A.Kerim KARAAĞAÇ

A.Kerim KARAAĞAÇ

“BÖYLE AYRILIK OLMAZ” MIŞ!

Arkadaşımız ayrılık üzerine biz yazı döşenmiş ama, okuyanın ağlayası geliyor. Ayrılık neyden ve nedenmiş biliyor musunuz? Kapalı yerlerde sigara içememe hasretinden kaynaklanıyormuş meğer..

Bir ailenin, bir devletin ayakta kalması, hayatiyetini güzel devam ettirebilmesi eğitim ve cezaya bağlıdır. Bu ikisinden biri veya ikisi de eksik olursa, orada kaos, orada kargaşa, orada terör, orada haksızlıklar ve mazlumun ezilmesi var demektir.

Umran dergisinde yazan bir arkadaşımız, bir ömür işlediği, uyguladığı ve kapalı alanlarda yasaklanması sebebi ile isyan ettiği bir haramı (bence) “Böyle ayrılık olmaz” başlığı altında övmekle bitiremiyor maşallah.

Başlangıç paragrafında, “ Hatırlayanlar bilir ki havalandırma fakiri otobüslerle şehirlerarası yolculuklarda bir sigara içme furyası alır başını giderdi. İçmeyenin içinden daha çok dumanından istifade ettiği bu yaren, hepimizi eşit etkilerdi. Görüntünün önemli olduğuna inanan içmeyenlerden bazıları bile meraklısından, ya da en pahalısından bir paket alır, milletin göreceği şekilde önündeki koltuğun fileli bölümüne yerleştirirdi. Otobüslere sigara yasağı koydular. Kimseye anlatamadıkları bu yasağı bana da anlatamadılar. Şimdilerde sigarayı sigaraya ekleyerek yaptığımız bu özlemli yolculuklardan sadece siyah beyaz fotoğraflar kaldı” diyor.     

Dünyevi ve uhrevi zararı düşünülmeden keyifle içilen bu zehirle, içmeyen yüz binlerin, milyonların haklarına tecavüz edildiği, sigara bağımlılarını hiç ilgilendirmiyor anlaşılan. Ayrıca, bu hak gaspı, sadece keyiflenmek maksadıyla olunca (milyonların kokusundan tiksindiği bu melanetin)  yarın huzuru mahşerde bir hesabının olduğu da bilinmelidir.

Halbu ki, Allahuteala Kuranı Kerim’de “ Kim zerre miktarı hayır yaparsa onu görür. Kim de zerre miktarı şer yaparsa onu görür” buyurmakta.

Bakınız daha neler yazıyor bu tiryaki; “Gelişmiş ülkelerde buna benzer yasaklar varmış. Bize ne ülkelerin gelişmişliğinden? Bizler ehl-i duman olarak zaten niçin ülkemiz gelişmiyor, endişesiyle ağzımıza götürüyoruz sigaramızı.”

Yazdıklarını okumaya devam ediyoruz; “Bafralar, Yeniceler vardı. İçerimize çektiğimizde soba borusundan çıkan duman gibi ağzımızdan duman çıkardı. O an seyredenler çıkan bu dumana hayran kalırlardı. Nerede kaldı sigara sarıştaki zarafetimiz, maharetimiz, şanımız, bıyıklarımızın dumanla dansı nerde kaldı?”

Bakınız, ben de müslümanım diyen bu insanın övdüğü, övündüğü şeylere Allah aşkına. Rabbim ona ve onun gibilere doğruyu anlamayı nasip eyle.

Yazıdan bazı cümleler aktarmaya devam ediyorum; “Ömürleri sigaraya talimle geçen hayat neferleri bundan böyle incinmiştir, haberiniz ola. Ben o zaman söylemiştim kendi kendime: -Emin Metin, gel bu duruma sessiz kalma (kapalı yerlerde sigara yasağına). Bu gün elinden sigara keyfini çalan yarın sigaranı da çalar.”

Yazının sonunda da; “-Kapalı alanlarda, parkta, bahçede, bilumum mekânlarda sigara içilmeye- nidaları, benim gibi nasibine duygu düşmemiş bir zevat-ı kiramın bile gönül telini titretti.”

En sonunda da bir şaşkın şairin şu cümlelerini “tam beni anlatıyor” diyerek oraya almış.

“Dolup taşar camekânlarda her çeşit sigara;

O eskidir, bu yeni…

En zararlı olan, hangi cinstir?

Dersen

Derim: İÇİLMEYENİ”    

Bunları ve daha benim aktarmadığım nice cümleleri UMRAN dergisinin kültür – sanat sayfalarında yazan M. Emin Tekin isimli bir yazarımız. Kendisini haşa Peygamber mevkiinde görüp “Beni hiçe sayarak bu yasağı koydular” diyor adamcağız.

Alkollü içecekler genellikle sadece içene zarar verir. Günahı da sevabı da kendine aittir. Tabii kendisi gibi ailesi, çocukları ve yakın çevresi etkilenir, rahatsız olur. Fakat sigara öyle mi? Bu sigara denen mereti içenle, bırakınız kapalı bir yerde beraber oturmayı, siz yolda giderken birisi uzağınızdan sigara içerek gidiyorsa, nefret ettirici, tiksindirici dumanından, kokusundan ciddi şekilde rahatsız olursunuz.

Bunu iştahla, hiçbir hak hukuk tanımadan içenlere ancak üzülüyorum. Tiryaki olduğu halde, “ben sigarayı bırakmak istiyorum” diyenler mutlâka yalan söylüyorlar. Çünkü, çok yakınlarımdan biliyorum ki, “bırakmak istiyorum sözü” içmeyenler arasında kaldıklarında, içmeyenleri memnun etmek için uydurdukları bir yalandır. Aslında arkadaşımızın cümlelerinden de anlaşıldığı gibi, sigara onun ve onun gibilerin can dostu, olmazsa olmazı, en kıymetli varlığı, uğruna canını bile çekinmeden vereceği yâri. Anne- baba, dost, arkadaş, hanım, aile hatta vatan, yeri gelince terk edilebilir ama, sigara asla. Bu hain sigara, ona bağımlı olan kardeşlerimi neredeyse bu anlayışa getirdi. Onsuz olunamayacağı, yaşamanın anlamsız olduğu anlayışına. O, cebinde mi? gerisi hikâye bir bağımlı için. Daha ileri gidip bir şeyler söylemeyeyim, o zaman haddimi aşmış olurum. Şimdilik bu kadar yeter.

       Rabbimiz (ateşle buluşmadıkça sakin olan) bu bitkiden uzak duranlardan eylesin. Desenize, ateşle yan yana gelip de sakin duracak, zararlı hâle dönüşmeyecek ne var ki. Yeri gelince ateş de bir nimet sayılır ama, özünde şeytana analık yapmak vardır. O akrabalık bize bazı şeyleri hatırlatmalı dostlarım. Akk

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.