Kurtlu Peynirden Kesitler

xxx43

Madde 1. Başbakanın hanımı GATA askerî hastahanesine hasta ziyaretine gidiyor ve içeriye alınmıyor. Niçin? Başı eşarplı imiş!..

Madde 2. Başbakan akşam yemeği yemek için Orduevine gitmek istiyor ama gidemiyor. Niçin? Hanımının başı örtülüdür içeriye almazlar diye...

Madde 3. Küçük hırsızlar kodeste, büyük hırsızlar roof barlarda keyif içinde viskilerini yudumluyor, memleket meselelerini tartışıyor.

Madde 4. Kadın hakları, kadın hürriyetleri, kadının haysiyeti diyorlar, sonra da üzerinde TCantetli resmî "vesikalarla" birtakım kadınlara resmî fuhuş yapma izni verilmesini, bu fuhuştan KDV ve gelir vergisi alınmasını protesto etmiyorlar.

Madde 5. Demokrasi diyorlar, millî irade diyorlar, egemenlik kayıtsız şartsız halkındır diyorlar, sonra da "Müslümanlar yüzde 90 oy alsalar bile iktidar olamazlar, olurlarsa  iktidarda fazla kalamazlar" diye tehdit ediyorlar.

Madde 6. Herif profesör olmuş, üniversitenin tarihî anıt kapısı üzerindeki kocaman "Dâire-i Umûr-i Askeriye" yazısını okuyamıyor.

Madde 7. Adam Alevî değil, Alevî postuna bürünüp "Ali'siz Alevilik" adında 600 sayfalık kitap yazıyor.

Madde 8. İlahiyatçı kadın büyük bir vilayete müftü yardımcısı tayin ediliyor. Şu lâfına bakınız: Buharî'deki bir hadîs-i şerif için "Peygambere söyletmişler..." diyor. Ne yaman kadın müftü yardımcısıymış bu hanım.

Madde 9. Kendisini iyi Müslüman sanıyor, sonra da şeyhini Peygamberden çok seviyor ve övüyor.

Madde 10. Padişah yaptırdığı büyük camiye hayli vakıf bırakmış ve camimin 11 ehliyetli imamı olacak demiş. Zamanla vakıfları yok etmişler ve şimdi sadece iki imam kalmış.

Madde 11. Doğuda ve güneydoğuda üç binden fazla köyü düzlemişler, ahalisini sürmüşler. İnsan haklarına saygılı ve bağlı demokratik bir rejimde böyle iş olur mu?

Madde 12. Moiz Kohen adlı bir Yahudi, "Tekin Alp" takma adıyla Türkçülük yapmış ve "Kahr Olsun Şeriat" demiş. Bir yığın ahmak da bu herife mürid olmuş.

Madde 13. Bu Müslümanlar gün gelir ellerine fırsat geçince bir Halife seçerler, iyisi mi biz onlardan evvel davranıp işimize gelen birini fantoş Halife yapalım demişler.

Madde14. Türkiye çok iyiye gidiyor, dev adımlarla, hattâ dört nala koşarak kalkınıyormuş. Lakin düşündürücü bir husus varmış: Türkiye'nin uluslararası temizlik ve şeffaflık notu 10 üzerinden 4'müş...

Madde 15. Devlet uyuşturuculara göz açtırmıyormuş, lakin okullarda uyuşturucu kullanma yaşı 10'a düşmüş.

Madde 16. Türkiye'de fuhuş, karı ticareti, randevuculuk, pezevenklik kesin şekilde yasakmış. Lakin her yerde peynir ekmek, leblebi üzüm gibi karı satılıyormuş.

Madde 17. Biri bıçakla adam öldürmüş, hemen yakalanmış, tutuklanmış, 24 yıl ağır hapse mahkûm olmuş... Bir başka biri 500 bin liralık lüks jipiyle adam öldürmüş. Sorgudan sonra serbest bırakılmış. Öyle ya eşitlik var.

Madde 18. Okullara ve üniversitelere donsuz gelmek serbest, başı örtülü gelmek yasak.

Madde 19. On binden fazla arsa ve arazi planında o biçim değişiklik yapmışlar. Üzerine bina yapma oranı yüzde 32'den yüzde 62'ye çıkartılmış, kat sayısı 9'dan 19'a yükseltilmiş. Bu yolla yekunu yüz milyarlarca dolara varan rantlar oluşmuş. Bu rantların bir kısmı komisyon olarak verilmiş. (Şu anda hiç böyle yolsuz işler olur mu? Bunlar hep eskidendi hep eskiden...)

Madde 20. On üç yaşındaki hoppa ve beyinsiz kız artiz olmak için evden kaçmış, on iki gün zarfından on iki erkeğin  tecavüzüne uğramış. On ikincisi kızı gizli-açık çalışan bir fuhuş evine satmış. Üç ay çalıştırıldıktan sonra kız bulunmuş.Göz yaşları içinde ailesine teslim edilmiş. Biraz zor tutar ama kıza dikiş yaptırılmış. Günü gelince bâkire olarak kız oğlan kız kocaya verilecekmiş.

(İkinci yazı)

YİNE KÖPEK KATLİAMI

İstanbul ilçelerinden birindeki ormana kısırlaştırıldıktan sonra atılmış köpekleri merhametli hayvanseverler haftada bir doyurmaya gidiyormuş.Son gittiklerinde köpeklerin zehirlenerek öldürüldüğünü görmüşler. Çok üzülmüşler ağlaşmışlar.

Ben de bir insan olarak üzüldüm. Evcil veya vahşi hayvanlara yapılan zulümlere artık son verilmelidir.

Belediyelerin (kesin zaruret hali dışında) kedi ve köpek öldürmeye hakkı yoktur.

Sadece belediyeler değil, merhametsiz avcılar da zevk için yaptıkları katliama son vermelidir.

Çocukluğumda ormanlar, dere kenarları çeşit çeşit hayvanla doluydu. Dere kenarlarında kunduzlar yaşardı. İnanmayacaksınız, Boğaziçi'nde fok yaşardı.

Korulardaki sincaplara ne oldu?

Kalamış'ta Todori'nin bahçesinde bülbül öterdi. Orada bülbül kaldı mı acaba?

Marmara'da 300 çeşit balık vardı. Kaç cins kaldı acaba?

1940'lı, 50'li yıllarda Anadolu'nun son panterlerini vurdular, kökünü kuruttular.

Evcil veya vahşi hayvanları korumayan bir toplum medenî değildir.

Çocuklarına hayvan ve bitki sevgisi aşılamayan toplum vahşi bir toplumdur.

Merhametsiz bir toplum sağlıklı bir toplum değildir.

Kedileri, köpekleri, ormanlardaki vahşi hayvanları, kuşları merhametsizce öldüren, tepeleyen, nesillerini kurutan acımasız sadist insanları kötülüyorum.

Allah'ın lânetinden korkmuyorlar mı?

Kim bilir ne zaman, nerede başlarına bir belâ gelmesinden korkmuyorlar mı?

Üzerlerine azap inmesinden korkmuyorlar mı?

Bahaneleri hazır: Köpekler kuduz olabilirmiş de, onun için öldürmüşler...

Ne ucuz, ne bedava bir gerekçe... Ormana attığınız köpekleri nasıl kısırlaştırdıysanız, pekalâ kuduz aşısı da yapabilirdiniz.

Öldürülen köpeklerin ağzı var, dili yok.Lakin onların bir Sahibi ve Mâliki var. O zulmü sevmez. Zalimleri cezalandırır.

Evcil ve vahşi hayvan soykırımını herkes protesto etmelidir.