Alınverin reklamları...

Gözünü budaktan sözünü devletlülerden esirgemeyen sivri dilli ekonomist Prof. Dr. Osman Altuğ Hocamızla küresel ekonomik krizle ilgili yaptığımız röportajda, hoca bize şunu söylemişti: "Yaşadığımız küresel ekonomik kriz, üretim ekonomisinin finansal sistemden intikamıdır".... Doğruya doğru! Yaklaşık onbeş senedir, dünyayı paradan para kazanan rant imparatorları yönetmekteydi. Haksız mı haksız bir kazanç... Çalışmadan para kazanmaya alışmış kitleleleri fazlalaştırmaya çalışan, rantiyer anlayışı içselleştiren, insanları yatmaya alıştıran sistem... Türkiye'ye de bakın... Son 15 yıl içinde Ticaret Odalarının en büyük kurumlar listesinde hep bankaların çıktığını göreceksiniz. Küresel ekonomik krizin temelinde işte piyasalardan yata yata para kazanan finansal sistemin haksız kazanç silsilesinin olduğu görülecektir. Ekonomi bir rakamlar bilimidir... Ama, rakamlardan daha da önemlisi psikolojik boyutudur... Ekonomik krizden daha kötüsü, insanların psikolojik olarak krize karşı gardını alması, alışverişi kesmesi ve alışveriş çarklarının tamamen durmasıdır.

Bu kritik eşik aşıldıktan sonra ne yaparsanız yapın, bu tabloyu geriye döndürmeniz mümkün olmaz.

Son günlerde televizyon ekranlarında Merkez Bankası Eski Başkanı Yaman Törüner, Ekonomi Yazarı Meliha Okur ve Ekonomist Prof. Dr. Deniz Gökçe'nin rol aldığı reklam filmleri yayınlanıyor. Törüner, Okur ve Gökçe, küresel krizden bunalmış millete, "Alın Verin, ekonomiye can verin" sloganı altında, alışveriş yapmalarını tavsiye ediyor. Birisi oyuncakçı olmuş, birisi çiçekçi, birisi ise bakkal...

Öncelikle yanlışlık şurada... Eğer kapitalist sistemin vazettiği pencereden bakarsanız, insanlara tüketin, çılgınca tüketin, eğer tüketirseniz ekonomik kriz ortadan kalkar diyebilirsiniz. Ama, zaten krizi çıkaran kapitalist sistemin kendi içinde yaşadığı arıza. Ekonomi neresinden bakarsanız bakın, bir bütünler sistemidir. Sadece Meliha Okur, Yaman Törüner ve Deniz Gökçe'nin millete yedirmeye çalıştığı gibi, tüketim ekonomisini canlandırmaya çalışırsanız, muhakkak birkaç ayak askıda kalır.

Üretmek, istihdam, pazarlamak, tüketmek... Bunların hepsinin altı teker teker doldurulmalıdır. Gökçe diyor ki, "Sakız alın, sakız alırsanız, bu parayla bakkal da akşam evine giderken sebze meyve alır... Çark döner"... İlk bakışta doğru gibi görünüyor. Ama, millette sakız alacak bile para bırakmadılar ki?

Millet oyuncakcıdan oyuncak alamıyor... Millet çiçekçiden çiçek alamıyor... Çünkü parası yok... Çünkü, üretim-tüketim zincirindeki halkalar kopmuş durumda... Çünkü yeterli üretim olmadığı için istihdam bitmiş... Türkiye'de işsizlik oranı, neredeyse yüzde 15'i bulmuş... Cebinde bir kuruş parası olmayan bir vatandaş, bakkaldan bırakın sakızı çöp bile alamaz...

Üretim-yatırım-istihdam-pazarlama-tüketim...

Bu zincirdeki tüm halkaları dengeli olarak kurmamız gerekiyor...

Sadece tüketim ekonomisini körükleyerek bu krizin ortadan kalkacağını zannedenler, boşa kürek çekerler...

Bunu en iyi, bu reklamlarda oynayan ekonomistler biliyorlar ama reklam yıldızı olmak hoşlarına gitti galiba!

Kaynak: Milli Gazete

Önceki ve Sonraki Yazılar