Müslüman Terörist, Norveçli Çılgın

Atila ALTUNTAŞ

Kur’an, terörü lanetlemiş, anarşiyi ve fitneyi en dehşetli bir olay olarak nitelemiştir. İslamiyet, her türlü terör, zulüm ve ihaneti yasaklar; her türlü anarşiye, bozgunculuğa şiddetle karşı çıkar. İslamiyet, zarara zararla karşılık vermez. İslam dini, adaleti tesis etmek, azgın lıkların önüne geçmek ve düzgün yaşamaya teşvik etmek için insanlara yol gösterir. Bu nedenle İslam bu konuda çok hassastır. Öyle ki, Kur’an, haksız olarak bir cana kıymayı, kan akıtmayı bütün insanlık alemine karşı işlenmiş en dehşetli bir cinayet olarak nitelendirmektedir.

Nitekim, Yüce yaratıcı : “Kim ki, (haksız yere) bir cana kıyarsa BÜTÜN İNSANLARI ÖLDÜRMÜŞ GİBİ OLUR. Her kim de bir kişinin hayatı kurtarırsa BÜTÜN İNSANLIĞI KURTARMIŞ GİBİ OLUR” (Mâide Sûresi, 32)buyurmaktadır. Kur’an, terör ile birlikte her türlü fitne ve fesadı da lanetlemiştir.

Müslümanın teröre başvurması, insan öldürmesi hiçbir şekilde mantıklı bir açıklamaya kavuşamaz. İslâm, insanı ebedi bir hayata ve saadete davet ediyor. Hayata ve saadete davet edilen insanı öldürerek, korkutarak, ürküterek, nasıl kurtarılabilir?

Yan yana gelmemesi gereken iki kelime: İslâm ve terör… Son zamanlarda niçin İslâmla terör birlikte kullanılıyor öyleyse?

Bunun birinci sebebi, İslâmı karalamak kastıdır. İkinci sebebi de ilgisizliktir. Eğer üçüncü bir sebep varsa, o da kavram kargaşasıdır. Kavram kargaşası ise İslâm düşmanlarının ilgisizlikten istifade ederek oluşturdukları bir karamboldür.

 

Özellikle yabancı medyanın İslam’ı bir terör dini olarak göstermeye çalışmassının bir örneğinide Norveç'teki 92 kişinin can verdiği son kanlı saldırıda gördük. Ortada hiç bir delil yokken, olayın kimler tarafından, nasıl yapıldığı belli değilken, hemencecik müslümanlar terörüst ilan ediliverdi.

 

Bütün dünya'yı derinden sarsan hain saldırıyı ve dünya basınına yansımasını takip eden bir gurup duyarlı gazeteci, basının nasıl yanlı yayın yaptığını ve müslümanları günah geçisi ilan ederek, hedef gösterilmesini,''Müslüman 'Terörist', Norveçli 'Çılgın'' adlı makale kaleme aldı.

 

İşte Dünya basının iki yüzlülüğünü gözler önüne seren o makale...

 

''Müslüman 'Terörist', Norveçli 'Çılgın''

Norveç'teki saldırılar sonrası tüm dünyada müslümanların yüreği bir kez daha ağızlarına geldi. İslam'ın temiz çehresinin terörle kirletilmesinden çekinen müslümanlar, gelişmeleri endişeyle takip ettiler.

Son ana kadar saldırıları anlatırken "müslüman teröristler" üzerinde yoğunlaşan dünya basını ise, saldırganın kimliği açıklandıktan sonra "Norveçli bir çılgın" ifadesini kullanmayı tercih etti. Tüm bu süreçte dünya basınındaki islamofobik yorumlar ise, müslümanlar aleyhine uygulanan çifte standardı gözler önüne serdi.

Norveç'ten gelen görüntüler tüm dünyayı bir anda dehşete düşürdü..
Patlayan bir bomba, ardından gençlik kurultayında silahlı saldırı. Ve kararan 91 masum hayat..

Uluslararası medya son dakika olarak verdiği gelişmeyi dakika dakika izleyicilerine duyurdu. Ancak ihale yine olağan şüphelinin üzerine kalmış gibiydi..

Dünya medyası terör saldırısını ısrarla Müslümanların üzerine yıkmak niyetinde idi. Norveç'in Libya'daki faaliyetleri, karikatür krizindeki tutumu,Afganistan'da asker bulundurması gibi sebepler de saldırıya dayanak gösterildi.

Bu kadarla da kalmayıp işi resmiyete dökenler oldu. Amerikan New York Times ve Washington Post gazeteleri, daha da ileri giderek saldırıyı Ensar El İslam adında bir Kürt grubunun üstlendiğini duyurdular.

Ancak saatler ilerledi, Norveç polisi saldırganın "sarışın bir Norveçli" olduğunu açıkladı. Ancak bu bile bazı yorumcuları durdurmaya yetmedi. BBC'ye konuşan İngiliz yorumcu Jonathan Paris, İslami terör örgütlerinin sarışın batılı intihar eylemcileri olduğunu iddia etti..

Ta ki Norveç polisi saldırganın kimliğini açıklayana kadar. O andan sonra bir çokgazete apar topar sayfalarını değiştirdi, bazıları tamamen silindi..

Ancak bu aşamadan sonra saldırganın "terörist" değil, Norveçli bir "çılgın" tarafından işlendiği yorumları yapılmaya başlandı. Yani saldırıyı gerçekleştiren Müslüman olursa "terörist", batılı olursa "sadece bir çılgın" oluyordu..

Bir çok Türk basın yayın kuruluşu da bu lokomotif anlayışın vagonlarına takılmak sureti ile bilerek yada bilmeyerek aynı amaca hizmet etti. Bugün birçok Türk gazetesinin Norveç'in 11 Eylül'ü manşetini atması aynı anlama geliyordu.

Sonuç olarak bir saldırı sonrası yine tüm dünyada Müslümanlar yaftalanmamak için dua etmek zorunda kalırken, önyargıyı kırmak atomu parçalamaktan zor sözünü haklı çıkarırcasına dünya basınında yapılan İslamofobik yorumlar ise uygulanan çifte standart konusunda herkesi bir kez daha düşünmeye itti..

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.