Sayın Başbakan' ım,

29 yıllık ömr-ü hayatımda, düğün günüm ve oğlum Mehmed Âkîf' in doğumu da dahil olmak üzere bu kadar sevindiğim, bu kadar mutlu olduğum ve bu kadar koltuklarımın kabardığı bir gün daha olmamıştı.

Teşekkürler Başbakan' ım..

Bize bu onuru yaşattığınız için…

Sizinle gurur duyuyorum.

Sizi ellerinizden, alnınızdan, yüreğinizden; yüreğimle öpüyorum.

İşte Osmanlı Duruşu budur.

İşte beklediğimiz, dünyanın mazlum halklarının beklediği asil duruş budur.

Arkanızdayız, sonuna kadar arkanızdayız.

Rabbim size hayırlı, uzun ömürler versin….

Büyük Başbakan' ım…

Sizden izninizle birkaç öneri ve isteğim olacak..

1- Malumunuz, borç alan; emir alır.

Bizim de milyarlarca dolar iç-dış borcumuz var.

Yani uçan kuşa borçlandırılmışız.

IMF kapılarına mahkum edilmişiz.

İşte önerim:

Biz millet olarak, devletimize borç verelim.

Ben kendi adıma 6 aylık maaşımı vermeye hazırım.

Yastık altındaki paralar ve gurbetçilerimiz de işin içine girdiğinde;

Evvelallah hiçbir borcumuz kalmaz.

1000 tane daha Türkiye oluruz.

Sonra da devlet iç-dış bütün borçları bitince, vatandaşına olan borçlarını ödesin.

Yeter ki şu IMF belasından kurtulalım.

Tabi burada milletimizin temel sorunu olan devlete güvensizliğin önlenerek, “devlete güven ortamının”  tesis edilmesi gerekir.

Bu millet devletine güvenmeye başladığı an, üstesinden gelemeyeceği hiçbir sorun yoktur.

Bu güven tesisini sizin dik duruşunuzla sağlayacağınızdan kuşkumuz yoktur.

2- Ordusuz millet olmaz…

Silahını kendi üretemeyen ordu ise;  hiç olmaz.

Bir ordu düşünün ki; tarih boyu hep ayrı saflarda durduğu, onlarca savaş yaptığı ülkelerden silah alsın. Bu traji-komik bir olaydır.

Bu, hiçbir vatanseverin, hiçbir mantığın kabul edemeyeceği bir durumdur.

Bu milletin kendi silahını üretecek, kendi ordusunu donatacak her türlü gücü ve kabiliyeti mevcuttur.

Tez vakit bu konuda önlemler alınmalı ve Silahı Yerli, Kendisi Yerli Ordu faaliyete geçmelidir.

3- Eğitim ve Adalet Sistemi sil baştan düzenlenmelidir.

Millî Öğütüm Bakanlığı haline gelen ve iflâs eden eğitim sistemi, sil baştan düzenlenmelidir.

Adalet sistemi de sil baştan düzenlenmeli, idam cezası yeniden getirilmelidir. 

Sayın Başbakan' ım…

Yukarıda kısaca değindiğimiz sorunların farkında olduğunuzu, bizimle aynı fikirleri paylaştığınızı adım gibi biliyorum.

Bu noktada sadece şunu bilmenizi istedim.

Arkanızdayız, yürümeye devam edin.

Böğüren, anıran ve etrafa salyalar saçarak sizi karalamaya çalışan masonik devşirik kalemşör ve kuklalara bu millet artık prim vermiyor, kanmıyor, kanmayacak.

Onlar debelenip dursunlar.

Türkiye' nin önlenemez yükselişine engel olamayacaklar.

Sayın Başbakan' ım

Dün gece bir miladı yaşadık.

Artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak.

Sözlerimi burada noktalarken,

Sizi kendim, milletim ve insanlık adına yüreğinizden öpüyorum.

Saygılarımla…

Kenan Özmen