PKK ve mayınları

xxx23

Dün gene lanet bir gündü. Hakkári Çukurca’da öldürülen askerlerimizin hazin cenaze törenleri vardı. Özel serüvenlerine vakıf oldukça, insan yüreğini daha fazla kanatan.Ve her biri başlamadan biten taze yaşamlar.


Yaklaşık bir ay önce... 29 Nisan’da... Gene PKK’nın mayınlı bir saldırısından dolayı 10 askerimizi yitirdik.

O felaketin ardından Hasan Cemal, Karayılan’a şu soruyu sormuştu:

‘Tek taraflı ateşkes, eylemsizlik dediniz, bunu 1 Haziran’a kadar uzattığınızı açıkladınız. Peki bu arada Diyarbakır ve Hakkári’de 10 askerin şehit olmasına yol açan son PKK saldırıları neydi?’

Karayılan’ın cevabı ise şöyleydi:

‘Bundan biz de üzgünüz. Merkezden planlı bir şey değildi bu. Yerel düzeyde, sahada kendi inisiyatifleriyle alınmış bir karardı. Askerin araziye çıktığını görüyor, bir operasyonla üzerine gelindiği hissiyatına kapılıyor ve kendini korumak için tedbir alıyor, mayın döşüyor. Biz de üzgünüz.’

* * *

Şimdi aradan bir ay geçmeden yeniden aynı şekilde askerlerimiz ölmekle kalmıyor, Şırnak’ın Silopi ilçesinde son anda fark edilen mayın, bizi yeni bir felaketten koruyor.

Barışa yaklaşıp...

Savaştan uzaklaşır gibi olunca...

Bu kez PKK ve mayınları garip bir şekilde devreye giriyor.

Hálbuki her kim olursa olsun ölenlerin hepsi can, insafsızca öldürülenlerin hepsi insan...

* * *

Bu ölümleri ‘merkezden plan bir şey değil, yerel düzeyde alınmış kararlar’ olarak görmek ne kadar mümkün?

Ve ne kadar anlamlı?

Bir ay içinde 20’ye yakın askerimizin bu şekilde şehit edilmesi savaşın mı elini güçlendirir, barışın mı?

PKK, bir taraftan ‘öncelik silahların susmasıdır, kimse kimseye saldırmasın’ mesajları veriyor, diğer taraftan acımasızca gencecik insanları öldürmeye devam ediyor.

* * *

Dün...

Günü karartan bir acıyla defnedilen şehit düşmüş askerlerimizle ilgili açıklamalardan ikisi çok daha fazla dikkat çekiyordu.

Bunlardan biri ABD’nin Ankara Büyükelçiliği’ne aitti.

Büyükelçilik, Çukurca’daki terör saldırısını kınayarak, Türkiye ile işbirliğinin süreceğini vurguluyordu.

Diğeri de DTP Genel Başkanı Ahmet Türk’ün bu son PKK saldırısı üzerine şehit ailelerine başsağlığı dilediği yazılı açıklamaydı.

Açıklama aynen şöyleydi:

‘Haftalardır askeri operasyonların durmasının önemine işaret ediyorduk, ancak ne yazık ki iyi niyetli çabalarımız sonuç vermedi. Ne askeri operasyonlar hızından bir şey kaybetti, ne eylemler ve saldırılar durdu.

Açık bir dille ifade ediyoruz; bu saatten sonra her kim ki demokratik bir çözümden yana ise ve her kim ki silahsız bir çözüm arzuluyorsa mutlaka ama mutlaka elini tetikten çekmelidir. Siyasetin önünü açabilmenin olmazsa olmaz koşulu ölümlerin durmasıdır.’

* * *

Kürt Sorunu’nda şayet barışa yaklaştıysak...

Bu süreçte çok olumlu bir rol oynayan Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün belirttiği gibi ‘iyi şeyler olacak’ ise...

Bunu ve bu süreci engelleyen en önemli unsur, şu an için PKK ve mayınları olarak gözükmekte...

PKK ne istiyor; savaş mı barış mı?

Bir yandan ‘silahlar sussun’ deyip, öte yandan dağa bayıra mayın döşeyerek gencecik insanları katletmeye devam etmek ne anlama geliyor?

Ya da PKK kim, kaç tane PKK var?