Teslime Gülsen NURDOĞAN
Allah'tan İstenecek en İyi şey Nedir
Bu dünyada Allah’tan istenecek en iyi şey nedir?
Ya da soruyu şöyle soralım; Dünyada ve ahirette insanların en kârlısı ve kazançlısı olmak ister miydiniz?
Ya da şu hayata şöyle bir baktığınızda nelere imreniyorsunuz?
Neyiniz olmasını isterdiniz?
Ne olmak isterdiniz?
Ama ben bugün size neyiniz olmasını isteyeceğinizle ilgili ya da ne olmak isteyeceğinizle ilgili farklı bir teklifte bulunacağım. Bu söyleyeceğim şey Hz. Muhammed Aleyhisselamın tavsiyesidir. Efendim O söylediyse doğrudur. Anında başüstüne demelisiniz. Çünkü Peygamberimiz Aleyhisselamın sözü Allah’ın onayladığı sözdür. Buna böyle iman etmelisiniz.
İşte Peygamberimiz Aleyhisselamın tavsiyesi şudur; ilim öğrenmek. Bu konuda o kadar çok hadis irad etmiştir ki Efendimiz… çok fazla. Hepsi birbirinden müjdeli. Bir hadisi şerif ilim öğrenmenin ne kadar kıymetli olduğunu anlamanız için yeterli olabilir. Şöyle buyuruyor Hz. Muhammed Aleyhisselam: "Bir kimse, ilim elde etmek arzusuyla bir yola girerse, Allah o kişiye cennetin yolunu kolaylaştırır. Muhakkak melekler yaptığından hoşnut oldukları için ilim öğrenmek isteyen kimsenin üzerine kanatlarını gererler. Göklerde ve yerde bulunanlar, hatta suyun içindeki balıklar bile âlim kişiye Allah'tan mağfiret dilerler. Âlimin âbide karşı üstünlüğü, ayın diğer yıldızlara olan üstünlüğü gibidir. Şüphesiz ki âlimler, peygamberlerin vârisleridir. Peygamberler altın ve gümüşü miras bırakmazlar; sadece ilmi miras bırakırlar. O mirası alan kimse, bol nasip ve kısmet almış olur." (Ebû Dâvûd, İlim 1; Tirmizî, İlim 19)
İşte Peygamber Efendimiz Aleyhisselam böyle söylüyor.
Biliyorsunuz Gelibolu Azebler İşrak İbadetine gittiğim gün oradan Mehmed Zahid Kotku’nun ‘Cennet Yolları’ kitabını satın almıştım. Okumaktayım hâlâ. Fakat bana abartmış demezseniz; -kitabın içindeki her sözden bir yazı çıkaracakmışım gibi- hissettim. Bu kadar tesirli efendim. Mehmed Zahid Kotku büyük alim.
Şimdi kitabın ilim bölümündeyim. Girdim çıkamıyorum. Dal dal yollar ayrılıyor. Hani kitabın ismi ‘Cennet Yolları’ ya! Her yer bağ bahçe… Şurayı mı anlatsam, burayı mı anlatsam dedim durdum. Dua buyurun da çok şeyler anlatabileyim.
İşte ilim, yani marifetullah yani Kur’an yani hadisi şerifler.. İslam ilmi kadar dünyada daha güzel bir şey yok! Yeminle söylüyorum yok! Ben bunu daha çocukken öğrenmiştim. Ortaokulu bitirdiğim sene İmam Gazzali’nin bir kitabı geçmişti elime. Şu an hangi kitabı olduğunu hatırlamıyorum. Ama çok büyük, kalın bir kitaptı. Neredeyse içinde İslam ile ilgili bütün bahisler vardı. İşte o kitapta özellikle iki husus beni celbetmişti. İslam bu kadar kolay ha! demiştim. Çok basit ama çok kazançlı. İmam Gazzali ilim öğrenmenin faziletini o kadar çok anlatmıştı ki, hayırlı salih amellerden bile üstündü. Oh ne kolay demiştim. Ben tembel bir insanım, iyisi mi ilim öğreneyim. Böylece menzile varmakta birçok insanı geçebilirim demiştim. Harıl harıl ilim çalışmaya çalıştım. İbadet ve taati çok yapamadıkça korkuyor ilme sarılıyordum. Çünkü ilim ibadet etmekten bile üstünmüş. Tabi Gazzali Rahmetullahi Aleyh, farzlarin ciddiyetini öyle bir anlatıyordu ki 5 vakit namaza o zaman başlamıştım. Tesettürün ciddiyetini o zaman öğrenmiştim. Haram malın şiddetini, zinanın, içkinin, ana babaya hürmetsizliğin bedelinin çok ağır olduğunu o zaman öğrenmiştim. Gazzali sağ olsun hep var olsun. Onun kitabında çok sırlar vardı. Bir tanesini söyleyeyim. Kitapta bana en tesir eden şeylerden birisi tabi ilimden sonra; Allah için Müslüman kardeşler edinmekti. Bu da çok kolay değil mi? Tembel olduğumdan ben kolay olanları tercih etmiştim. Tamam demiştim bundan sonra iki şeye çok riayet edeceğim. Biri ilim yani marifetullah diğeri ise bir Müslüman kardeşine Allah için muhabbet etmek ve Allah için buğz etmek. Hayat boyu Müslüman kardeşlerime Allah için muhabbet duymaya çalıştım. Sırf bunun sevabı için kendime kardeşler edindim. Onları gönül listeme kaydettim. Diliyorum ki Rabbim bana bunun mükafatını bol bol versin. Allah zaten bol bol vermeyi sever. Bu yazıyı okuyan ve dinleyen kardeşlerime de Rabbim bol bol versin.
Zahid Hoca diyor ki; Sen adının kıyamete kadar anılmasını istiyorsan, her halde ilme çalış, hayırlı eserler bırak ki adın anılsın.
Bu tavsiyeyi Allah’tan yardım isteyerek aşkla ve şevkle alıyorum. Kıyamete kadar hayırla anılmayı kim istemez?
Hem dememişler mi efendim; Öldükten sonra hayırla anılmak ikinci ömürdür.
Vallahi ben bu müjdeleri gördükçe gene o eski çocukluğuma dönüyorum ve Allah’tan ilim öğretmesini istiyorum. Çünkü her an cehalet içindeyiz. Gazzali’ye demişler ki; Bu kadar ilmi nasıl öğrendin? Cevap çarpıcı.
Ben -birisi bir hadis okusa ya da bir ayet ya da İslam adabından bir bahis- onu sanki ilk defa işitiyormuşum gibi dinlerdim.”
Gazzalinin büyük sırrı. Amma bu aşk herkese nasip olmaz. Allah onu dilediğine verir.
Şımdi bu yazının okunduğu meclis ilim meclisi gibi oldu. İlim meclisinde yapılan dualara icabet edermiş Mevlamız.
Acziyetimle elimi açıyorum ve şöyle yalvarıyorum Rabbime:
Öncelikle emek edip yazdıklarımı okuyan her kimler varsa Rabbim onlara afiyet ihsan eyle!
Onlara güzel şeyler nasip eyle! İsteyenlere güzel ilimlerinden ihsan eyle!
Sonra Rabbim bana da sağlık sıhhat ver! Çünkü sağlık sıhhat afiyet olmadığı sürece asıl istediği şeye ulaşamıyor insan.
Bununla birlikte bana ilim öğrenme aşkı ver!
O ilimle benden razı ol!
O ilimle beni mücehhez kıl.
O ilimle beni abid kıl!
O ilimle beni edepli kıl!
Sana edepten kalbimi ayırma!
Dünya ve ahirette beni saygın kıl!
Beni mütevazı kıl!
Lisanımı kullarına karşı nazik eyle!
Beni her güzel huyla tezyîn eyle!
Beni hem kendime hem de insanlara karşı en faydalı olanlardan eyle!
Not: Fotoğrafları uygun gördüğüm yerlere koyarak bir kompozisyon oluşturmaya çalıştım. Olmuş mu?
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.