Ahlaki Erozyonun Anatomisi: Yoldaki Para ve Kalpteki Boşluk

6209d1bb-e73b-44fd-8ae1-e25d3fcf6ebb.jpeg

Sevgili Dostlar,

Amerika’da, Chicago’nun Oak Park bölgesinde yaşanan bir olay, sadece maddi değil, manevi anlamda da çarpıcı bir tabloyu gözler önüne serdi. Brink's güvenlik şirketine ait bir zırhlı para taşıma aracının kapısı bilinmeyen bir nedenle açıldı ve yaklaşık 300 bin dolar (yaklaşık 11 milyon TL) değerinde nakit para yola saçıldı. Olayı fark eden 50 ila 100 kişi, hızla bulvara akın ederek paraları topladı ve olay yerinden uzaklaştı. Brink’s yetkilileri, kaybolan paranın büyük kısmının hala bulunamadığını açıkladı. (haber için linke tıklayabilirsiniz)

https://www.youtube.com/watch?v=6CrOwkC1sUs

Dünya Genelinde Benzer Olaylar

Bu yaşananlar bir ilk değil. Son yıllarda dünya genelinde benzersahneler tekrar tekrar karşımıza çıkıyor:

Güney Afrika, 2020: Johannesburg’da bir zırhlı araç kazasında milyonlarca rand yola saçıldı. Vatandaşlar araçlarını durdurup paraları toplamaya başladı. Görüntüler sosyal medyada hızla yayıldı.

Hindistan, 2015: Bir bankaya ait nakit taşıyan araç devrildi. Halk yüz binlerce rupiyi toplayıp kaçtı. Paranın %70’ine ulaşılamadı.

Almanya, 2019: Bir zırhlı taşıma aracının arka kapısı açıldı, yüz binlerce Euro otoyola saçıldı. Vatandaşlar arabalarını yol ortasında bırakıp para topladı; yoğun trafiğe neden oldular.

Brezilya, 2021: Ceará eyaletinde banka soyguncularının kaçırdığı paralar otoyola saçıldı. Bölgedeki halk paraları toplarken polis yetersiz kaldı.

Türkiye, 2008 : Bir kamyonun arkasından yola düşen milyonlarca liralık çek ve para zarfı halk tarafından toplandı. Günlerce iade edilmedi.

Bu olaylar, yalnızca insanların maddi hırsını değil, toplumsal vicdanın ne ölçüde zayıfladığını da gösteriyor. Paralar bir anda “kaderin armağanı” gibi görülüyor. Emek, hak, adalet gözetilmeden sahipleniliyor. Sosyal medyada ise bu görüntüler “fırsat” başlığıyla alkışlanıyor.

Fakat bu görüntüler bireysel açgözlülükle sınırlı değil. Toplumsal ahlakın, kolektif vicdanın çöküşünü de belgeliyor. Mikro düzeyde bireylerde başlayan erozyon, makro düzeyde devlet kurumlarına, finans sistemine ve dev teknoloji şirketlerine sirayet ediyor.

Bireyde Başlayan Çürüme, Kuruma ve Sisteme Sıçrıyor

Toplumda ahlaksızlık artık saklanan bir ayıp değil, zekice birstrateji gibi pazarlanıyor. Yalan, bir “kurtuluş yolu”; emanete ihanet, “akıllılık”; adaletsizlik ise “güç” olarak sunuluyor. Bu zihniyetle yetişen insanlar aile, şirket, banka, devlet ve hatta algoritma yönetmeye başlıyor.

Bugün dev teknoloji şirketlerinin kullanıcı verilerini kötüye kullanması, bankaların müşteri güvenini sömüren sistemler kurması, devletlerin adaletin terazisini eğmesi bir rastlantı değildir.

Çünkü makro yapı, mikro yapıdan doğar. Kur’an’da buhakikat şu ayetle vurgulanır:
Siz neyi hak ederseniz, öyle yönetilirsiniz.” (En’am, 129)

Toplumun genetik yapısındaki her ahlaki sapma, onu yöneten sistemlerde de zuhur eder. Ahlaksız birey, ahlaksız sistemdemektir.

25 Yılda Nereye Geldik?

1. Mahremiyet Tükeniyor: Beğeni uğruna özel hayatın sınırları kolayca ihlal ediliyor.

2. Güven Tükeniyor: Dolandırıcılık ve aldatma dijitalleşti, insanlar birbirine güvenemez hale geldi.

3. Aile Zayıflıyor: Evlilik öteleniyor, boşanmalar artıyor. Çocuklar ihmal ediliyor. Sorumluluktan kaçış kültürü doğdu.

4. Maneviyat Geri Çekiliyor: Din, sadece şekilsel bir aidiyet haline geliyor; ruhu ise terk ediliyor.

Bu çöküşün nedenleri:

• Modernizmin materyalist bakışı

• Tüketim kültürünün rekabeti yüceltmesi

• Eğitim sisteminde ahlakın göz ardı edilmesi

• Popüler medyanın şiddet ve yozlaşmayı normalleştirmesi

Ve sonuçlar gerçekten korkutucu:

• Depresyon ve anksiyete dünya genelinde rekor kırıyor.

• Genç intihar oranları gelişmiş ülkelerde ürkütücü seviyede.

• Toplumsal bağlar, inanç ve güven sarsıldı.

• İnsanlar boşlukta…

Çözüm: Allah’a Dönüş — Ama Gönülden

Artık şekilsel bir dindarlık değil, kalpten bir teslimiyet gerekiyor. Secde eden ama haksızlık yapan, oruç tutan ama kul hakkına dikkat etmeyen, başını örten ama vücudunu açan bir toplum kendini kandırmaktan öteye gidemez.

Kur’an şöyle buyurur:


Kalpler ancak Allah’ı anmakla huzur bulur.” (Ra’d, 28)

Allah sevgisiyle dolu bir kalp, yola dökülen paraya el uzatmaz. Çünkü bilir ki haram kazanç, helal huzuru çalar.

Ne Yapmalı?

1. Tevhide Dönüş: Allah’a yönelen birey, içsel pusulasını yeniden kurar.

2. Ahlak Temelli Eğitim: Gençlere “ne olursan ol” değil, “nasıl biri olursan ol” anlayışı kazandırılmalı.

3. Zekât ve Sadaka Bilinci: Paranın gücünü paylaşarak aşmak, toplumsal adaleti sağlar.

4. Güçlü Aile ve Cemaat: Birey yalnızlaştıkça yozlaşır. Aile, cemaat ve ümmet duygusu aidiyet kazandırır.

Camiler, Peygamber Efendimiz'in döneminde olduğu gibi sadece ibadet edilen değil; insanların buluştuğu, nefes aldığı ve dayanıştığı yerler olmalıdır. Toplumun ikinci yuvası, kalplerin sığınağı haline gelmelidir.

Çarpıcı Gerçekler

• ABD'de, 2023 yılında 100 milyon doların üzerinde nakit, taşıma araçlarından kayboldu.

• İngiltere’de, her 10 gençten 7’si, “başarı için yalan gerekebilir” diyor.

• Türkiye’de, sosyal yardımlara başvuru %300 artarken, zekât verme oranı %20’nin altında kaldı.

Bu veriler, sadece paranın değil, vicdanın da kaybolduğunu gösteriyor. Artık teknolojiyi değil, vicdanı güncellememizgerekiyor.

Son Söz

Yoldaki para, sadece maddi bir ganimet değil. Aynı zamanda insanların iç dünyasındaki boşluğun, inançsızlığın ve güvensizliğin dışa vurumudur.

Tıpkı yağmurla yeniden canlanan toprak gibi, insan kalbi de imanla dirilir.


Ahlak, sadece toplumun süsü değil, insanlığın özü olmalıdır.

Unutmayalım:
Bir toplum kendini değiştirmedikçe, Allah da onundurumunu değiştirmez.” (Ra’d, 11)

Kalin saglicakla,

Yavuz ORTA

1 Mayis 2025

Dallas/ Texas

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
3 Yorum