KİM DAHA MEDENİ?...

Bünyamin ZİLE

Uzun zamandır bir ikilem yaşıyorum. Bunu tüm okurlarımla paylaşmak istedim. “İnsanoğlu acaba teknolojiyi reddedebilir mi?” Reddetse ne olur?

 

Düşünebiliyor musunuz? Eğer teknolojiyi reddetmiş olsaydık, yazılarımızı siz okurlarımıza ulaştıramayacaktık… Ya da bir günde Amerika'dan Türkiye'ye gelmek mümkün olmayacaktı. Deniz kenarındaki lüks otellerde tatil yapamayacaktık. Açık kalp ameliyatı olmayacaktı. Karaciğer nakli, böbrek nakli yapılamayacaktı. Ülkemizde yediğimiz tropik meyve ve sebzelerin adını bile bilmeyecektik. İnternet sayesinde istediğimiz bilgiye anında ulaşamayacaktık. Spesifik uzmanlık alanları olmayacaktı. İçimizde belki Aristo, Eflatun gibi feylesoflar olacaktı ama onlardan da tüm insanlık yararlanamayacaktı. Bu örnekleri her alanda uzatır gideriz ve ciltlerce örnek ortaya çıkar.

 

Yani kısacası toparlayacak olursak teknolojinin bizlere bahşettiği birçok nimetlerden mahrum kalacaktık. Bir de benim için en önemli olan şey, insanoğlu kesinlikle bu kadar zeki olamayacaktı.

 

Yukarıda bahsettiğim teknolojinin nimetleriydi ret ettiğimizde yararlanamayacağımız şeylere birkaç örnekti.

 

Şimdi de insanoğlu teknolojiyi reddettiğinde nelerden mahrum kalmazdı bir de onlara bakalım. Bu gün dünya da olan birçok hastalık kesinlikle olmazdı. Tertemiz bakirliği hiç bozulmamış bir doğamız olurdu. Çevre kirliliği ile hiç tanışmamış olurduk. Küresel ısınma nedeniyle ozon tabakası delinmez ve dolayısıyla iklim değişiklikleri olmazdı. Bence; yer altı nükleer denemelerinin neden olduğu depremler olmazdı. Hiroşima olmazdı. Dünyada birçok canlının nesli tükenmezdi. Daha da önemlisi insanlar bu kadar yapmacık olmazlardı. Daha doğal olurlardı. Dahası insanoğlu bu kadar yok etme saiki (güdüsü) ile yüklenmezdi.

 

Bence şimdi bir seçim yapmak zorundayız. Bir seçim yapmadan önce bir örnek vermek istiyorum Meksika'da bir köylü ürünlerine zarar veren tavşanı bir tuzakla yakalamış. Arkadaşlarına ziyafet çekmek istemiş arkadaşlarıyla kafesin içindeki tavşanın yanına gitmişler ve köylü tavşanı kulaklarından yakalayarak kafesin içinden çıkarmış ve ben bu tavşanı öldüremem demiş. Tavşanı yemek isteyen arkadaşları zorlamış. Ama nafile öldüremem demiş. Arkadaşları köylüye baskı yapmış hiç mi tavşan öldürmedin diye. Köylünün verdiği cevap çok ilginç. “ÖLDÜRDÜM AMA TÜFEKLE” demiş. Neyse uzatmayalım sonunda köylü tavşanı öldürmüş ve pişirmişler. Ancak, köylüye öldürdüğü tavşandan yedirememişler.

 

Kıssadan hisse ben diyorum ki; teknoloji insan karakterini kesinlikle değiştiriyor. Teknoloji kullanan insan daha zeki, daha duygusal, daha insancıl görünüyor belki ama eline fırsat geçtiğinde de öldürme ve yok etme içgüdüsü ile dolu oluyor.

 

Yani kısaca; yoğun teknoloji kullanımı dünyamızı bir teknoloji çöplüğü haline getiriyor. İnsanoğlu çevreye karşı duyarsızlaşıyor. Çevrenin kirlenmesine yavaş yavaş yok olmasına ses çıkarmıyor. Dolayısıyla torunlarının nasıl bir dünyada yaşayacağı ile pek ilgilenmiyor.

 

Şimdi soruyorum; yoğun teknoloji kullanan ama çevresine duyarsız kalan bir insan mı daha medeni? Yoksa teknolojiyi ret ederek dünyanın çöplük olmasını istemeyen, çevreye duyarlı, torunlarına pırıl pırıl bir dünya bırakmak isteyen bir insan mı daha medeni? Ben bunun orta yolunu bulamadım. Siz ne dersiniz? Ben sadece “önce çevre” demek istiyorum.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.