İlim Yayma'da Pilav Yemek...

Demliyazılar

Çalışma hayatımın 7 yıl gibi bir süresi İlim Yayma Vakfı"nda geçti. Bu zaman zarfında nice ilim adamlarıyla, bürokratlarla, öğrencilerle tanıştım. Herkes birbirinden değerli insanlardı. Onlar sayesinde çok bilgiler edindim ve tecrübeler kazandım. Hepsinden Allah razı olsun…

Geçtiğimiz hafta Pazar günü İlim Yayma Vakfı Mezun ve Mensupları Buluşması"nın 4.cüsü gerçekleştiydi. Bizi de vakfın bir mensubu olarak davet ettiler. Bu nazik davete katılmamak ne mümkün? Hem geçmişi yad etmek hem de eski dostlarla biraz laklak yapmak için erkenden sağ olsun, şu an öğretmen olan ve İlim Yayma Vakfı"nın yetiştirmiş olan nezih bir dostumun arabasıyla birlikte vakfın yolunu aldık.

Böyle bir kalabalık beklemiyordum açıkçası. Tüm mezun olmuş öğrencilerle vakfa faydası dokunan insanlar toplanmış geçmişe doğru bir gezi yaptılar. Herkes geçmişteki anılarını tazelerken bir taraftan da vakfın yönetim kurulu da birer konuşma yaptılar.

Vakfın Yönetim Kurulu Başkanı Sayın Yücel ÇELİKBİLEK yaptığı konuşmada vakfın ülkeye yaptığı katkılardan ve yetiştirdiği öğrencilerden bahsetti. Ayrıca böyle buluşmaların tüm İlim Yayma"dan nasiplenen herkesi birbirine kaynaştığını da ifade etti.

Zaman akıp gittikçe ona adeta meydan okuyan ve tüm gençlere örnek enerjisi olan Mehdi Paşamız da mikrofonu eline aldığında hem heyecanlıydı hem de heyecanlandırıcıydı. Sanki o bitmeyen enerjisini gençlere aşılamak istiyordu. Anlattığı bir anekdot cidden çok hoştu.

Mehdi Paşamın bir yakını Cerrahpaşa Tıp Fakültesi"nde bir akrabası kanser vakasından dolayı yatıyormuş. İlim Yayma"dan yetişmiş bir doktor da bunu duyunca onunla çok ilgilenmiş. Bu ilgi ve alaka hastanın epeyce hoşuna gitmiş. Bu durumu Mehdi Paşa"ya “ya doktor ne kadar bizimle ilgilendi, ne kadar nazik davrandı. Sanki Hızır gibi yetişti” deyince Paşamız da “zaten onun adı Hızır” demesiyle birlikte orada bulunan herkes tarafından hem kahkaha atıldı hem de şu an Cerrahpaşa Tıp Fakültesi"nde Başhekim Yardımcısı Dr. Hızır Bey de alkışlandı.

Gelen misafirler arasında birisi “bu kadar geçmişi ve her türlü kuvveti olan İlim Yayma Vakfımız ne zaman bir üniversite kuracak?” diye sordu. Fazla geçmeden Yücel Bey söz aldı ve herkese müjde vererek bunla ilgili çalışmaların başladığını ve en kısa zamanda kısa bir süre önce aramızdan ayrılan değerli hocamızın adını yaşatmak için İlim Yayma Vakfı Sabahattin Zaimoğlu isimli bir üniversite kurulacağını söyledi. İnşa Allah en kısa zamanda kurulur.

Protokol konuşmalarından sonra hep beraber etli pilav ve ayran yemeye başlandı. Açık havada ve tarihi avluda yemek yemenin tadı da bir başka oluyormuş. Herkes iştahlı bir şekilde pilavlarını kaşıklarken dostların muhabbeti gırla gidiyordu.

Yazımızda bahsetmeden geçemeyen bir kişi var. İlim Yayma Vakfıyla özleşen, hatta onun yüzünden hala medeni durumunda bir değişiklik yapmayan, vakfı ve vakıfta yetiştirdiği öğrencileri ailesinden daha değerli gören Ömer Abimiz de herkesle ayrı ayrı ilgilendi ve vakfın ona aşılamış olduğu o nezaketi, o zarafeti ve o bilgeliğini hiç kimseden esirgemedi. Tekrar buradan duyuruyoruz; kendisi müzmin bekar. İlgilenenler duyurulur. 

1950"li yıllardan beri ülkemizde nice bürokratları, işadamlarını, hocaları, milletvekilleri, bakanları yetiştiren bu büyük camiada olmak cidden insana ayrı bir ayrıcalık veriyor. Bizim de orada belli bir emeğimiz geçti ama oraya bağış yapanların sayesinde evimize ekmek götürdük. Allah bağış yapanlardan, vakfın büyümesi için çalışanlardan, bu vakıf için ufak da olsa katkısı olanlardan Allah razı olsun.

Böyle güzel bir programdan ayrılırken herkes gelecek seneki Mayıs"ın son Pazar gününde buluşmak temennisinde bulunuyorlardı.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.