Mehmet Y. ULUTAŞ

Mehmet Y. ULUTAŞ

Bodrum Bodrum

Geçtiğimiz günlerde Bodrum’a tatile gittik. Bodrum’un şöhretini ve methini çok duymuştum ama daha önce hiç gitmemiştim. O yüzden içimde bir heyecan ve beklentiler yoktu desem yalan olur. MFÖ’nün “Bodrum Bodrum” şarkısını mırıldanarak yola çıktım.

İstanbul-Bodrum yolunun yaklaşık %80’i harika bir otoban olsa da ben o yolu bir buçuk saat kadar uzatmanın yolunu buldum! Bir sonraki benzin istasyonundan alırım diye basarken mazotum bitti. Her ne kadar yakıt ibresi sıfırı göstermiyor da olsa benim tedbirli olmam gerekirdi. Hemen “otoban yardım” hattını aradım. “Geliriz ama süre veremeyiz” dedi hattaki bayan. Ben de birkaç kilometre geride kalan ama otobanın üzerinden geçtiği ara bir yolda gördüğüm istasyona doğru elimde yakıt bidonu ile beraber yürümeye başladım. Aklınızda olsun otobanların kenarları tel örgülerle kaplı. Nitekim benim bu tel örgülerin üzerinden atlama tehlikesini göze almam ve akrobasi yapmam gerekti. Tel örgüleri atlayarak geçtiğim tarla yaşlı bir çiftçi amcanın imiş. Sağolsun bana hem yardım etti hem de beyaz dut ve sarı erik ikramı yaptı. Akaryakıt istasyonuna vardım, mazotumu aldım, yine tel örgülerden atlayarak aracıma ulaşıyordum ki yardım aracı ulaştı. Sağolsun getirdiğim mazotu görevli doldurdu aracıma.

Nihayet vardık Bodrum’a. Şehrin göbeğindeki bir Amerikan otelcilik zincirine ait güzel bir otelde kaldık. Biz aile olarak tatil köyü (resort) tarzı tesislerde kalıp 7 günde 7 kilo almak yerine şehir merkezindeki otellerde kalıp etrafı dolaşmayı tercih ediyoruz. Bodrum da tam işte böyle gezmelik bir yer. Okullar hala kapanmadığı ve pandemi yasakları olduğu için aşırı kalabalık değildi şehir.

Kısa kısa notlarla Bodrum seyahatimi sizlerle paylaşmak isterim.

  • Şehirdeki tüm binalar beyaza boyanmış. Dekoratif olarak da mavi renkler kullanılmış. Bence harika bir sayfiye şehri havası vermiş. Bodrum Belediyesini bu kararından ötürü tebrik ediyorum.
  • Ara sokaklar oldukça dar. Geçmişte yapılan çarpık yapılaşma mı yoksa eski bir şehir olduğu için mi olduğunu kestiremedim. Her halükarda dar sokaklarda araba kullanmak ciddi bir maharet istiyor.
  • Hediyelik eşya satın alabileceğiniz, sebzeli Bodrum döneri yiyebileceğiniz, müzik dinletilerini işitebileceğiniz ve keyifle yürüyebileceğiniz Halikarnas sokakları harika.
  • Her milletten insanların rahatça tatil yapabildiği uluslararası bir şehir Bodrum. Her dil konuşuluyor.
  • Birçok yere araç gitmediği için tekne turu almanız şart. Kızıl Burun, Tavşan Burnu, Babuç Koyu, ve Orak Adası harika. Hele ki Orak adasının etrafındaki turkuaz renkli berrak su ve bembeyaz kumları muhteşem. Ama Bodrum güneşine dikkat. Güneş kremi kullanmış olmama rağmen günlerdir ayaklarım, kollarım ve omuzlarım yanıyor. Yine de değer!
  • Hemen her yerde plajlar var. Bazılarının tabanı taşlık da olsa suyun berraklığı tartışılmaz. Ben İskenderunluyum ve sıcak deniz suyuna alışkınım. O yüzden Bodrum denizi bana biraz soğuk geldi ama zamanla alışıyorsunuz.
  • Bodrum Yalıkavak Marina ayrı bir dünya sanki. Milyonlarca dolarlık yatları, marka alışveriş dükkanları, pahalı yeme-içme yerleri ile bambaşka bir yer burası. Dünyanın en iyi marinası seçilmesi boşuna değil.
  • Bodrum Kalesi ve içerisindeki su altı müzesi gerçekten görmeye değer. Bu şehirde binlerce yıl önce yaşamış medeniyetlerin geride bıraktıklarını görmek çok enteresan. Bodrum Kalesi burçlarından şehrin panoramik görüntüsü ise paha biçilmez.
  • Bitez Plaj Camisi ise denize sıfır konumda olması itibariyle görülmeye değer.

Aslında daha yazacak çok şey var ama onları da gelecek seneki yazıma saklıyorum. Biz ailecek Bodrum’u pek sevdik ve yine gelmeyi planlıyoruz. Sizlere de tavsiye ederim.

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum