Oslo görüşmeleri sona ermeseydi…

Aslan DEĞİRMENCİ

Yıl 2010 Oslo görüşmeleri başlar.

Amaç: Diyalog ortamının oluşması, silahların susması ve akan kanın durması.

Talimat siyasi iradeden…

2011 Haziran:Görüşmelerin gizli kayıtları internete düştü.

Haziran sonu:Ulusalcı medya devreye girdi.

Derin bir sessizlik…

İstedikleri tepki ve ardından yaşanmasını bekledikleri kaos gerçekleşmedi.

Milletin bu kanın durması için beklenti içinde olduğu ortaya çıkınca, herkes köşesine çekildi.

***

Tarih 7 Şubat:Yüksek gerilim…

Özel yetkili İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı düğmeye bastı (rıldı!)

MİT Müsteşarı Hakan Fidan, eski Müsteşar Emre Taner ve eski Müsteşar Yardımcısı Afet Güneş ifadeye çağırıldı.

Ulusalcı medya şaşkın…

8- 9- 10 Şubat: Ulusalcı medyanın rolünü farklı kalemler üstlendi.

***

Bürokratik darbe yorumları gelmeye başladı.

Başta Milat olmak üzere duyarlı medya organları uyardı: “Bu gerilim en fazla çetecilerin ve medya içersindeki uzantılarının işine yarar. Herkes aklını başına devşirsin.”

Hükümetten gelen sert eleştiriler.

Kanaat önderleri ve aydınlardan sağduyu çağrıları,

Görüşme trafikleri, gizli toplantılar…

Yine bir sessizlik…

***

Ve kuma gömdükleri kalemlerini ansızın çıkaran ulusalcı silahşorlar.

Fırsatı iyi değerlendiren medya içindeki Ergenekoncular,

Her köşeden damlayan kan, nefret, kin ve öfke…

Eş zamanlı hükümet ile camialar arasına serpilen nifak tohumları…

Tartışmalar devam ederken taşeron yapıların şiddet eylemleri.

Muhalefetten verilen önergeler, hükümet aleyhine ortaya atılan iddialar.

***

Ve hava durulur…

Birileri her fırsatta Oslo’yu gündeme taşımak istese de başarı sağlanmaz.

CHP’den açılımlar gelmeye başlar.

Kürt sorunu konusunda önemli tespitler hatta özeleştiriler!

Tabandan ufak tefek tepkiler gelse de açılımda kararlı gözüken CHP’liler.

Görüşmeler, öneriler, raporlar ve geziler…

***

Tam CHP değişmeye başladı derken Milat’ın ispatladığı taşeron örgütler ve Mossad aracılığıyla sızdırılan Oslo görüşmelerinin Parti Sözcüsü Haluk Koç tarafından gündeme taşınması…

Ulusalcı medyanın rolünü farklı kalemlerin aldığı dönemlerde yazılanların hepsinin derlenerek, özetlenerek CHP eliyle kamuoyuna sunulması…

CHP içindeki açılımcıların sessizleşmesi…

Kürt sorunu hakkında diyalog çağrısına hazırlanan CHP içindeki vekillerin etkisizleştirilmesi…

Şiddet olaylarının eş zamanlı tavan yapması.

Raflarda tozlanan reform paketlerinin bir başka bahara kalması…

***

Ve maalesef biz haklı çıktık. Keşke yanılsaydık!

Ergenekon lobisine malzeme çıktı, ülke kan gölüne döndü.

Taşeron örgüt aradığı fırsatı buldu.

Peki Oslo görüşmelerine bir fırsat verilemez miydi?

***

Ya ulusalcılar…

Cezaevlerinde olan bazı paşalar Öcalan ile görüşür,

Bazıları helikopter ile Kandil’e temsilci gönderir.

Amaçları çözüm değil kaostur (!) ama ortalıkta konuşan cesur yürekler yoktur…

Ellerinde karanfiller ile ETÖ sanıkları Öcalan ile kucaklaşır,

Çakma manifestolar ile ulusalcıları peşinden sürükleyen profesörler kamplarda cirit atar. Tüm bunlar olup biterken bugün esip gürleyen ulusalcılar kafalarını kuma gömer…

 

 

Tüm Yazılarına ulaşmak için Tıklayın (24 yazı)

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.