Okluk Koyu, Nirvana Yatı...

xxxx111

Vaktiyle medya dünyasının en önemli patronlarından sayılan biriyle konuşurken şöyle bir itirafta bulunmuştu: “Herkesin büyük bir günahı vardır ya, benim günahım, Turgut Özal'a hak etmediği şekilde aşırı düşmanlık yapmamızdır; 'Okluk Koyu' dedik yüklendik, 'Nirvana Yatı' dedik, yüklendik; şimdi geriye dönüp baktıkça o günkü yayınlarımızdan çok utanırım.”

'Okluk Koyu' Dalaman/Göcek yakınlarında yazlık dinlenme mekanıydı Özal'ın; Nirvana Yatı da Nurulah Gezgin adlı bir işadamı dostunun teknesi... 1990 öncesi ve sonrası gazete arşivleri incelensin, bu iki konuyla rahmetlinin tozunun attırıldığı anlaşılacaktır...

İstanbul'la Ankara'yı birleştiren otoyolun Sultanbeyli kavşağına kadar olan son bölümü tamamlandığında, Turgut Bey, medyanın öndegelenlerini toplayıp iki nokta arasında kısa bir otobüs turuna çıkarmıştı. Rehberi bizzat Turgut Özal olan bir tur... Sultanbeyli tarafındaki hüda-yı nabit koca binaları görünce daha bir heyecanlanmıştı Cumhurbaşkanı.

“Bunu yapan güç, Türkiye'yi de kalkındıracak güçtür” demişti rahmetli.

O geziden benim unutamadığım anekdot, Semra Özal ile dönemin önemli bir gazetecisi arasında geçendir.

Semra Hanım eşiyle birlikte otobüsün en önünde oturuyordu. Arkaya dönüp “Senin yazlığın var mı Zafer?” sorusunu yöneltiverdi. Muhatabı kibar insan, “Var, Hanımefendi” cevabını verdi. Sorgu o noktada bitmedi: “Yazlığın kaç metrekare?” Muhatabı cevap için zorlanınca devam etti Semra Hanım: “Herhalde 100 hatta 150 metrekareden büyüktür. Peki de bizim Okluk Koyu'ndaki 75 metrekarelik fakirhaneden ne istiyorsun?”

Yolu Göcek ve Marmaris tarafına düşenler, o yörenin insanları ve çevre bilinci olan kişilerden Özal'a dönük iltifatları çok işitmişlerdir. Ülkemizin en el değmemiş koyları bu yörededir ve el değmemiş hallerini sürdürmelerini oraları seven ve başkalarına da sevdiren Turgut Özal'ın ihtimamına borçludurlar. Tatil beldesi bilinen yörelerde daha önce gerçekleştirilmiş çevre kıyımı Göcek'teki koyların girişinde sona ermiştir.

Bugün küçük bir tekneye atlayıp o yöredeki koyları dolaşın: 'Karayip Korsanları' türü birkaç yüzyıl önce yaşanmış olaylarla ilgili filmlerin Türk versiyonlarını oralarda çevirebilirsiniz; o kadar kendi halinde, insan eli değmemiş bir görüntüsü vardır koyların... Bugün etrafta fink atan yerli-yabancı tekneler sayesinde bayağı bir gelire sahiptir yöre halkı...

Vaktiyle Okluk Koyu'ndaki o küçücük konut için ortalığı bulandırmıştı gazeteler; şimdi orayı yeniden kullanılır hale getirmeye kalkan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e hayatı zehir etmeye çalışıyorlar...

Her yıl birkaç günü Göcek çevresinde geçiriyorum ve karşılaştığım insanların en merak ettiği, Abdullah Gül'ün Turgut Özal'dan sonra ihmale uğramış Okluk Koyu'nu yeniden yaşanır hale getirip getirmeyeceği konusu oluyor. Ülkemizin anlı-şanlı işadamları da var bu meraktaki insanlar arasında ayağında sandalı, sırtında fanilası, ekmeğini turist gezdirmekten kazanan küçük tekne sahibi de... Hepsi de kıyıların yeniden bir koruyucuya kavuşmasını arzu ediyorlar...

Çarçur edilme tehdidi altında o koylar çünkü...

Nirvana Yatı'nın büyüklüğü ne kadardı bilmiyorum, ama Türk medyasında köşe sahibi bazı dostların kendi teknelerinin devasa boyutlarda olduğunu işitiyorum. Kimsenin yatında gözüm varsa gözüm çıksın. Ancak ülkesinin bakir tatil yörelerini kendi gözüyle görmek isteyen Cumhurbaşkanı ile Başbakan düzeyindeki devlet adamlarına bir yatı çok görenlere ne diyeceğim, bilemiyorum.

Turgut Bey fakir-fukara dostuydu ya, onu Okluk Koyu'ndaki mütevazı misafirhaneyi kocaman malikane gibi sunarak, eski dostu işadamının anlaşılabilir büyüklükteki yatına konuk olduğunda Onassis gibi takdim ederek milletin gözünden düşürmeye çabalamışlardı.

İtiraf edeyim, uzun vadede başarılı da oldular...

Rahmetli, hakkında o tür yayınlar yapanların servet düşmanı olduğunu düşündü uzunca bir süre, düşmanlıklarını buna hamletti; Semra Özal'ın otoyol açılışında yaptığı sorgulama derinde çok daha farklı güdülerin o tür yayınlara sebep olduğunu öğretti Turgut Bey'e...

Okluk Koyu'nda cumhurbaşkanı ve ailesi tarafından kullanılan yeri hizmetçilerine uygun görecek kadar muhteşem yazlık malikanesi olan, bindiği ariyet yattan çok daha görkemli gemilere sahip insanların düşmanlığı farklı bir sebepten...

Turgut Bey bu gerçeği sona doğru öğrendi, Cumhurbaşkanı Gül ile Başbakan Erdoğan bu açıdan şanslı; onlar zaten sebebi biliyorlar...

Günümüzün medya patronları ileride günah çıkarmaya kalkıştıklarında, bugün yaptıklarını “Ben o zaman hatırlatmıştım” diye yüzlerine vurmak benim görevim

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.