İslamcı Feminist harekatı

Atila ALTUNTAŞ

Gazeteci- yazar Fadime Özkan, Star gazetesindeki köşesinde ‘’ Dindar kadının duygu durumu’’ isimli bir makaleyi en son yazısında kaleme almış. Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 5’incisini düzenlediği Dini Yayınlar Kongresi’nin konusu kadındı, alt başlığı ise gelenek ve hakikat aynasında kadın’ adlı konferanssa katılan Özkan, yazısında konferansı yorumlarken, ‘’ Türkiye’de bir İslamcı feminist hareketten söz edilemez.’’ Diyerekten görüşlerini ortaya koymuş

http://www.stargazete.com/yazar/fadime-ozkan/dindar-kadinin-duygu-durumu-haber-403738.htm#.Tt8AhEHaO2k.facebook 

Özellikle sosyal paylaşım sitesi facebook’ta yorumcuların bir kısmı, İslamcı feminist olmaz’’ diye yazıya tepki gösterirken, bir kısmı da Fadime hanıma destek vermiş.

İslâm Dîni, kadın-erkek bütün insanların yaratılışta eşit olduğunu ilan ederek, kadını, insanlık şeref ve haysiyetine, gerçek benliğine ve kişiliğine kavuşturmuştur.

Kuran’da şöyle buyurulur:"Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Sizi, sırf birbirinizle tanışmanız için büyük büyük cemiyetlere, küçük küçük kabilelere ayırdık. Şüphesiz ki, sizin Allah nezdinde en şerefliniz takvaca en ileride olanınızdır."

Dikkat edin, ayet ne erkeği kadından üstün görmüş, nede kadını erkekten, burada iki taraf kıyas edilirken: İnsanlık için çalışan, yardımsever, çevresine faydalı ve Allah’ın buyurduğu emirleri yerine getirenin daha üstün olduğu ayet tarafından belirtiliyor.

Bir adam "Ya Resulallah, kadının kocası üzerindeki hakkı nedir? Diye sordu. Sevgili peygamberimiz, "Yediğinden ona da yedirmen, giydiğinden ona da giydirmen, şiddet uygulamaman, çirkin şeylerle vasıflandırmaman, hakarette bulunmaman, onu terk etmemendir" buyurmuşlardır. (Müslim)

Diğer bir hadîs-i şerîfte, Peygamberimiz "Kadın-erkek bütün insanlar, tarak dişleri gibi birbirlerine eşittirler. Buyuruyor.

Hz. Ömer (r.a.) bir gün mescide cemaatle sohbet ederken, Müslümanlara, evlenirken mihri azaltmalarını söylemişti. Kadın cemaatten uzun boylu bir hanım çıkıp "Ey Ömer, bunu söylemeğe hakkın yoktur!"demiş ve Kuranı Kerim’den Nisâ sûresinin 20. ve 21. Ayetini delil göstermişti. Bunun üzerine Halîfe: "Allâh Allâh! Kadın, Ömer’in fikrine karşı çıkmış ve onu susturmuş!.." diyerek sözünü geri almıştı.

Kuran-ı Kerimde ve Hadîs-i Şeriflerde daha bunlar gibi, İslâmda kadına verilen değer ve itibar gösteren pek çok hükümler mevcuttur.
Sonuç olarak; kadının İslâm cemiyetlerinde hak sahibi olmadıkları, ezildikleri, kafese kapatıldıkları, köle muamelesi gördükleri şeklindeki kanaatler, ya cehaletin veya karşıtın eseleridir.

Aslında, kadınların haklarına saygı göstermeyen, onları ezen, köleleştiren, şeref ve itibarlarını ayaklar altına alan günümüzün modern  insanlığıdır. ’Kadın hakları’’ diye hergün bas bas bağıran basın yayın organları, kadın tiraj artımına yemlik yapan çıplak bir varlık olarak kullanmaktadır. Sinemada kırbaçla, tekme ile dövülen bu halleri herkesçe seyredilen bir âciz varlık haline sokulurken, eğlence dünyasınının vazgeçilemez metası olarakda alınıp- satılan bir köle haline sokulmuştur. Fadime hanımın yazısına dönecek olursak, hem erkekler hem kadınlar, kadın erkek, eşitliği ve ilişkilerini Kuran ve hadis ışığında anlayabilseler sorun kalmaz...

BU KONUDA GENİŞ BİR BİLGİ EDİNMEK İÇİN Stockholm din müşaviri Prof. Dr. A. Bülent BALOĞLU ' nun te ' 'nun tez makalesini okuyabilirsiniz...http://www.habername.com/haber-kadin-merkezli-bir-islami-teoloji-insasina-dogru-mu-68218.htm 

  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.