Gençlik Kiminse Ülke Onun Olur

Tahirhan GÜL


Değerli dostlar geçen aylarda internette, bazı haber sitelerinde bir video görüntüsü gördüm ve çok üzüldüm. Bir kız çocuğu annesini merdivenlerden itekliyordu. Çok bakmadan hemen kapattım. Bu köşeden birkaç kez yazmıştım. Ülkemiz gerçekten birçok alanda gelişiyor ve süper güç olma yolunda ama eğitimde sıkıntılar henüz yeterince giderilmemiş. TV ve sanal alemin de okullar kadar eğitimin bir parçası olduğu gerçeğini idrak etmemiz gerekir. Okullarda öğretim birlikte eğitim de yapmamız lazımdır.

Çocuklara kültür, din, tarih bilinci vererek onları çok yönlü insani değerlerle kuşanmış bireyler olarak yetiştirmemiz gereklidir. Bu tarzda bir eğitim sorumluluk sahibi, ne yaptığını bilen ve insani değerlerle her adımını düzgün bir şekilde atan bir profili karşımıza çıkarır ki bu tarzda bir insan biz istemesek de istemesek de en iyi eğitimi kendi öğrenecektir. Eğitilmemiş, tarih, din, kültür bilincinden yoksun bir insan tipi ise sadece ben merkezli hareket edip yemesi içmesi ve rahatından başka bir şeyi düşünmeyecek, tek ideali kendi menfaatleri olacaktır. Ona verilecek eğitimde onun insanlığın faydasına kullanması yerine kendi çıkarlarına kullanmasına yol açacaktır. Özellikle sanal alem ve TV’ler genelde bencil bireysel bir gençlik yetiştirecek programlar ve benzeri yayınlarla gençliğin dimağını bulandırmaktadır.
 

Doğrusunu söylemek gerekirse son zamanlarda toplumda iki tip insan profiline çok rastlar olduk. Birincisi genç olup yedi sekiz yaşında çocuğun ruh haline sahip gençler ve ikinciside yetişkin olup ergen gibi davranan olgun adamlar. Gördüğümüz videoda genç kızımız küçük bir çocuk gibi hareket ederken, yine videonun yayınlandığı sosyal medyada onu aşırı şekilde eleştiren, sırf kendi egosunu tatmin etmeye çalışan yaşça yetişkin ama ruh hali ergen ruhuna denk kişilere rastlamıştık.
 

Gençlerimiz, çocuklarımıza sahip çıkmamız lazım. En ufak olayda linç etmek yerine yaptıkları davranışların nedenlerini sorgulayıp eğitim sisteminin neden bu konuları çözemediğine kafa yormamız lazım. Onları her tür, zararlı olacak dış etkilere karşı korumamız gerekiyor. Gençleri kim yetiştirişe gençler onun olur. Biz eğitirsek bizim, yabancı kültürlerin tuzak programları yetiştirse onların olur. Daha sonrada bu gençler neden bu davranışları sergiliyor diye sorgulama hakkımız olmaz olamaz.
 

Emek vermemiz kafa yormamız gereken en önemli şey insan yetiştirme olmalıdır. İnsan olduğunu insanca davranması gerektiğini bilen bireyler yetiştirmek için kafa yormak, emek sarf etmemiz gerekiyor. Bunu yapmayan her toplum en ufak medya etkisiyle darmadağın olmaya mahkûmdur.

Hikayename

Bugünkü hikâyemiz bir yönetici arkadaştan. Arkadaş bir Anadolu şehrine yönetici pozisyonunda atanıyor. Orada yeni çalışmaya başladığı yer kocaman bir bina, beş katlı her katta onlarca resmi daire mevcutmuş. Arkadaşta oranın en yüksek amiriymiş. İse başladığı mevsim kışmış. Bulunduğu yerde kış çok sert geçermiş. Tabi çalıştığı bu yerde işini yaptığı ofisi büyük binada kömürle çalışan kalorifer sistemiyle ısıtılıyormuş.

Oradaki daha önceki yöneticiler, kaloriferleri yakma işinden sorumlu herhangi bir görevli olmadığından her katta bulunan farklı kurumdan birer hizmetli çalışanı görevlendirme yoluyla sorumlu kılıp bu şekilde sorunu hallediyorlarmış. Kısaca her gün farklı bir kurumun hizmetlisi sabah herkesten bir kaç saat önce işe gelip önceden kaloriferleri yakıyormuş.

Böylece mesai başladığında bina ısınmış oluyordu. Tabi bizim yeni amir arkadaş ilk birkaç gün kaloriferle ilgili hiçbir sıkıntı yaşamadan dairesinde rahatça oturmuş. Daha sonra bir sabah daireye geldiğinde ne görsün her taraf buz kesmiş. Soğuktan binada durulmuyormuş. Bizim arkadaş hemen yazı işleri müdürünü çağırıp nedir bu durum diye müdüre hesap sormuş. Müdürde bildiğiniz gibi kaloriferler sırayla yakılıyor ve bugün erkenden gelip kaloriferi yakacak olan arif efendi maalesef çok geç gelmiş o nedenle bir saate yakın binanın ısınma sorunu yaşayacağını söylemiş. Ayrıca hafta içi beş farklı çalışanın her gün birinin bu işi yaptığını sadece arif efendinin gününde bu sorunun yaşandığını ve onun bu savsaklama işini alışkanlık haline getirdiğini söylemiş.

Amir arkadaş kendisinin daha önce neden uyarılmadığını sorması üzerine müdür beyde uyarıldığını hatta disiplin cezası verilmesine rağmen kişinin umursamadığını söylemiş. Sonra bizim arkadaşı almış bir düşünce. Nasıl bu işi çözmesi gerektiğini uzunca düşünüp sonra arif efendiyi makamına çağırmış. Bak demiş arif efendi bu gün yaklaşık yüzün üstünde çalışan senin yüzünden uzun süre soğukta üşüdü enerji kaybetti şimdi bu kişilerin hakkına geçtin adamlar enerji kaybetti hemen gidip bir büyük kutu çikolata alıp tek tek hepsine dağıtıp hepsiyle helalleşiyorsun hadi bakalım.

Arif efendi fırça ya da idari ceza beklerken böyle bir şeyle karşılaşınca hem şaşırıyor hem de yüzünü dökerek odadan ayrılmış. Sonrada gidip çikolata alıp bir güzel dağıtmış. Arkadaş iki yıl boyunca görev yaptığı o yerde arif efendi bir daha hiç kaloriferleri yakmaya geç kalmamış. Cezalar tatlı olunca etkisi de tatlı olurmuş.

SELAM VE DUAYLA

TAHİRHAN GÜL

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.