Anne ve babaya olan samimiyetimiz

Bu yazimda sizlere, “samimiyet”duygusundan bahsetmek istiyor ve bu kelimeden neler anladığımı paylaşmak istiyorum. Samimiyet nedir, samimiyet duygusu nasıldır? Kısaca kendi bilgi ve birikintime göre bir nebzede olsa sorgulamak, irdelemek istiyorum.

“Samimiyet”, bu kelimenin sözlükte ne anlama geldiğine bakmadım, bakma gereği de görmedim. Benim acizane bu kelimeye yüklediğim mana şunları itiba eder:

-         sahiplenme

-         benimseme

-         kişi ile veya temsil ettiği konumla özleşme

Karşısındakini kendinde, kendini karşısında bilme.

Fertler samimiyeti kaybederlerse ki, herhalde kaybediyoruz, aile etkilenir. Çünkü fert aileyi meydana getirir, aile ise bir toplumu. Toplumlar da bir ülkeyi.

Bu kategoriler içersinde ailede anne-babaya karşı samimiyeti sorgulamak istiyorum.

Bu muhterem, varlık sebeblerimize karşı ne kadar samimiyiz. Onlara karşı duruşumuz ne kadar içtenlik taşımakta? Şartlar, zaman, ve zemin ne olursa olsun onları gerçekten baçtacı yapabiliyor muyuz? Onların yüzde yüz haksız oldukları konularda, onları kırmadan güzel bir üslupla yanlışa düştüklerini, kendilerine anlatabiliyor muyuz?

Allâh Rasûlü´nün bir hâdis-î şeriflerin de dediği gibi; „Yaşlılar tıpkı bir çocuk gibidir“ sözünü, onların lehinde kullanabiliyor muyuz?

Yine Allâh (c.c)´nın anne-babaya „öf“ bile demeyin ikazını ne kadar uygulayabiliyoruz?.

Yoksa, evet yoksa, Allâh ve Rasûlü´nün rızası, onların rızasında olan bu mübarek insanlara, samimiyetsizce tavır mı koyuyoruz?

 

Meselâ:

-         Anne-baba hayata dair bir mesele anlatırken daha bitirmeden; „O sizin zamanınızdaymış“ diyerek sözün bitmesine bile tahammül edemiyorsak.

-         Herhangi bir konuda, izin meselesinin sonucuna tahammül edemiyorsak.

-         Gerek toplum içinde, gerek yanlız sohbet ederken nefsimize ağır gelen sözlere karşı, sesimizi yükseltiyorsak.

-         Uzakta olup telefonla görüşürken kızıp, telefonu yüzüne kapatıyorsak.

-         İbadetleri yapma konusunda anne-babaya sorun yaşatıyorsak.

-         „Siz gençken kim bilir nasıldınız?“ deyip, onları suçluluk piskolojisine itmeye çalışıyorsak.

-         İşin can alıcı tarafı onları, kendimizden aşağı cahil görüyorsak.

Evet, sıraladığımız olumsuz soruları daha da çoğalta biliriz. Şimdi, gerçek manada nefsimizi sorgulayalım. Anne-baba konusunda hangi kategoriye aitiz. Samimiyetimiz, dik duruşumuz, onları benimseyişimiz ne kadar gerçek?.

Ya da samimiyette iki yüzlülük mü var içimizde?. Onlara olan samimi duygularımızı bilerek veya bilmeyerek yok mu ediyoruz?.

Samimiyetimizi her vesile ile nefsimize ağır da gelse, testlere tabi tutmalıyız. Buna çok ihtiyacımız var. Bizler, bugünün evlatlarıyız. Yarının da anne-baba adaylarıyız. Bizler ne kadar samimi olursak, gelecekte bizimkiler de bizlere o kadar samimi olurlar.

Anne-baba toplumun çekirdeyini oluşturmaktadır.

Şu gerçeği unutmayalım:

Anne ve babasına samimiyet ve saygısı olmayanın, onun ötesinde ne toplumlara, ne de bir başkasına, samimiyeti ve saygısı olamaz.

 

Selam ve dua ile…

 

 

 

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
4 Yorum