Uzay'ın Önemi ve Uzay Kuvvetleri Üzerine

Lokman KUZU

Daha bir asır öncesine kadar uzay sadece dünyadan gözlemlenen bir yer iken bugün dünya ekonomisi ve politikasında önemi büyük bir alana dönüşmüştür. 1957 yılında başlayan bu dönemi bilimsel ve ticari olmaktan çok, askeri üstünlük yarışı olarak görebiliriz. 

*Ancak uzay neresi, tanımlayabilir miyiz?*

Dünya için hava nerde biter, uzay nerede başlar sorusunun cevabı yoktur. Benzer durum diğer gezegenler için de geçerlidir. Dünya yeterince büyük bir kütle ve mağnetik alanın yardımıyla hava moleküllerini yüzeyinde tutabilecek bir çekim gücüne sahip. Havanın yoğun olduğu bölgeye atmosfer diyoruz. Yaklaşık 12 km. Ekvator bölgesinde 17 km olabilirken, kutuplarda 9 km'ye kadar düşüyor. 500 km yükseğe çıksak çok az da olsa hala hava molekülleri mevcut. Bu yüzden uzay ve hava sahasının kesin bir sınırını belirlemek zor. Ancak Macar asıllı Amerikalı bilim adamı Theodore von Kármán yörünge ve hava platformlarının hızından giderek bir hesap yapmış. Kabaca 100 km bulmuş. Buna Kármán çizgisi (Kármán line) deniyor. Ancak bu, teknik bir tanımdır, hukuki bir karşılığı yoktur. Hukuki olması için BM ve ülkelerin hukuki dökümanlarında olması beklenir. 

Her ne kadar bu sınırı belirleyemesek te uydular yörüngesinde, hava araçları havada gidiyor. İkisi tamamen farklı kurallara tabii (aerodynamics, orbital dynamics). Uzay, askeri açıdan büyük avantajlar sağladığı için uzay teknolojilerine ihtiyacımız var. Bölgesel güç olmak istiyorsak uzayı es geçemeyiz, geçmemeliyiz. 

Uzay günümüzde harbin dördüncü boyutu olarak karşımıza çıkıyor. Amerika 2018 yılında uzay kuvvetlerini kurdu. Kara, deniz ve hava kuvvetleri yanında bir de uzay kuvvetleri oldu. Dünya'da bu şekilde ayrı bir kuvvet olarak kuran tek ülkedir. Ayrıca Siber Komutanlığı (Cyber Command) kurdu. Günümüzde savaşlar artık elektronik ve siber savaş şeklinde oluyor.

Uzay ile ilgili BM uzay komitesi (UN COPUOS) uzayın barışçıl amaçlarla kullanılmasını öngörüyor. İsmi de ordan geliyor: Committee of Peaceful Uses of Outer Space. Türkiye’de UBAKK (Uzayın Barışçıl Amaçlarla Kullanılması Komitesi) olarak geçiyor. Bu komite BM bünyesinde 1959'da kuruldu. Şimdiye kadar 5 uluslararası anlaşma imzalanmış. Bu anlaşmalarda uzayın barışçıl amaçlarla kullanılması yazılmış ve imza altına alınmış. Ama öyle mi oluyor? Hayır. O günden bugüne uzaydan gelecek tehdit hiçbir zaman yok olmadı. Barışçıl kelimesi iki türlü yorumlandı. Bir, askeri olmayan, iki, saldırgan olmayan. Ayrıca dünyada barışı sağlamak için uzaya silah götürülebilir. Yorum bu. Üstelik UBAKK komitesi uzayın askeri kullanımı ile ilgilenmez. Bu konu Silahsızlanma Konferanslarında oluşturulan PAROS (Dış Uzayda Silahlanma Yarışısının Önlenmesi Komitesi: Prevention of Arms Race in Outer Space) komitesinde tartışılır. Ancak şimdiye kadar bu komite adam gibi bir karar üretememiştir. 

*Uzay niye önemli?* Savaşta bilgi almak önemlidir. Daha fazla bilgi alan savaşı kazanır. Tarihte tepeleri kullanan savaşı kazanıyordu, şimdi uzayı kullanan kazanır. Ülkeler, uluslararası anlaşmalar gereği uzaydan saldırmasa bile görüntü uyduları ile topladığı istihbaratı kullanıyor. Ayrıca operasyon sahasında uydu ile veri bağı kuruluyor ve İHA'lar, SİHA'lar iletişim sağlıyor. Bu sebeplerle uydular bir harekatta vazgeçilmez unsurlardır.

Uydular ilk kez 1991 Körfez savaşında kullanılmıştı. Savaş canlı yayın olarak TV'lerde verildi. Peter Arnett'i hatırlayanlar olacaktır. CNN bu savaş sonrası popüler bir kanal olmuştur.  

Yüksek çözünürlüklü ve alçak yörünge uydular görüntü sağlama, tespit, teşhis ve takip noktasında ciddi girdiler sağlamaktadır. Uydu sistemleri ile balistik füzeler, hava platformları, nükleer patlamalar tespit edilebilmektedir.

Amerika Uzay Kuvvetlerine ait SBIRS (Space Based Infrared System) uydu sistemi uzaydan füzeleri tespit ediyor. GEO, HEO uydulardan ve yer istasyonlarından oluşan bir sistem. 1991 Körfez savaşında görülen bir lüzum üzerine bu program başlatıldı. 

BMEWS (Ballistic Missile Early Warning System) sistemi balistik füzelerin çok kısa süre içinde nerden fırlatıldığını tespit ediyor ve rotasını takip ediyor.

Havadan ve uzaydan erken uyarı sistemleri balistik füzeleri tespit ve vurmak için geliştirilmiş durumda. Uzak mesafelerden gelen tehdidi tespit etmek istiyorsanız uydu sistemine ihtiyacınız var. Böyle bir hava-uzay savunması için birçok uydu atmanız gerekir: Haberleşme uydusu, görüntü uyduları, meteoroloji uyduları, seyr-ü sefer (navigasyon) uyduları vs. Bunların hepsinin ayrı ayrı verdiği bilgi ve getirdiği avantajlar var. 

Size ait navigasyon uyduları olacak ki savaşta açıkta kalmayasınız. 2004 yılında Amerika daha önce siviller için de açtığı hassas sinyali (fine acquisition) kapattı. Artık siviller için 10 metre hassasiyette olan (coarse acquisition) sinyal var. Ama bunu bile bölgesel kapatabiliyor. Niye Avrupa, Çin veya diğer ülkeler kendi navigasyon sistemlerini kurmaya çalışıyor? Türkiye Uzay Ajansının koyduğu hedefler arasında BKZS (Bölgesel Konumlama ve Zamanlama Sistemi) bunun için var. Çözüm üretmek zorundayız.  

Bazı ülkeler ASAT (Anti Satellite weapon) silahı geliştirmiştir. Bu silah 7-8 km/saniye hızla giden bir cismi havada veya yörüngede vurabilme kabiliyetine sahiptir. Amerika ve Rusya’nın bu tür çalışmaları biliniyor. Ayrıca Çin böyle bir silahı 2007 yılında 855 km yörüngede bulunan kendi uydusunda denedi, başarılı oldu. Hindistan 2019 yılında denedi, başarılı oldu.

Gelinen noktada uzay hem taarruz hem de savunma olarak kullanılabilmektedir. Hava savunma sistemleri uzay sistemleri ile birlikte tam bir bütünlük arz eder. Bir ülke o zaman tam güçlü olur. 

Ancak bütün bu projeler yüksek bütçeli projelerdir. En güzel çözüm bölgesel bazı birliktelikleri sağlamak olacaktır.

Yorum Yap
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Yorumlar (1)
Yükleniyor ...
Yükleme hatalı.