Evet yukardaki sözler benim değil sosyal mecrada bir genç kızımızın demeçleriydi. Türk halkı dediği acaba kaç avuç insan topluluğuydu. Kükrerken arkasına bakanların fas’a fiso laflarıdır bu cümleler.
Bunu söylemek yürek ister! Dert edinmek ne demek bu kelimenin idrakını henüz hayatında gerçekleştirememiş kimseler bugün bu cümleyi konuşabiliyorlar. Kelimeler üstünden dede korkut hikayesi sallayan dedelere döndü gençlik.
Bu sözlerde nerden çıkmıştı açıklayayım. Geçtiğimiz haftalarda Suudi Arabistan’da bir luna parkta eğlence aracının kırılıp insanların yere çakılmasını paylaşan ulusal medya haber kanalının altında yazılan hadsiz yorumların devamı niteliğinde bir yorumdu başlığımız.
Yorumun çıkma sebebi bu facia adına bizim Müslüman kardeşimizin yaptıkları beddualarıydı. Bayanlar, erkekler hepsinin klavyelerinden hadsizlik okuyordum.
“Oh iyi olmuş, gebersinler! Onlar Filistin’e destek vermemişler, bir de luna parklarda keyif yapıyorlar vs…”
Görende bizim gençlerimiz evde itikâfa girdiler. Sabah, akşam dua ediyorlar Filistin’de zulüm altında kalan insanlara sanır.
Ben de sadece şöyle bir yorum yaptım.
Bu yorumuma hadsizlik yapanda oldu, haklısınız diye destekleyende.
İslam dersi sadece İlahiyat fakültelerinde, imam hatip okullarında verilmemeli. İslam ve Peygamber ahlakı tüm eğitim sürecinde 7’den 70’e tüm insanlara ölene kadar her ortamda anlatılmalıdır. Bugün ülkemizde hapishaneler doluyorsa sebebi Peygamberleri ve sahabelerimizi bilmediğimizden.
Bir peygamber düşünün kendisini öldürmek için teşebbüste bulunan kimseyi affediyor. Bugün Peygamber Muhammed Mustafa’nın Ümmetiyim diyen kimseler suçlu suçsuz düşünmeksizin beddua ediyor, acımadan herkes herkesi öldürüyor.
Bu da Peygamber ahlakını almayan toplumun halini gösteriyordu. Amcasının katilini (Vahşi Bin Harb.) affeden Resul’ün ümmetleri bugün suçu olmayan insanların ölmesi için beddua ediyordu. Oysa Nebiler serveri beddua etmedi amca katiline, hatta onu affetti ve Müslüman olmasına vesile oldu.
Gelelim başlığımıza gerçekten Türk halkı Gazzeyi kendine dert mi etti! İrlanda Cumhuriyeti kuzeybatı Avrupa da bulunan bir ülke. Nüfusun çoğunluğu Hristiyan olan bir ülke, yüzdelik dilimden bahsedecek olursak %1.6 Müslüman bir toplum. Peki bunlar kimi kendine dert etti!
Bu ülke şahsıma insanlığı savunan olayı dini olarak ele almayan, haksızlıklar karşısında dik duran bir ülke olarak nitelendiriyorum.
Peki ne yaptı bu ülke özellikle İrlanda Başkanının dik duruşu halkı sözleriyle elbette ki tetikliyor. Başkan Michelle O’Neill:”Gazze’de savaş yok. Bu, Filistin halkını yok etme girişimi. Bu soykırım, Uluslararası toplum bu soykırıma göz yummaktan vazgeçmeli ve İsrail’e karşı acil ciddi yatırımlar uygulanmalı”. Dedi.
Müslüman olmayan bu ülke neler yaptı bu soğuk savaş adına. İsrail’in Filistin’de İşgal ettiği bölgelere ticareti yasakladı.
İsrail’le zaten ticaret işleri yapmıyor. İrlanda’da bulunan Büyükelçilik binasını kapattı. Yerine Filistin adına müze yapılması planlanıyor.
Her daim Avrupa halkına Filistin’de yaşanan katliamı hatırlatan bir toplum.
Peki biz bu toplumla kendimizi kıyaslarsak yüzümüz kızarmaz mı? Halk olarak nereye kadar gidiyorsunuz. Namazlarınızda ilk önce Rahmana el açtığınızda Filistin’de bulunan kardeşlerimize mi dua ediyor yoksa kendi ev hanenize mi dua ediyorsunuz? Bu test ile başlayın hadi. İlk aklınıza kim geliyor?
Eğer bu saydıklarımı yapıyor önceliğiniz Gazze oluyorsa işte o zaman Türk halkını katabiliriz bu savaşa.
Bizler film izler gibi izliyoruz sadece, Türkiye derdi dert etme gibi bir durumla savaştığını düşünmüyorum. Ateş her zaman düştüğü yeri yakar. Soruyorum geçtiğimiz haftalarda vefat eden 11 kişinin isimlerinden birisi aklınız da mı! Eminim ki aklınızda değil! İşte Filistin davasıda böyle Doğu Türkistanda Uygur Türklerinin yaşadıklarına ne yaptık koca bir hiç! Bizler hala Çin ile işbirliği içindeyiz ticaretlerimiz devam ediyor. Evinize aldığınız her ürün kimden geliyor altlarına, etiketlerine bakın hadi! Biz Türkler sadece sakız çiğner gibi konuşuruz aynı şeyleri. Beddua etmek ruhu terapiye göndermek gibi bir şey.
Asla dava adamı olamayız, üreten değil tüketen bir toplum olduğumuz için her daim böyle devam edecektir.
Sonrada genç kızımız gibi yanan yüreklere su serpmek adına Filistin bayrağı dalgalandıracağız. Hatırlayın teyzeler vardı yorulunca Türk Bayraklarının üstüne oturmuşlardı. İşte idrak edilmeyen tarih yavan kalır. İşin özü; önce idrak, sonra işlev vesselam.