Trafik Kazaları, Maddi ve Manevi Tazminat Davaları

Kurtuluş AYBİRDİ

Trafik Kazaları ve Tazminat Davaları

Ölümlü ve Yaralanmalı Trafik Kazalarında Tazminat
Resmi verilere göretrafik kazalarında her yıl ortalama 10 bin kişinin öldüğü, 100 binden fazla kişinin yaralandığı kaydedilmektedir. Ülkemizde meydana gelen trafik kazaları%95 insan kaynaklı olmaktadır.Ülkemizde araç ve yolcu sayısı arttıkça, trafik kazalarının da arttığını gözlemlenmektedir. Ülkemizde 1980 yılında 36.914 kazada 4.199 kişi ölüp, 24.608 kişi yaralanırken; 1999’da 438.338 kazada 4.596 kişi ölmüş, 109.899 kişi yaralanmıştır. Bu kaza sayısındaki yaklaşık 12 kat artışa paralel olarak maddi hasar 1980’de 27 milyon dolar iken, 1999’da 261 milyon dolara çıkmıştır. Ülkemizde son 20 yılda trafik kazalarının neden olduğu maddi hasar toplamı 2,3 milyar dolarıbulmuştur.
Trafik kazaları çoğu zaman organ ve uzuv yaralanmaları ya da kayıplarıyla sonuçlana bileceği gibi bazı durumlarda da ölümle neticelenebilir. Bu durumlarda kayba uğrayanın kendisi veya ölüm halinde mirasçıların uğradığı maddi ve manevi zararları telafi edebilmeleri için tazminat davası açma lüzumu ortaya çıkmaktadır.
Tazminat davası nedir?
Borçlar kanunumuzun 41. maddesi "Gerek kasten gerek ihmal ve teseyyüp yahut tedbirsizlik ile haksız bir surette diğer kimseye bir zarar ika eden şahıs, o zararın tazminine mecburdur. ... " şeklindedir.
Buna göre bir kişi kasten, ihmal ederek, tedbirsiz davranarak bir başkasını zarara uğratırsa zarara uğratması halinde tazmin borcu doğar. Hukukumuzda kişiler uğradıkları zararların giderilmesini tazminat davaları ile talep ederler.
Kimler maddi ve manevi tazminat davası açabilir:
Bu hususta ikili bir ayrım söz konusudur. Eğer trafik kazası mağduru hayatta ise borçlar kanunun 41. 45. Ve 47. Maddeleri uyarınca bizzat kendisi maddi ve manevi tazminat davası açabilir. Eğer mağdur vefat etmiş ise onun vefatı ile maddi ve manevi zarar gören yakınları, annesi, babası, eşi, çocukları, kardeşleri, nişanlısı, bakım ve desteği altındaki kişiler maddi ve manevi zararlarının tazmini için dava çama hakkına sahiptirler.. Mağdur ölmeden evvel tazminat davası açtıysa yine bu kişiler davaya devam edebilirler.
Trafik kazasında maddi ve manevi tazminat davası kime karşı açılır:
Kazada doğan zararların kazada kusuru olan karşı taraftan talep etmek akla ilk gelen çözüm olacaksa da kusurun karşı tarafta olmaması,karşı tarafın zararı karşılayacak ekonomik durumu olmaması ya da vefat etmesi durumunda mirasçısının da bulunmaması gibi çoğu zaman karşılaşılan durumlarda başvurulacak yer sigorta şirketleridir.
Zira ölümlü veya bir uzvun yitirilmesi sonucunu doğuran trafik kazalarında tazminat miktarı yüksek olabileceği için karşı tarafın bunu karşılaması çok zor olabilir. Bu sebeple sigorta şirketine karşı açılacak dava en isabetli sonuçları doğurabilir. Karayolları Trafik Kanunu Madde 97 “Zarar gören, zorunlu mali sorumluluk sigortasında öngörülen sınırlar içinde doğrudan doğruya sigortacıya karşı dava da açabilir.” Hükmünü içermektedir.
Davanın açılacağı sigorta şirketi kazaya sebebiyet verenin trafik veya kasko poliçesini hazırlayan sigorta şirketi olabilir. Bu sigortaşirketleri bir birinden farklı şirketler ise her ikisine birlikten dava açılması da mümkündür. Hatta kazaya sebebiyet veren tarafın trafik sigortası bulunmasa dahi kaza mağdurlarının sigorta teminatından yararlanabilmesi mümkündür.
Kazaya sebebiyet veren kusurlu aracın şoförü yada yolcular tazminat davası açabilirimi
Burada yolcuların araç şoförüne veya araç sahibine dava açma hakları pek tabidir ancak ailevi nedenler duygusal nedenler gibi pek çok durumda araç şoförüne dava açılmak istenmemektedir. Peki böyle bir durumda sigorta şirketine karşı dava açılabilecek midir. Burada karşımıza iki tip sigorta poliçesi çıkmaktadır. Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası (trafik sigortası) ve İhtiyari mali sorumluluk sigortası (kasko).
Zorunlu Mali sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin, üçüncü kişilere verdiği onun karşılamak üzere oluşturulmuş bir sigorta türüdür dolayısıyla araçta bulunan kazaya sebebiyet veren şoför hariç yolcularda üçüncü kişi olacağından sigorta şirketine dava açabilirler. Aracın şoförü ise şartları varsa kasko sigortası bulunuyorsa bu şirkete dava açabilir. Eğer şoför veya yolcular öldülerse mirasçıları da bu davayı açabilecektir.
Maddi ve manevi zarar kavramı neleri kapsar? Nasıl Belirlenir ?
Trafik kazalarında meydana gelen zararlar maddi olabileceği gibi manevi zararlar da söz konusu olabilir. Ortaya çıkan maddi ve manevi zararların yanında zarar gören kişinin tedavisinden kaynaklanan veya ölüm halinde defin masraflarını da talep edilebilir. Hatta araçta meydana gelen zararlar ve araçta bulunan eşyanın uğradığı zararın da tazmini mümkündür.
Borçlar kanunumuzun maddi tazminatı düzenleyen 45. madde göre, "Bir adam öldüğü takdirde zarar ve ziyan, bilhassa defin masraflarını da ihtiva eder. Ölüm, derhal vuku bulmamış ise zarar ve ziyan tedavi masraflarını ve çalışmağa muktedir olamamaktan mütevellit zararı ihtiva eder. Ölüm neticesi olarak diğer kimseler müteveffanın yardımından mahrum kaldıkları takdirde, onların bu zararını da tazmin etmek lazım gelir" şeklindedir.
Aynı konuyu düzenleyen 46. maddesi ise " Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmağa muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir. Eğer hükmün Sudur'u esnasında, kafi derecede kanaat ile cismani zararın neticelerini tayin etmek mümkün değil ise; hükmün tefhimi tarihinden itibaren iki sene zarfında hakimin, tetkik salahiyetini muhafaza etmeğe hakkı vardır." Şeklindedir.
Borçlar Kanunu'nda yer aldığı üzere, trafik kazalarında; eğer yaralanma söz konusu ise tedavi giderleri, kalıcı bir maluliyet varsa kalıcı maluliyetin getirdiği maddi gelir kaybı en önemli maddi tazminat talepleri arasındadır. Zararn görenin ölümü halinde ise defin cenaze masrafları ve vefat eden mağdurun desteğinden yoksun kalanlar destekten yoksun kalma tazminatı talep edebilrler.
Borçlar kanununun 47 maddesin de, "Hakim, hususi halleri nazara alarak cismani zarara düçar olan kimseye yahut adam öldüğü takdirde ölünün ailesine manevi zarar namiyle adalete muvafık tazminat verilmesine karar verebilir" denilmiştir.
Trafik kazalarında maddi zararın yanı sıra mağdurun manevi zararının da ortaya çıkacağı bir gerçektir.Zira vuku bulan kaza ile birlikte araçta yer alan kişilerin fizik bütünlüklerinin bozulması sonucu duydukları elemve üzüntünün de giderilmesi gerekir. Öte yandan kaza neticesinde ölüm meydana gelmiş ise meydana gelen manevi zararın büyük olması nedeniyle manevi tazminatın kapsamı da artacaktır. Fakat bazen meydaan gelen daimi iş göremezlik (sakatlanmalar) felç durumların da olduğu gibi çok ağır maddi ve manevi zararlara yol açabilir. Hatta vücudun çeşitli organlarının kullanamayacak ölçüde bozulması da aynı derecede kişinin maddi ve manevi yönden büyük zarar görmesine neden olur.
Trafik kazası sonucunda ölüm olayı gerçekleşmişse; Mirasçıları, ölenin desteğinden yoksun kaldıklarından destekten yoksun kalma tazminatı ile cenaze ve defin masraflarını talep edebileceği gibi, ölenin,ölümü nedeniyle duydukları elem, acı ve üzüntü nedeniyle manevi tazminatta talep edebilirler.
 
Yaralanma meydana geldiyse; Meydana gelen iş ve güç kaybı nedeniyle iş ve güçten yoksun kalınan gün boyunca, çalışamadığı ve kazançtan yoksun kaldığı için, çalışamayıp yoksun kaldığı kaybı, tedavi görmüşse tedavi masraflarını isteyebilecektir. Aynı şekilde manevi tazminat talebinde de bulunabilecektir.
Sakatlık oluştuysa; Kişi sakatlık oranına göre meydana gelecek iş ve güç kaybına göre zararını talep edebilecek, tedavi masraflarını isteyebilecek ve manevi tazminata hak kazanabilecektir. Ayrıca, araçlara veya eşyalara verilen zararların karşılanmasını istenebilecektir.
Tazminatın hesaplanmasında davacının ekonomik durumu ve uğramış olduğu zararların tam olarak tespiti çok önemlidir. Bu hesaplama sırasında hasarlar delilleriyle tam olarak ispat edilemez ise asgari ücret üzerinden zararın hesaplanması ve daha düşük tazminat miktarları söz konusu olacaktır. Özellikle manevi tazminat soyut bir kavram olduğundan kazazedenin uğramış olduğu zararların net ve çok iyi bir şekilde, delilleriyle birlikte ortaya konulması gerekmektedir. Bu hususta profesyonel avukatlardan yardım almanın önemi özellikle tazminatın miktarının doğru ve tatmin edici olması yönünden önemlidir.
Trafik kazalarında dava açma süresi nedir?
Borçlar kanunu 60. maddesi "Zarar ve ziyan yahut manevi zarar namiyle nakdi bir meblağ tediyesine müteallik dava, mutazarrır olan tarafın zarara ve failine ittılaı tarihinden itibaren bir sene ve her halde zararı müstelzim fiilin vukuundan itibaren on sene mürurundan sonra istima olunmaz. Şu kadar ki zarar ve ziyan davası, ceza kanunları mucibince müddeti daha uzun müruru zamana tabi cezayı müstelzim bir fiilden neşet etmiş olursa şahsi davaya da o müruru zaman tatbik olunur. Eğer haksız bir fiil, mutazarrır olan taraf aleyhinde bir alacak tevlit etmiş olursa, mutazarrır kendisinin tazminat talebi müruru zaman ile sakıt olsa bile o alacağı vermekten imtina edebilir" şeklindedir.
Kanunda da açıklandığı üzere maddi ve manevi zararların tazmini için dava açmak için yasada belirlenen süre mağdurun uğradığı zararı ve failini öğrendiği tarihten itibaren 1 yıldır. Her halükarda ise kazanın meydana geldiği tarihten itibaren 10 yıl geçtikten sonra dava açma hakkı zaman aşımına uğrar.Fakat trafik kazası sonucu ortaya çıkan durum ceza davasının gerektirir bir durum ise, ve o durum için ceza kanunlarında çok daha uzun bir zaman aşımı süresi öngörülmüş ise tazminat davası açma süresi de ceza kanunlarında düzenlenmiş olan zamanaşımı süreleri esas alınır. Eski ve yeni Ceza kanunlarında farklı ceza zaman aşımı süreleri söz konusu olduğu gibi kazada meydaan gelen zarara göre de zamanaşımın yani dava açabilmenin süresi değişebilmektedir.
Kazaya sebebiyet veren kusurlu aracın şoförüne karşı yolcular tazminat davası açabilirimi?
Burada yolcuların araç şoförüne veya araç sahibine dava açma hakları pek tabidir ancak ailevi nedenlerle araç şoförüne dava açılmak istenmemektedir. Peki böyle bir durumda sigorta şirketine karşı dava açılabilecek midir? Bu soruya rahatlıkla evet cevabı verebiliriz. Rücu şartlarının olmaması kaydıyla kusurlu aracın sürücüsü tarafından herhangi bir ödeme yapılmadan meydana gelen zararın sigorta şirketi tarafından karşılanması sağlanabilir. Sigortanın türüne gore talep edilecek zarar da değişmektedir. Zira ihtiyari mesuliyet sigorta ile Zorunlu Mesuliyet sigortalarının kapsamları farklı olduğu gibi Zorunlu Ferdi Koltuk Sigortası da farklı zararları karşılamaktadır.
Zorunlu Mali sorumluluk sigortası, sigorta ettirenin, üçüncü kişilere verdiği onun karşılamak üzere oluşturulmuş bir sigorta türüdür dolayısıyla araçta bulunan kazaya sebebiyet veren şoför hariç yolcularda üçüncü kişi olacağından sigorta şirketine dava açabilirler.
YARGITAY HUKUK GENEL KURULU TRAFİK KAZASINDA ÖLENİN TAM KUSURLU OLMASI HALİNDE YAKINLARINA TAZMİNAT ÖDENECEĞİNE KARAR VERDİ
Hukukumuzda kusur sorumluluğu esas olmakla birlikte kusura dayanmayan sorumluluklar bazı işlerin hukuki niteliğinden ve hukuki ilişkilerin biçiminden kaynaklanmaktadır.
Trafik akışı ve trafik içerisinde yer almanın tehlikeliliği yasa koyucuyu bu hususta gerekli düzenlemeleri yapmaya itmiştir.Zira kişilerin yol açtığı zararların karşılanmaması toplumsal refah ve barışı tehdit ettiği kadar yargının birinci vazifesi olan toplumsal adaleti gerçekleştirme fonksiyonunu da zarar verir. Bu zararın önüne geçebilmek için sigortacılık faaliyetlerine müsaade edilmiştir. Hatta bu konudaki önemli adımlarından biri de bildiğiniz üzere 2918 sayılı Kara yolları Trafik Kanunu’na düzenlenen “Zorunlu Mali Mesuliyet Sigortası”dır.Trafik sigortacısının sorumluluğunun sınırı ise, T.T.K ‘nun 92. Maddesinde belirlenmiştir.

Sigorta şirketinin sorumluluğuna dair diğer bir düzenleme ise 2918 sayılı Kara yolları Trafik Kanunun 85.maddesinin son fıkrasıdır. Buna göre “sürücünün kusurundan kendi kusuru gibi sorumlu olan” işleten tazminat yükümlüsü olacağından, onun bu sorumluluğunu sigorta limitiyle üstlenmiş olan sigortacı, işleten ve sürücünün desteğinden yoksun kalan yakınlarına (Yasanın 92/b, maddesindeki özel hüküm gereği) tazminat ödeyecektir. Bu nedenle, desteğin kusuru nedeniyle yakınlarının sigorta tazminatından yararlanamayacaklarını ileri sürmek Yasa’nın anlam ve amacına aykırı olur. (Bkz. Dr.S.Arkan, Sigorta Hukuku Dergisi, C.1, sayı:3-4, sf.260; Ç.Aşçıoğlu, Trafik Kazalarında Hukuki Sorumluluk ve Tazminat Davaları, Ank.1989, sf.86 vd.; Işıl Ulaş, Uygulamalı Sigorta Hukuku Mal ve Sorumluluk Sigortaları, 3.Bası, Ankara,Ekim/2002, sf.669)

Nitekim Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2011 yılı ve 2012 yılı içinde vermiş olduğu iki karar da bu yöndedir. Yargıtay’ımız 22.02.2012 tarihli kararında bu hukuki sorumluluk şöyle ifade edilmiştir: “Destekten yoksun kalma tazminatına dayanak teşkil eden hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olsa idi doğrudan işleten üzerinde doğup ondan mirasçılarına intikal edeceğinden, bu yöndeki savunmalar ölenin desteğinden yoksun kalanlara karşı ileri sürülebilecekti. Oysa yukarıda da açıklandığı üzere, destekten yoksun kalma tazminatına konu davacıların zararı, desteklerinin ölümü nedeniyle destekten yoksun kalan sıfatıyla doğrudan
kendileri üzerinde doğan zarardır. Bu zarardan doğan hak desteğe ait olmadığına göre, onun kusurunun bu hakka etkili olması da düşünülemez.

ŞU HALE GÖRE; İŞLETEN MURİSİN, İSTER KENDİ KUSURU İSTER BİR BAŞKASININ KUSURU İLE OLSUN SALT ÖLMÜŞ OLMASI, DESTEKTEN YOKSUN KALANLAR ÜZERİNDE DOĞRUDAN ZARAR DOĞURUP; BU ZARAR GEREK KANUN GEREK POLİÇE KAPSAMIYLA TEMİNAT DIŞI BIRAKILMAMIŞ OLMAKLA, DAVACILARIN HAKKINA, DESTEKLERİNİN KUSURUNUN OLMASI ETKİLİ BİR UNSUR OLARAK KABUL EDİLEMEZ VE DESTEKTEN YOKSUNLUK ZARARINDAN KAYNAKLANAN HAKKIN SİGORTACIDAN TALEP EDİLMESİ OLANAKLIDIR.

Buna göre Yargıtay Hukuk Genel Kurulu ÖLÜMLÜ Trafik Kazası Davaları ve buna ilişkin tazminat davaları bakımından çok önemli olan bir karar vermiştir. Uzun süredenberi beklediğimiz bu kararla trafik kazasında hayatını kaybeden kişilerin yakınları da uğradıkları maddi zararların tazmini isteyebileceklerdir.Sigorta şirketlerinin kusursuz sorumluluğu bakımından önemli tazminat ilkeleri getiren bu kararlar ölenin ardından ekonomik güçlük içinde kalan trafik kazası mağdurları da kaybettikleri yakınlarının desteğinden yoksun kaldıkları için kendilerine tazminat ödenmesiniisteyebileceklerdir.
 
Sigorta şirketlerine karşı açılacak davalar bakımından hak kayıplarına uğranılmaması için vatandaşlarımızın her zaman bir Avukattan hukuki destek almalarında büyük fayda bulunmaktadır. Zira uygulamada hukuki bilgiye sahip olmayan birçok kişinin vatandaşlarımızın zor durumundan yararlandıkları ve yetersiz ve yanlış bilgiye sahip bu hasar danışmanı ve “sigortacı” olarak kendini tanıtan kişiler tarafından mağdur edildikleri görülmektedir. Bu nedenle vatandaşlarımızın bu konuda uyanık olmaları gerekmektedir.Çünkü nasıl ki gerçekte doktor olmayan bir kişi tarafından muayene edilmek istemezseniz hukuku bilmeyen ya da yanlış bilen kişilerin haklarınızı korumasını da kesinlikle istemeyeceksinizdir. Bu nedenle trafik kazası sonucu yaşadığınız mağduriyeti size karşı bir sorumluluğu bulunan ve mesleki olarak hukuki süreci yürütebilecek donanıma sahip olan kişiler aracılığıyla çözülmesinde büyük fayda bulunmaktadır.

Öte yandan uygulamada tazminat hesaplama yöntemlerini bilmeyen bu kişilerin mağdurlara yanlış, asılsız ve gerçek dışı birçok bilgi verdiği tazminat taleplerini çok kısa sürede sonuçlandıracaklarına dair beyanlarda bulunarak mağdurları etkilemeye çalıştığı görülmektedir. Böyle bir durumla karşılaşan mağdurların sigorta simsarlığı yapan hukuku bilmeyen vatandaşı daha çok zarara uğratan bu kişilere karşı dikkatli olması ve ne olursa olsun bir avukattan bilgi almasında ve hukuki destek talep etmesinde büyük yarar bulunmaktadır.

Bu bakımından ülkemizde hiçbir zaman trafik kazası yaşanmamasını dilemekle beraber vatandaşlarımızın hak kaybına uğramaması ve zarar görmemesi için yukarıdaki uyarıları kamuoyuna paylaşmayı bir borç biliriz. Saygılarımızla. 
 
Halkımızı bilgilendirme amaçlı yazılmıştır.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.