Başörtüsü! Bir yazı da benden!

Yirmi yılı aşkın bir süredir Viyana'da yaşadığımı daha önce bir vesile ile dile getirmiştim.

Artısı ve eksisi ile tatlı hatıraları olan bir yirmi küsür yıl.

 

Bu zaman zarfında burada üniversite tahsilimi tamamlama fırsatı buldum.

Arzu ettiğim kadar çabuk olmasa da doktora yapmak nasib oldu. Çeşitli vesilelerle değişik makam sahipleri ile muhatap olmak durumunda kaldım.

 

Göçmenlere, çocuklarına Almanca kurslar verdim. Milli Eğitime bağlı okullarda öğretmenlik yaptım.

 

Samimiyetle ifade etmek zorundayım ki, en çok kendi kendime kahrettiğim anlardan birisi, memlektimiz Türkiye'deki başörtüsü meselesi söz konusu olduğu zamanlardır.

 

Siz neden diye sormadan ben söyleyeyim. Muhatap olduğum soru beni hep kalbimden yaralamıştır da ondan.

 

Avusturya'da inancı gereği başını örten kız çocukları devletin resmi okullarında, ilkokul sıralarında bile başörtüsü ile eğitimlerini alabilirken, %99'u müslüman olan sizin ülkeniz Türkiye'de neden üniversite tahsili görmek isteyen kızlar bile başlarını örtememektedirler?

 

Cevap hep kaçamak olmuştur ve halen durum farklı değildir.

 

Siz olsanız nasıl cevap verirsiniz? Veya cevap verebilir misiniz?

 

Anayasa Mahkemesinin bu kararı benim işimi bir hayli zorlaştırdı.

 

Aynı soru her sorulduğunda, ben yine kelimeler boğazıma düğümlenmiş şekilde kaçamak cevaplarla işi geçiştireceğim.

 

İnandığı gibi yaşamak hususunda şu Avrupalıların bize gösterdiği müsamahayı kendi memleketimizde görememek bizi yine kahretmeye devam edecek gibi.

 

Bir zamanlar çocuklarını okutmuyorlar diye kınanan zümreye tahammül, yeniden onları evlerine kapadıklarında mı gösterilecek yoksa?

 

Bu ne garip hazımsızlık!

Bu ne çetin yobazlıktır.

 

Allah sonumuzu hayreylesin.

 

Şu gavurlardaki kadar insafı da bizim dinazorlara nasip etsin.

 

Sağlıcakla

Mustafa Yıldız

Önceki ve Sonraki Yazılar