Sanal Dünyanın Getirdiği Gerçek Sorunlar

Aytekin ATASOYU

Teknolojinin hızla gelişmesi ve kitle iletişim araçlarının yaygınlaşmasıyla birlikte insanlar hızla bireyselleşiyor. Bireyselleşen insan topluma yabancılaşıyor ve bunun kaçınılmaz sonucu olarak yalnızlığa itiliyor. Bunun dışında bireyselleşen ve çevresine yabancılaşan insan korkularıyla baş başa kalıyor.

Gençler okul korkusu ve gelecek kaygısıyla yaşıyor.

Bu korkularını yenip iş hayatına atılanlarda bu sefer kendi ayakları üzerinde durabilme korkusu baş gösteriyor.

Psikologlar daha sonraki yıllarda insanların cinsellikle ilgili korku duyduklarını söylüyorlar. Altmışlı yaşlardan itibaren yaşlanma ve ölüm korkusu insanları tedirgin ediyor.

Tüm bu korkuların içerisinde internet bir başka değişle sanal dünya kişilerin korkularının imdadına yetişiyor. İnsanlar toplumsal hayatta tatmin olamadıkları, kendilerini gerçekleştiremedikleri birçok alanda tatmin olabilecekleri, sanalda olsa kendilerini gerçekleştirebilecekleri ve korkularını unutabilecekleri ortamları sanal âlemde çok rahat bulabiliyorlar.

Örneğin; toplum hayatında özgüvenden yoksun kendini ifade edemeyen insanlar internet ortamında bambaşka bir kimliğe bürünüp gerçek hayatta eksik bıraktıkları bu yönlerini tamamlayabiliyorlar.

İnternet dünyasındaki sanal ortamlar beraberinde psikolojik, sosyal ve hayatın diğer alanlarına dair birçok sorunu da beraberinde getiriyor.

Öyle ki, sanal iletişimin artmasıyla birlikte aile kavramı önemini yitirmeye yüz tutmuş gözüküyor.

Sanal ortamlardaki sohbetler yüzünden cinayetler işlenmekte, evlilikler sona ermektedir. Bu olguyu destekleyen haberler zaman zaman kamuoyuna yansıyor.

Bunun yanı sıra sanal iletişimin Türkçeye vurduğu darbe başlı başına bir inceleme konusu. Sanal iletişim ve bunun sonucu olarak internet bağımlılığı

Genellikle içe kapalı

Sıkılgan

Yabancılaşmış bir insan tipini doğuruyor.

Ayrıca Günümüz toplumu, cinsellik alanında da mutluluğun çok uzağında. Bastırılan ve yasaklanan cinsellikte serbest ve özgür! Cinsellikte insanları mutlu edemiyor. Bu iki dengesizlik arasında kalan insan sanal dünyaya yönelerek mutluluğu harcayan ve tüketen bir insan tipi haline dönüşüyor.

Sanal ortam bu yönüyle de insanın cinsel zaaflarının fazlasıyla sömürüldüğü bir zemin, Bu tür bir sömürü kişilerin cinsel hayatların da onarılması güç yaralar açabiliyor.

Doğal tatmin yolları aşındığından sanal dünyadaki cinsellikle birlikte fetişizm körükleniyor.

İnsanoğlu bilgi ve beceriyi ve bunun temellerini çocukluk ve ergenlik dönemlerinde atar. Erken yaşlarda topluma kazandırılan birey hem sorumluluklarını bilir hemde topluma faydalı olur. Aksi halde sorumluluklarının farkında olmayan ve tüketen bir nesil oluşur. Sanal sohbetler bu temelin atılmasını aşırı zaman israfından dolayı engelliyor.

Gerçek kimlikler yerine yedek kişiliklerin oluşturulduğu sanal ortamlarda gerçekleşen ilişkilerde kişiler ahlâk sınırlarını zorlayan davranışlarda rahatça bulunabiliyor.

Sanal ortam ayrıca kişilerde geçici bir takım tatminler ve rahatlamalar sağladığı için insanların gerçek yaşama entegre olmasını önleyebiliyor.

Sanal ortam aile içi iletişimi olumsuz etkilediğinden aile bireyleri arasında ki etkileşim minimuma iniyor. Bu durum psikolojik açıdan sorunlu bireyler ortaya çıkarıyor.

Yani sanal iletişim doğru kullanılmadığında bireyler ve toplum için birçok riski içerisinde barındırıyor.

Bilgi Teknolojileri İletişim Kurumu’nun sanal âlemin zararlarını önlemeye yönelik olarak 4 farklı paket hazırladığı geçen günlerde kamuoyuna yansıdı. Güvenli İnternet Hizmeti adı altında toplanan paketler, mevcut Standart profile ilave olarak, çocuk profili, aile profili ve yurtiçi profilinden oluşacaktır.

Standart profil, kullanıcının erişebileceği İnternet site ve uygulamalarına ait bir sınırlamanın olmadığı, mevcut (şu anki) İnternet’e erişim sağlanan profili ifade etmektedir. Diğer profiller ise  internet üzerinden ortaya çıkabilecek yukarda saydığım zararları minimize etmeye yönelik bazı kısıtlamaların bulunduğu paketlerden oluşmaktadır. Ve isteyen istediği pakete geçebilecektir.

Hal böyle olmasına rağmen medya BTK’nın hazırladığı bu paketlerin yürürlüğe giriş tarihi olan Ağustos 2011 tarihini internetin ölüm tarihi olarak ilan etti. Bizim medyanın bazı konularda meseleleri çok farklı mecralara çekebilme yeteneği var maalesef. Bu ölüm ilanı da medyanın ilk ölüm ilanı değildi. Aynı medya MOBESE sistemleri ilk olarak şehir merkezlerinde uygulamaya konduğunda bunu özel hayatın ölümü olarak nitelendirdiler. Fakat yetkililer uygulamada geri atmadı ve uygulamayı genişleterek tüm ülke sathına yaydı. Nitekim bu uygulamanın birçok faydasının olduğu zaman geçtikçe anlaşıldı. Birçok hırsızlık, cinayet vb olaylar sistem sayesinde çözüme kavuştu.

BTK’nın uygulamaya koyacağı paketler sanal âlemin zararlarını ne kadar önler bunu kestirmek zor olsa da MOBESE kameralarının toplum düzeni için sağladığı faydalar kadar yarar getireceğini söylemek yanlış bir ifade olmasa gerek. Yani ağustos 2011 internetin ölümü değil belkide sağlıklı bir şekilde yeniden doğumudur.

Aytekin ATASOYU

atb_ats@hotmail.com

http://twitter.com/#!/atasoyu

www.aytekinatasoyu.com

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.