TIME’ın kapağı ne anlatıyor

xxx78

Cumhuriyet’le aynı yaştaki Amerikan TIME dergisi nâdiren yaptığı bir jestte bulundu: Başbakan Tayyip Erdoğan’ı kapağına taşıdı... Kapak yazısını kotarmak üzere ülkemize gönderilen yazar genellikle doğru tespitler yapmış. Övgü dolu bir değerlendirme olmasına rağmen, bir yerde, “Hükümet 68 gazeteciyi cezaevine tıktı” demeyi unutmamış...

Nasıl unutsun ki? İstanbul’da görüştüğü birkaç gazeteci “Ancak ismimi yazmazsan konuşurum” diye uyarmış kendisini... Başlarına gelecekten korkuyormuş gazeteciler...

Bir süreden beri böyle bir korkunun varlığından söz etmek bir tür milli spora dönüştü. Patron baskısından, sansürden, oto-sansürden bahis açan açana... İktidarın onuncu yılında, medya patronları, siyasetin bundan böyle hep sivil alanda cereyan edeceğini nihayet kavradı, eski dönemin özelliklerine sahip olan bazıları alıştıkları itibarı kaybettiler ya; onların gözden düşmesi, aynı reflekslere sahip başkalarını da endişeye sevk ediyor olmalı.

Duydukları sadece ‘kendilerine özgü’ endişeyle ‘sansür’ ve ‘oto-sansür’ iddialarını ortalığa salıyorlar...

Elleri kolları bağlı olmasaymış ne haberler verirlermiş... Daha sert muhalefet ederlermiş... Canına okurlarmış iktidarın... Patronları müsaade etmiyormuş... Hapse giriyorlarmış... Onlar da ne yapsınlar, ekmek parası için...

İyi de, sırf hükümetin canını yakmak için çıkan gazeteler var bu ülkede; onları da ‘gazeteciler’ çıkarıyor; hiçbirinde öyle ülkeyi sarsacak müthiş bir habercilik görmedik... Herkesin görüş ve düşüncelerini hiçbir sınıra tâbi olmadan yayabileceği yeni iletişim araçları bulunuyor; geleneksel medyada kendilerinin dışlandığına inanan ‘gazeteciler’ parmak ısırtacak haberciliklerini oralarda sergileyebilir. Nerde...

Merkez medyadan dışlanan yazarların âkıbeti de ortada: Ne yazarlarsa yazsınlar, kimse ne yazdıklarını merak etmiyor...

Heyecan uyandıran haberler ve ilgi çeken yorumlar, gariptir, ‘yandaş’ denilen gazeteler ve televizyonlarda var.

Cezaevlerinde gazetecilerin bulunuşu zararlı. Hem bu gerçekçi tabloyu gözlerden sakladığı, hem de vaktiyle abone oldukları kaynaklar artık kendilerine kaynaklık yapamadığı için habercilikleri sıfırlanmış, çağdışı dünya görüşleri yüzünden yazdıkları dikkat çekmeyen birilerine mazeret teşkil ettiği için zararlı.

Türk ceza ve terörle mücadele yasalarında bulunan hepi topu birkaç madde yüzünden cezaevlerine düşen medya mensupları var gerçekten... Bugünün dünyasında şiddete bulaşmamak ve terörü özendirmemek şartıyla en aykırı fikirlerin bile ifade edilmesine imkân sağlamak gerekiyor. O birkaç yasa maddesi ise ülkemizde ‘düşünce özgürlüğü’ bulunmadığına dair önyargıları pekiştiriyor...

O birkaç madde yasalardan çıkartılmalı; gazeteci kimliği taşıyan veya yaptıkları ‘gazetecilik faaliyeti’ sayılan kişilerin tutuksuz yargılanmaları ilkesi benimsenmelidir.

Yalnızca bunlar yapılsın, Türkiye’de basın özgürlüğünün tehdit altında bulunduğuna dair iddialar temelsiz kalacaktır.

Uluslararası şöhrete sahip TIME türü dergilerin kapağında yer almak devlet adamlarına ek sorumluluklar yükler. Tanınmışlık artar, daha önce ilgi duymamış kişiler ilgiden etkilenerek izlemeye başlar ve bu yüzden beklentiler büyür.

Kendisinin olumlu niteliklerini başarıyla ön plana çıkaran TIME dergisinin yayınında yer bulan ‘basın özgürlüğü’ eleştirisini Başbakan Erdoğan da ciddiye almalı.