma tehdidi altına düşmüş bir siyasi kadronun halkı 'bıktırmış' ve umutsuzluğa sevketmiş olması beklenir. Oysa, MetroPoll araştırması, halkın yüzde 58'inin “Hayatımdan memnunum” dediği, yüzde 49.1'inin ise “Türkiye'de işler iyiye mi/kötüye mi gidiyor?” sorusuna “İyiye gidiyor” cevabını verdiği bir Türkiye tablosu çiziyor.

Ak Parti yönetimi herhalde not almıştır: Kadınlar ve gençlerin daha az mutlu ve gelecekten daha az umutlu olduğu da görülüyor aynı tabloda.

Tablolara bakıp esas ders alması gerekenler ise siyaset sahnesinin öteki aktörleridir. 'Yeni Türkiye' herkesi halkla birlikte değişmeye zorluyor ve değişime direnenleri bekleyen akıbet tasfiye olmaktır çünkü.

Bu işin hiç şakası yok.