Seçimlerde kadrolar mı yoksa Egolar mı yarışıyor?

Bahattin KARAGÖZ

Ülkemiz nihayet beklenen genel seçimlerin çalışmalarına sahne olmaya başladı. 12 Haziran 2011 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti vatandaşları yeniden tercihlerini ortaya koyacaklardır. Bu seçimle vatandaşlarımız ya şimdiye kadar sekiz yıldır hüküm sürüp gelen iktidara (AKP)  icraatından hoşnutluk duyduğunu göstererek ‘’devam’’ işareti verecek, ya da yeni arayışlara ihtiyacı olduğunu belli ederek yeni başka bilinen partilere güç ve ümit verecektir.

Şüphesiz demokrasilerde her seçim önemlidir. Zira vatandaş ancak bu sayede önemsendiğini ve adam yerine konulduğunu hissetmekte, olup bitenlerde bir etkisi ve katkısının olduğunu kavrayabilmektedir.

Genel seçimlerde gerek iktidar partilerinin gerekse muhalefet partilerinin kendileri için uygun olan minderlere yarışı taşımaları yadırganacak bir husus değildir. Ama toplumun hangi nirengi noktalarından konuya bakması gerektiğini önemsemesi ortada çözüm bekleyen bir mesele olarak durmaktadır.

Bütün partiler adaylık başvuru sürecinde aday adaylarının çokluğundan ve seçkinliğinden medet ve üstünlük umma anlayışından kendilerini soyutlayamazlar. Tanınmış isimler, sevilen sanatçılar, başarılı bürokrat ve iş adamları, iz bırakmış sivil toplum önderleri… bu aday portföyünde yer almaları bakımından partileri de dikkat odağına yerleştirmiş olurlar. Aslında  ‘’aday listelerinde ne kadar popüler isim, ne kadar parti hizmetkârı yer almalı’’ konusu iyi dengelenmesi gereken bir  durumdur. Ne partinin sadık mensupları enayi, hamal ve figüran yerine konulmalı, ne  de parti liderleri vaatlerini gerçekleştirecek yetenekteki unsurlardan yoksun kalmalıdır.

İşte düğüm noktası burada yer almaktadır. Değişim veya istikrar (bir başka deyişle statükonun korunması) uyumlu kadro elemanlarına dayanarak mı gerçekleştirilecektir; yoksa egolarını tatmini öne alan, megaloman karakterli, kendilerini ödüllendirilmeye çoktan lâyık gören yıldızlaşmış isimler mi etkin olarak rol alacaktır?

Aslında ‘’Genel Seçimler’’, farklı, zıt veya kesişen politikaların toplum önünde tartışıldığı ve tercihte öncelik taşıdığı etkinlikler bütünü olmalıdır. Oysa ‘’mahalli seçimler’’ için olması gerektiği fakat yapılmadığı gibi, iktidar veya muhalefet partileri adayların özellikleri üzerine odaklanarak toplumun görmesi gereken temel politika ayrışımlarını tartıştırmaktan uzaklaşmaktadırlar. Böylece kısır şahsiyet tartım çekişmeleri, kısır döngülü polemikler, dedim dedi replikleri, istihzalar… ciddi konuları düşünüp irdelemekten toplumu alıkoymaktadır. Toplum (dolayısıyla seçmenler) , programları ve programların kendi bütünlüğü içinde uyum taşıyıp taşımadığını, programların önceliklerini asla algılayamamakta ve değerlendirememektedir. Bu yüzden seçimler kaptı kaçtı çabukluğunda, amacını saklama göz boyayıcılığında olması gereken önemdeki sonucu vermekten uzak kalabilmektedir.

Önümüzdeki seçimlerden daha sonra sızlanmayacağımız bir millet iradesinin yansımasını bekliyorsak, millet bütçesinden desteklenmesi kabul görmüş siyasi kadroların daha akılcı bir kampanya yürütmeleri topluma karşı olan sorumluluk ve borçlarıdır. Aksi takdirde belirli programları benimsemiş kadroları değil, albenisi, şatafatı, cazgırlığı yüksek egoların tatmin edildiği bir yarışı tartmış ve değerlendirmiş olacağız.

Genel seçimler, her ortamda rol kesebilen artistlerin ve bireysel projelerin değil, tam aksine, parti programlarının, genel iç ve dış tercihlerin somutlaşıp oylandığı bir iklimi milletimize sunmalıdır.

Genel seçimlerin adaleti, şaibesiz bir ortamda gerçekleşip gerçekleşmediği,  biraz da bu ana noktanın odağa alınıp alınamadığıyla ilgili olarak değerlendirilecektir.

Şimdiden genel  seçimlerin milletimize hayırlı uğurlu olmasını diliyor, aday adaylarına gerek aday olma sürecinde, gerekse çoktan seçmeli süreçte şans ve başarılar diliyorum.

Selam ve saygılarımla…

  

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.