Ziyaret Tohumu

Haşim AKIN

Allah resulü (SAV) şöyle buyurur: “Bir kimse, başka bir köydeki arkadaşını ziyaret için yola çıktı. Allah onun önüne insan şeklinde bir melek gönderdi. Melek ona dedi ki:

- Böyle nereye gidiyorsun?

- Bu köyde bir arkadaşım var. Onu ziyarete gidiyorum.

- Bunun sana bir iyiliği, bir yardımı dokundu da, onun için mi gidiyorsun? Ondan bir menfaatin mi var?

- Hayır, sırf Allah rızası için ziyaretine gidiyorum.

- Müjdeler olsun sana! Ben, Allah’ın sana gönderdiği bir meleğim. Senin onu sevdiğin gibi Allah’ın da seni sevdiğini sana müjdelemek için geldim. (Müslim)  

*****

 Burkina Faso benim için eşsiz lezzetlerin tadına baktığım bir yer oldu. Hiç adını bilmediğim meyveleri yedim. Almadığım duaları aldım, duymadığım iltifatları duydum. Memleketime ve aileme dönerken vedalaşmanın başka bir hüznünü burada yaşadım.

Yukarıda zikrettiğim hadisi şerifin verdiği lezzeti de geçen hafta yeniden müşahede ettim. O gün Müslümanların çok az olarak yaşadığı bir köye düştü yolumuz. Bazı görüşmelerimizi bitirdikten sonra gelmişken birkaç da ziyaret yapalım istedik.

Bize önce köy kralından başlanılmalı dediler. Bu kuralı biliyoruz. Hatta krala hediye vermeden de ziyaret ayıp olur. Buna da hazırlıklıyız. Kral çok yaşlı ve putperest bir adam... Evinin kenarında bizim için hiçbir şey ifade etmeyen, ama belki de 80 - 90 yıllık hayatını ona adadığı putu da vardı. Tabi puta sadece yan gözle baktık. Yanına yaklaşmadık, resmini bile alamadık. Kralla biraz konuştuk. Köyde Müslümanlara zarar vermesin ve engel olmasın başka bir şey istemiyoruz... Gölge olmasın yani... Bunun için de arada uğramak ve biraz yağlamak lazım.

Sonra köyün 3-4 kilometre dışında bir mahallede 200'ün üzerinde insanın yaşadığı bir aileyi ziyaret ettik. 200 kişilik bir aile bunlar. Burası tek bir ev değil elbette... 30 kadar ev vardı yan yana. Ama bunların tamamı bir aile... Başlarında bir baba var.  Minik mescitlerinde ağırladılar bizi.  Burada en önemli sıkıntı su... Dört kilometre uzaktan el arabası ya da eşeklerle getirdikleri sularıyla hayatlarını idame ettiriyorlar. Bugüne kadar kendilerini ziyaret eden yabancı bir Müslüman olmamış. Hele bir beyaz Müslüman, hiç olmamış...

Bu topraklarda birini ziyaret ederseniz ve o çok mutlu olmuşsa size beyaz bir tavuk hediye eder. Tavuk hediyesi almak ayrıcalıktır, ancak bunun beyaz olması ise bambaşka bir değerdir. Biz beyaz bir tavukla döndük. Ancak ondan daha da önemlisi kocaman bir ailenin gönlünü kazanmış olarak... Çocuklar belki de hayatlarında ilk kez balon şişirdiler. Birer küçük şekerin de tadına baktılar.  

Sonra ziyaretlerimizde bize rehberlik eden o köyün yerlisi ve yaklaşık dört yıl önce Müslüman olan iki kardeşin evlerini ziyaret ettik.  “Bize daha önce İslam’ı anlatan hiç kimse olmadı... Hiç namaz kılan da görmedim ben... Elhamdülillah şimdi Müslüman olduk” diye kendilerini tanımlayarak başladılar. Hem mutluluklarını hem de üzüntülerini ifade ediyorlar.   

Ayrılırken adamın söylediği şu cümleyi herhalde unutamam...  “Bugüne kadar ben hiçbir Müslümanı evinde ziyaret etmedim. Bana da ziyarete gelen olmadı.  Ama bugün bir Müslümanın ziyaret edildiğinde çok mutlu olduğunu fark ettim. Siz gelince de ben mutlu oldum. Madem bu iş; bir insana bu kadar sevinç ve huzur veriyor... Ben de bundan sonra bu köydeki Müslümanları hep ziyaret edeceğim.

Onların bu samimi ve bizi de etkileyen itiraflarına yukarıdaki hadisi şerifi okuyarak karşılık verdik. Hadisi şerifin müjdesini duyunca “ALLAHU EKBER!” Diyerek sürurlarını yeniden izhar ettiler. Çocukların eline balon, herkesin ağzına birer şeker ayrı bir tat olarak kalacak. Tüm itirazlarımıza rağmen, bir beyaz tavuğumuz da buradan oldu. (Tavuklara ne yaptığımızı merak edeceksiniz onları da biz başkasına hediye edip işi bitirdik. Yolu düşenlere tavuk keseceğim. Bu vadimden dönmedim.)

“Ol mahiler ki derya içindedir ama deryanın kıymetini bilmezler...”

Müslüman bir toplumun içinde yaşayıp, onlarla kucaklaşmanın ve yakın olmanın kıymetini bilemeyenler için bu bir ders olmalı...

Meğer bize ziyaret etmenin yanında onun tohumunu ekme görevi de düşmüş.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.