Lüzumsuzsa Söndür

Lütfi AYHAN

Lüzumsuzsa Söndür

Pandemiydi savaştı derken dünya büyük bir ekonomik dar boğaza sürüklendi. Üretim azaldı, ticaret yavaşladı tedarik zinciri koptu… Bu gelişmelerden en çok etkilenen ülkelerden biride maalesef biz olduk. Enflasyon akıl almaz bir şekilde yükseldi. Fiyat artışları mantık ötesi bir hale geldi. Alım gücümüz öyle düştü ki sesi tüm dünyada duyuldu.

Bu kötü gidişatı sadece dünyada meydana gelen olumsuz hadiselere (pandemi, savaş, büyük devletlerin yanlışları…) bağlamak akılcı bir yol değildir. Bunlara iktidarın hatalarını da eklemek gerek. Bu hatalardan biri elan devam ediyor. O hata, tüm dünyayı kasıp kavuran krize karşı hükumetimizin vatandaşlara örnek olacak şekilde (kamu kurum ve kuruluşlarında) tasarrufa gitmemesi.

İŞTEN ARTMAZ DİŞTEN ARTAR

Ak Parti iktidara geldiğinde ilk yaptığı hayırlı işlerden biri de Milletvekili lojmanlarını satmak olmuştu. Bu satıştan devlet belki de fazla bir kâr elde etmedi lakin vatandaş o günkü kriz ortamında bu eylemden dolayı yöneticilere olan güvenini artırdı. “ön tekerlek nereye giderse arka tekerlek de oraya gider” sözü mucibince yöneticilerin/baştakilerin yaptığı feragati/fedakarlığı gören halk da sıkıntılara, zorluklara dayanmayı kabullendi. Bu gün de o günkü krize benzer bir durumla karşı karşıyayız. (Gerçi bu günkü sıkıntıların o günkü darlıklardan en büyük farkı dış kaynaklı olması. Çünkü pandemi ve savaş sadece bizi değil tüm dünyayı etkiledi. Dünyanın önde gelen ülkeleri Almanya Fransa ABD Rusya gibi ülkeler bile tarihlerinde görmedikleri ekonomik gerileme yaşıyorlar.) Almanya başta olmak üzere gelişmiş ülkeler bu durum karşısında devlet ve halk olarak büyük bir tasarruf seferberliği başlattılar. Biz de ise maalesef hala her şey normalmiş gibi bir durum yaşanıyor. Almanya gibi dev bir ekonomi bile vatandaşlarını su kullanımında, elektrik, doğal gaz tüketiminde tasarrufa yönlendirirken biz de böyle bir çalışma ve tedbir maalesef görünmüyor.

ÖN TEKERLEK ARKA TEKERLEK

En üstten (Cumhurbaşkanımızdan ve külliyeden) başlamak üzere, bakanlıklar, belediyeler, tekmil kamu kurum ve kuruluşları; iktidar partisi başta olmak üzere tüm partiler halka örnek olacak şekilde tasarrufa gitmeliler. Mesela daha ucuz arabalara binmeli, pahalı birkaç arabayı satıp ucuzlarını almalılar. Toplantılara, mitinglere daha az araba ile gitmeliler. Tüm kamu kurumlarında yazın serinlemek, kışın ısınmak amacı ile kullanılan klima ve kaloriferler ve aydınlatmak için kullanılan lambalar mümkün olduğunca az açılmalı. Askeriyede her elektrik düğmesinin yanında yazılı olan “lüzumsuzsa söndür” uyarı levhası tüm kamu binalarına asılmalı.

Bu tasarruf girişimine sadece iktidar partisi, sadece resmi kurumların yöneticileri değil muhalefet partileri de katılmalı. Çünkü halkımız sadece iktidar partisini ve devlet yöneticilerini, sadece resmi kurumların kullandığı lüks araçları ve israfı değil yarınının iktidarı gözü ile baktıkları muhalefet patilerinin liderlerinin bindikleri araçları ve muhalefetin yönettiği belediyelerdeki lüks ve israfı da görmekte. Aslında böyle zor zamanlarda aklıselim davranmak hepimizin çıkarınadır. Millet olmanın en büyük tezahürlerinden biri de olağanüstü zamanlarda milletin/halkın sağduyulu davranıp bu afetlere karşı birlikte direnmesidir.

‘YİYİN İÇİN İSRAF ETMEYİN’

Yapılacak olan belli, önce ve başta kamu tasarrufa başlayacak. Ardından özel sektör ve vatandaşlar: “İşten artmaz dişten artar“, “ bir ırmağın kenarında bile olsanız suyu tasarruflu kullanın”, “Ayağını yorganına göre uzat”, “ Bol bol yiyen pel pel bakar…” deyip israftan uzaklaşacak. Ve bu kriz döneminde ve her devirde şu gerçekler aklımızdan hiç çıkmayacak; Yediklerimizde, içtiklerimizde, kullandığımız, tükettiğimiz her şeyde (enerji, giyim, barınma…) Afrikalı, Asyalı, Avrupalı, beyaz, sarı, siyah… Tekmil insanların hakkı var. Çünkü hepimiz aynı dünyanın vatandaşları, aynı dedenin torunları, bir olan Allah’ın kullarıyız. Her şeyin sahibi ve yaratıcısı olan Allah, İsrafı haram saymıştır.

Yukarıdaki emir ve nasihatleri uhdesinde barındıran bir medeniyetin üyeleri olan bizler, değişik nedenlerle karşı karşıya kaldığımız bu sıkıntılı günleri birlikte atlatmak için kültürümüze sığınmalıyız. Bu sıkıntılı günleri ancak böyle atlatabiliriz. “Bu iktidar giderse her şey düzelir” ucuzculuğu ile hareket edersek fazla bir şey değişmez. Çünkü kim gelirse gelsin tüm dünyayı sarsan bu enerji ve ekonomik krizin çaresi tasarruftan başka bir şey değildir.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (2)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.