İÇİMİZDEKİ AYNASIZLAR

Av. Mehmet YALÇINKAYA

Sen kimsin?

Sen, 1990’lı yıllarda beni bıraktığın yerde vakit geçirmiş bir zavallısın.

Evet, yükselmişsin, belki zengin olmuşsun, işadamı kılığında emrindekileri köle gibi gören bir anlayışa evrilmişsin.

Akademik kariyer yapıp, doçent veya profesör olmuşsun, öğrencilerini beyninin içindeki kurtlarla korkutan örümcek kafalı anlayışın da seninle birlikte akademik kariyer yapmış farkında bile değilsin!

Komutan olmuşsun, askerlerinin kahramanlıklarını ve cesaretini kendine mâl edip, kendi yetersizliğini erlerine atfeden şeref yoksunu, savaşı gördüğünde en geriye kaçacak kadar da korkaklaşmışsın…

Ahde vefayı hep kendine vefa olarak algılamışsın. En yakın dostlarını ve senin tarafından sevildiğini zanneden garibanları kullanan, onların emek ve alın terini hiçe sayacak kadar kapitalistleşmişsin…

Sen kimsin!

Ben sana söyleyeyim kim olduğunu yüreğin varsa… İstersen ayna tutayım sana… Sen, EDEP dediğimiz o güzelim ahlakı bayraklaştırdığını düşünen, ama hiç utanmadan hafızalardan silinmeyecek derecede edepsizlik yapmaktan çekinmeyen edep yoksunu insansın…

İhanetle suçladığın insanları dinlemeden yargısız infaz yapacak kadar nankörsün! Akıl yoksunu veya daha doğru bir ifade ile işine gelmeyen her konuda duygularına gem vuramayan bir azgınsın!

28 Şubat’ta mağduru oynamak işine geldi. İktidarın muktedir olamadığı dönemlerde mücahitliği müteahhitliğe çevirerek piyasada iş kapan, asıl geçmişini unutarak geleceğini karartan bir bahtsızsın!

Türkiye’de işlemekten korktuğun her türlü pisliği, başta Kıbrıs olmak üzere Avrupa ve Amerika’ya giderek çözdüğünü sanan, milletten saklamaya çalıştığını Allah’ın affedeceğini uman akılsızsın…

Sen kimsin biliyor musun?

Yükseldiğini zanneden, ama bu yükselişin, içine girdiğin o fanusun içinde dikey olduğunu göremeyensin. Ne kadar yükselirsen yüksel! Koruduğunu zannettiğin o fanus kırıldığı zaman düşeceğin yer 30 yıl önce yükselmeye başladığın yerden bir adım ilerisi olmayacak! Çünkü her şeyin yapayına talip olduğun gibi, ilerlemenin de sahtesine aldandın. Emin ol, burada olmasa bile orada gerçeğin farkına varacaksın!

İlla Edep, diyerek girebileceğin ve eline, beline, diline sahip olarak tutunabileceğin yerde kalp kırmanın Kâbe’yi yıkmaktan daha büyük bir günah olduğunu öğrenemediysen, sana bunu öğretemeyen sahte şeyhlere mi yanayım, yoksa sahte şeyhlerden sahte bilgi bile alamayacak kadar kıt aklına mı acıyayım!

Yıllar önce bir Allah dostu ile kahvaltı sofrasında bulunma bahtiyarlığına erişmiştim. Sofrada çayına katacak şeker göremeyince, müritlerinden şeker istemeyi uygun görmeyen o mübarek insanın “Vekili yoksa aslı var, şeker yoksa çayımıza bal katarız” diyerek, en basit bir şeyi bile başkasından istememe ahlakını, yaşantısı ile gösteren Hocaefendi’yi yanlış anlayıp, “Hocaefendimiz çaya şeker yerine bal kattı” diyerek cebinde veya çantasında küçük kaplarda bal taşıyacak kadar ahmaksın! İşin aslını sana anlattığım halde, “Biz zarfa bakarız mazrufla ilgilenmeyiz” dediğin o an seninle arkadaşlığı kesmediğim için otuz yıl bana pişmanlık yaşatansın. Daha da kötüsü böyle yapmayanı Hocaefendi düşmanı ilan edecek kadar da taassup sahibisin!

Sana değil ama senden daha çok hoca diye etrafında kümelenmiş, senden bilgi almak için seni dinlemiş ve sendeki enaniyeti ve cahilliği görememiş o körpe dimağlara acırım.

Kimsin sen biliyor musun?

Olursa benim, olmazsa kara toprağın olsun diyen cahillerin başısın… O dar kafan ve dar çevrenle sapıtmasına aracılık ettiğin insanların günahını taşıyan âdem olamamış bir ademsin…

Polislere, başkalarının kanunları çiğnemesini engellerken kendileri çok fazla hata yapıp bunları görmezden geldikleri için aynasız dendiğine dair rivayet doğru mudur, bilemiyorum. Bu yazıyı belli bir kişi veya zümreyi hedef almadan, alıştığı iktidar nimetlerinin elinin altından gitmemesi için çırpınan, Allah’ın rızasını unutan kişilerin içimizde ne kadar çok yer tuttuğunu hatırlatmak için yazdım. Kısacası içimizdeki aynasızları işaret etmek istedim. Yazıyı üstüne alınacak olursa, bence mahzuru yok aynaya istedikleri kadar bakabilirler…  

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.