Afrika
Önyargılardan Gerçeğe
Afrika... Önce zihnimize kodlanan o kalıp yargılar vardı. Sonra sorgulamaya başladığımızda özgürlük mücadeleleri, zengin kaynaklar ve açlık paradoksu, emperyalizm tarihi... Meraklısına filler, timsahlar, zürafalar ve kabile dansları da cabası.
Her şey gibi Afrika'yı da bize sunulduğu şekliyle okuduk, gördük, duyduk. Ta ki orada yaşayana kadar. O zaman gerçek, hayatımı kökten değiştiren güçlü bir deneyimlere varoluş anlamı üzerinde sorgulamalara dönüştü.
Somali'den Merhaba
"Afrika" - yazımın başlığı Somalice'de "hoşgeldiniz" demek.
Beş yıla yakın yaşadığım Somali'de edindiklerimi sizlerle paylaşmak istiyorum. Günlük tadında, doğaçlama olacak bu yazılar. Bazen masal gibi gelecek, bazen gerçeğin sert yüzüyle karşılaşacaksınız. Kimi zaman merakla okuyacak, kimi zaman da zihninizdeki sorular çoğalacak.
Somali... Afrika'nın en uzun sahil şeridine sahip Afrika Boynuzu'nda yer alan, Cibuti, Etiyopya ve Kenya ile komşu olan ülke. Dünya gündeminde ne yazık ki genellikle korsanlık, açlık, doğal afetler ve terörle anılıyor. Oysa ben orada bambaşka bir şey gördüm: iri, meraklı gözlerle bakan, ışıl ışıl yüzlü çocukların ülkesi.
Nasıl Başladı Bu Serüven?
Talim Terbiye Kurulu Program Dairesi'nde çalışıyordum. Yoğun bir tempo, ders kitapları, müfredat çalışmaları, eğik yazı-düz yazı tartışmaları... Ortasında bir öğretmen olarak ben.
Yıllardır aklımda olan yurt dışında öğretmenlik hayalim vardı. Bu sefer daha sıkı çalışıp sınavları kazanacağım diye oda arkadaşımla şakalaşıyordum. "Bu yıl son kez gireceğim sınava, kazanıp gideceğim" diye konuşurken, o da "Bana da kitap sipariş etsen, ben de girsem" diyordu gülerek.
Tam bu sırada telefon çaldı. Daire başkanım odasına çağırıyordu.
Koridorda yürürken arkadaşım arkamdan seslendi: "Yurt dışına gidince bu yoğunluk kalmayacak!" Ben de gülerek cevap verdim. Elimde rapor dosyası, hiçbir şeyden habersiz daire başkanının odasının kapısını çaldım.
"İçeri gelin hocam. Bakın kim var burada" dedi ve oturan misafirleri gösterdi.
Yıllardır görmediğim, bir STK'da çalışan eski arkadaşlarımdı. Şehit Ömer Halis Demir Anadolu İmam Hatip Lisesi'ndeki projeleri için gelmişlerdi. Sohbet ederken beni sordukları için daire başkanımız çağırmış.
Yurt dışında öğretmenlik hayalimden bahsedince arkadaşım sordu: "Davut Hocam, gerçekten yurt dışına gitmek istiyor musun?" "Evet, birkaç yıldır sınavlara giriyorum. Bu sene inşallah kazanacağım." Arkadaş hiç beklemediğim şok bir soru yAslında açtıkları öneltti"Somali'ye gitmek ister misin?"
"Somali mi?" dedim. Bir an durdum kaldım. "Nasıl yani?"
Kısa bir sessizlik oldu içimde. "Giderim" dedim ama sanki şok dalgası geçiyordu üzerimden.
Buhoodle denen bir yerleşim yerinde külliye açtıklarını, oraya Türk öğretmen göndereceklerini anlattılar. İki ayrı ülşkede açtıkları okulun Fildişi Sahili'ndekine öğretmen bulmuşlar ama Somali için bulamıyorlarmış. Prosedürü anlattılar, hemen başlatabileceklerini söylediler.
"Tabii, başlatın" dedim ama hâlâ tuhaf bir şaşkınlık içindeydim. Nasıl yani? Bu ne hız?
Koridorda yürürken kendi kendime "Nasıl yani?" diye tekrarlayıp duruyordum. Odaya döndüğümde arkadaşım şaşkınlığımı fark etti: "Hocam, hayırdır? Yurt dışına mı gidiyorsun?" "Evet, Somali'ye gidiyorum." "Ne çabuk kazandın sınavı!" deyince güldüm. "Yok hocam, gerçekten gidiyorum."
İşte böyle başladı Somali serüvenim. Gideceğim yer, haritada aramama rağmen bir türlü bulamadığım Buhoodle kasabasıydı.
Mevlam beyler neylerse güzel güzel eyler.
Gelecek yazı: İlk yurt dışı yolculuğum...