Sebahattin BİLGİÇ

Sebahattin BİLGİÇ

“ AH NİCE BİR UYURSUN”

Her insan için takdir edilmiş bir ömür var. Bu ömür bazılarımız için kısa, bazılarımız için ise biraz daha uzundur. Fakat en uzun yaşayan insan daha da ömür ister. Seksen yıl, doksan yıl yaşamış bir kişiye “ne anladın bu ömründen” diye sorsanız derki “ah evladım göz açıp kapayıncaya kadar çabucak geçti.”

Evet ömür çabucak geçiverir. Günlük hayatın meşgaleleri, ömrün tükendiğini ve tükettiğini bize unutturur. İmtihan için bu dünyaya teşrif eden insan imtihan ediciyi unutuverir. Bir bakmışsın onlarca yıl geçmişte hala yolun camiye uğramamış, hala gözün Kuran’a takılmamış, gönlün hakka bağlanmamış, hala Allah Resulüne yabancı kalmışsın.

Edepten uzak, sünnetten uzak, farzlardan uzak Allahın dinini tanımayan bir hayat ne kadar boş ve boşa geçmiş bir hayattır. Efendimiz (s.av)şöyle buyuruyor:”Nasıl yaşarsanız öyle ölürüsünüz. Nasıl ölürseniz öyle haşr olunursunuz.”Ömrünü sünnetten, farzlardan, kısaca İslam’dan uzak geçiren insanın ölümü de haktan imandan uzak olacak demekki. Ya sonra ! Sonrasını Kuran-ı Kerim şöyle bildiriyor:

“Onlar orada şöyle bağrışırlar.”Ey Rabbimiz! Bizi(buradan) çıkar da yapa geldiklerimizin dışında faydalı bir amel yapalım” (Allah cevap olarak şöyle diyecek) “biz size düşünecek kimsenin düşünebileceği kadar bir ömür vermedik mi? Hem size peygamber de geldi. (Artık ) tadın bakalım (azabı). Zalimlere yardım edecek hiç kimse yoktur.” Fatır:37

Yunus Emre veciz bir şekilde gönüllerimize hitap etmiş ve uyarıda bulunmuş:

Ah nice bir uyursun uyanmaz mısın
Göçtü kervan kaldık dağlar başında
Çağrışır tellallar inanmaz mısın
Göçtü kervan kaldık dağlar başında

Yunus sen bu dünyaya niye geldin
Gece gündüz Hakkı zikretsin dilin
Enbiyaya uğramaz ise yolun
Göçtü kervan kaldık dağlar başında

O halde şu dünya hayatında ömrümüzü nurlandıralım, amelimizi çoğaltalım, yolumuzu Hakka yöneltelim. Kendi dinimize, kendi geleneklerimize, kendi kültürümüze yönelelim. Allahın bize lütfettiği nimetlere şükürde bulunalım.

Efendimiz (s.av)’in günlük hayatımıza anlam, gönlümüze neşe, toplumumuza huzur katacak şu hadisi şerifini kendimize düstur edinelim:

Kim ilimden bir harf öğrenirse Allah elbette onu affeder,

Kim Allah için bir dost edinirse Allah onu affeder,

Kim abdestli olarak uyursa Allah onu affeder,

Kim din kardeşinin yüzüne (sevgiyle) bakarsa Allah onu affeder,

Kim de bir işe başlarken besmele ile başlarsa Allah onu affeder.

Hep ilim peşinde koşalım. İlim bu gün bizim en yitik malımız. Biz ilmi kaybettik hedeflerimiz şaştı. Hakim değil güdülen konumuna geçtik. Bugün dünya devletlerinde ve milletlerinde bir sözümüz geçiyorsa hala eski günlerimizin hatırına geçiyor. Halbuki Allah Teala Kuran’ında: “Hiç bilenlerle bilmeyenler bir olur mu?”(Zümer:9 )diye bildiriyor.

 

Şüphesiz gerçek ilim hak ilmidir. Önce Müslüman dinini iyi bilecek, İslam anlayışını, İslam ferasetini kazanacak. Okuduğu diğer ilimleri İslam anlayışıyla okuyacak, İslam süzgecinden geçirecek. Çünkü Kuran-ı Kerimde Alak süresinde ilk inen ayeti kerimelerde okumamızı, ama Allahın adıyla okumamızı bize emrediyor.”Yaratan Rabbinin adıyla oku.”Alak:1

Yukarıdaki hadis-i şerifte güzel bir düstur da şudur: Allah için dostlar, kardeşler, sırdaşlar edinmek. Yani bizi hatalara, günahlara sürükleyecek dostlar değil, hatalarımızı düzeltecek, bizi hakka yöneltecek dostlar.Yani ahrette beraber olmayı tercih edeceğimiz dostlar. Çünkü Efendimiz(s.a.v) “Kişi (cennet veya cehennemde) sevdiğiyle beraberdir” buyuruyor.

 

Ve dostlarımıza din kardeşlerimize sevgiyle, muhabbetle nazar edelim. Bu toplumumuzda kaynaşma vesilesidir, huzura vesilesidir. Sevgiyle bakabilmek, kimsenin kusurunu görmemek demektir. Sevgiyle bakabilmek yüzlerdeki Cemalullahı müşahede etmektir.

 

Sevgiyle bakabilmek aynı zamanda dinimizin kolay sevap kazanma yollarındandır .Sevgi ve hürmetle bakılan beş bakış, Müslüman’a sevap kazandırır: Kabe’ye bakmak, anne babaya bakmak, Kuran’a bakmak, din kardeşine bakmak ve alimlere bakmak.

O halde gözlerimizden ve gönüllerimizden perdeleri kaldıralım, sevgimizi paylaşalım. Zira sevgiler paylaştıkça çoğalır.

 

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
2 Yorum