Kırk tilki kırk ayak

xxx65
"Hitit Hukuku"nu iyi bir kitap yazacak kadar bildiği için "Türk hukuku" karşısında sık sık "küçük dilini yutan" Avukat Erdal Doğan dünkü SABAH'ta Ecevit Kılıç' a söylemişti:
"Ergenekon'un Emniyet ayağı eksik."
Laf aramızda, "eksik ayaklar" bundan ibaret değil.
Emniyet ayağı?
Yoktuuur amirim, müdürüm!
Ordu ayağı? Emekli bir, iki Jitemci ile emekli iki komutan, bir, iki emekli subay, astsubay dışında yoktuuur komtanım!
Medya ayağı? Bir, ikicik isim dışında yoktuuur yönetmenim!
İş dünyası ayağı? Kasadaki ikibuçuk milyoncuk, azıcık mafyacık, ufacık tefecik içi dolu turşucuk dışında yoktuuur patronum!
Bu sonuncusu hele, çok mühim.
Bir çocuğa anlatsan mesela, filanca "Jitem, Susurluk, Ergenekon adam" ı şu işadamı istihdam edip beslemiş, diye...
Sana hemen sorar: Peki babam, niye?
Niye o ona iş vermiş, maaş vermiş, para vermiş, büro vermiş?
Niye ötekinin dışkı adamları kasanın önüne yerleşmiş?
Niye "Susurlukergenekonman" ile iş yaptıkları 10 senede durmadan belgelenen kimi yer(li) altı işadamları Türkiye "sermayesi"nin, "özgürlükçü, cumhuriyetçi, demokrat, liberal, burjuva" kimi itibarlı aktöringinin faktöringcisi imiş!
Neden, pek moderen, pek legal, pek liberal, pek finansal, kurumsal, kentsel kimi bankanın tahsilat işinde dahi bu nevi isimler, nasıl denir film camiasında, "rol sahibi" imiş?
"Jitem"e "Jö tem" demiş onca sivil, asker, polis, medyacı, finansçı, iş dünyacı isim şehir, bitki hayvan, hangi oyunda?
Dink suikastı ile Malatya katliamı davalarında müdahil olan Avukat Doğan'ın dediği çok önemli:
Rahip Santoro, Dink ve Malatya cinayetlerinde gerçek sorumluların ortaya çıkartılmaması yönünde bir çaba var.
Emniyet içinde bir takım kişilerin bu cinayetlerde sorumluluğunun ortaya çıkacağı korkusu var düşüncesindeyim.
Dink cinayeti sanıklarından Hayal ve Tuncel'in mahkeme izniyle yapılan dinlemelerinin 6 binin üzerindeki kaydı Trabzon Emniyeti tarafından savcılığa gönderilmedi.
Avukat Doğan, Dipsiz Kuyu'da sık sık yazdığım bir hususu, bir tuhaflığı dikkate sunuyor:
1. Dink cinayetinde, terör örgütü yöneticisi olarak yargılanan bir sanığın basında gündeme gelmesinden dolayı üzüntü belirtti.
2. Davadaki sanıkları arkadaş grubu olarak niteledi.
3. Bu grubun cinayeti "Dink'in Türklüğü aşağılaması sebebiyle işlediği" yönünde mahkemeye görüş ve rapor sundu.
Kim?
Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek!
Unutmadınız, değil mi: Akyürek; Yasin Hayal bombacılıktan yakalandığında, cezaevine konduğunda, mahkum olduğu halde Yargıtay sürecinde serbest kaldığında, dosyası Yargıtay'da bekleyip dururken Dink suikastı planlandığı sırada, onu "dinleten" Trabzon Emniyet Müdürü.
Hayal'in bomba teşvikçisi ve planlayıcısı Tuncel'i "muhbir" yapıp yargıdan sakladıklarında da, öyle!
Ve bu başarıların ardından da, yani Trabzon'da zaten elde olan ve izlenen, dinlenen kişilerin organize ettiği suikast, onca istihbarata rağmen önlen(e)mediği halde, Trabzon küçük geldiği için tüm ülke Emniyeti'nin istihbarat başına!
Oysa, yine unutmadınız, değil mi:
Bir önceki Emniyet İstihbarat Başkanı Sabri Uzun, Şemdinli vakası için Meclis'te ifade verip "içeridekiler"e işaret ettiğinde, Genelkurmay sillesi ve hükümet kazımasıyla hemen görevden alınmıştı.
"Bağımsız yargı ülkesi" de dümdüz edilmiş bir savcı ile birlikte.
Soruyorum şimdi:
Ülkedeki esas derin mutabakat nedir?
Ergenekon esasında nedir?
Nerede bu canavarın koca ayakları?
Nerede esas şefleri, asıl amirleri, büyük patronları, bir numara komutanları, en büyük kasaları?
Trene kaçak binecek diye kovalanırken ölüveren çocuk değil herhalde!