Masumların can emniyeti yok, katillerin var

xxx135

Yaşama hakkı, can emniyetinin temel haklarından biridir ve hiçbir şekilde devredilemez.

Özellikle toplumumuzda yaşanan cinnet hali gösteriyor ki canilerin, katillerin, sapıkların yaşama hakkı kanunlarla teminat altına alınmış ama masumların bu hakkı korunmuyor/korunamıyor. Caniler ve sapıklar küçücük çocukları kirletiyor, kesiyor, boğuyor bir çukura atıyor ondan sonra da aylarca toplumun içinde elini kolunu sallayarak geziyor.

 

Yakalandığı zaman ne oluyor? Ne olacak o masum yavrular kirletilmiş, boğulmuş kısacası yaşamdan kopartılmış oluyorlar ama Ceza Kanununda yapılmış olan bir değişiklik ile canilerin yaşama hakkı teminat altına alınmış, onların işledikleri cinayetin karşılığı olarak yaşamlarına son verilemiyor. Kısacası idam cezasının kaldırılmış olması canileri masumlardan daha fazla yaşama hakkına kavuşturmuş durumda. Ya işlenen cinayetlerin ardından geride kalan aileler, onların yaşadıkları, onların hissettikleri, onların acısı... Bu insanlara karşı devletin bir sorumluğu yok mu?

Hemen belirteyim ki insanların elektrikli sandalye ya da ipin ucunda öldürülmesinden zevk alacak birisi değilim. Bunun kimsenin başına da gelmesini istemem. Ama birisi her ne sebeple olursa olsun 5-10 yaşındaki çocuklara tecavüz ediyor ve hiçbir tereddüt duymadan üç yavruyu teker teker öldürebiliyorsa o insanın hiçbir sebep ve gerekçe ile yaşamını sürdürmesinin doğru olmayacağını düşünüyorum. Hatta misliyle karşılık görmesi gerekir. Elbette canilerin idam edilmesi öldürdüklerini geri getirmeyecektir. Bunu biliyorum. Ancak, en azından caydırıcı olacaktır. Başkaları benzer bir işe kalkarken düşünmek zorunda kalacaklardır.

Ülkemizde hemen her gün bir kadın ya da genç kızın özellikle de cinsel dürtülerin ağırlıklı olduğu sebeplerle öldürüldüğü haberleri geliyor. Sanki toplumda bir cinsel salgın yaşanıyor. Üniversite öğrencisi kızlar ya da evli kadınlar bu cinsel sapkınların hedefi oluyorlar. İşin acı tarafı bu sapık caniler yakalandıktan sonra işledikleri cinayetleri sanki bir filmi anlatıyormuş gibi anlatıyorlar, yaptıkları işten fazlaca bir pişmanlık da duymuyorlar. Elbette bunun psikolojik ve sosyolojik boyutunun incelenmesi gerekir. Ancak, bu ülkede dışarıdan gelen talimat sonucu terör örgütünün başını idamdan kurtarmak için idam cezasının kaldırılmasına oy verenler işlenen her cinayette kendi paylarının ve sorumluluklarının olup olmadığını düşünmek durumundadırlar. Çünkü, idam cezasının kaldırılmasının ardından ülkemizde sapkınlık ve cinayetler bir salgın halini almıştır. Elbette her cinayet işleyen geçmişte de idam edilmiyordu. Ancak, sadece son 10 gün içinde yaşanan özellikle de üniversite öğrencilerine yönelik saldırılar ile 1.5 yıl önce Kayseri'de kaybolan yavruların Yozgat'ta gömüldüklerinin ortaya çıkmasının ardından anlatılanlar gösteriyor ki bu cinayetlerin hiçbir hafifletici yanı yoktur. Sadece cinsel dürtülerini tatmin için birtakım sapıklar cinayetler işliyorlar. Ve bunu yaparken biliyorlar ki bu ülkede idam cezası yoktur ve onlar hayatlarını sürdüreceklerdir. Buna bir de belli zamanlarda çıkan af yasaları umudu da eklenince ülkemiz sapıklar ve canilerin yaşama hakkını teminat altına almış buna karşılık masumlara bu hakkın çok görülmüş olduğu bir görünüm sergiliyor.

Buna ve bu görüntüye insanımız layık görülemez. En kısa zamanda idam cezaları yeniden gündeme gelmeli, artık caniler ve sapıklar bilmelidirler ki kendileri bir cana kast ettikleri takdirde kendilerinin de yaşamına son verilecektir. Böyle olursa sapıklıklar ve cinayetler belki tamamen ortadan kalkmayacaktır ama kesinlikle azalacaktır. Bir sapık yapacağı işin sonunu daha fazla düşünmek zorunda kalacaktır.

Kayseri'de 1.5 yıl önce kaybolan çocukların cesetlerinin ve katilinin bulunması için niçin bu kadar gecikilmiştir? Araştırmada eksik yönler nelerdir? Gibi soruların cevapları ile toplumda yaygınlaşan cinsel sapıklığın sebepleri de araştırılmak durumundadır. Çünkü, toplum çağdaş medeniyet seviyesine ulaştıkça(!) sapkınlıklarda da sanki bir artış gözleniyor. Din ve dini değerlere karşı mücadeleyi çağdaşlığın gereği gibi takdim eden çevreler bugün geriye dönüp baktıklarında kendi paylarını da görüyorlar mı acaba? Daha pek çok soru sıralamak mümkün. Ancak, kesin olan toplumun ruh sağlığında ciddi bir bozulma söz konusu. Hatta Batılılaştıkça sapkınlıklar artıyor gibi bir görüntü ortaya çıkıyor.