CHP/MHP muhalefeti ve 'Kürt sorunu'

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül bir süredir “İyi şeyler olacak” diyor Türkiye'nin en önemli sorunu hakkında... Mart ayında İran'a giderken tanıttığı bu söylemini Çek Cumhuriyeti gezisi dönüşünde biraz daha pekiştirdi. Dediği ezcümle şu: “İster terör, ister Güneydoğu, isterseniz Kürt sorunu deyin; bu, Türkiye'nin en önemli sorunu. Yeni şeyler olacak. Devlet birimleri arasında bu konuda uyum var. Devletin bütün görevlileri, sivil ve askerler, istihbarat, hepimiz, bu konuyu aramızda açık-seçik konuşuyoruz.”

Hepsi bu kadar... Cumhurbaşkanı Gül devlet birimleri arasındaki 'uyumlu' çalışmanın Türkiye'nin en önemli sorunu için nasıl bir çözüm getireceğine dair en ufak bir ayrıntı vermiş değil. Bir 'çözüm paketi' yok ortada. Üç aydır bütün söylediği “Kürt sorununa çözüm bulunması gerektiği” tespitinden ibaret... Bunu 'tarihi bir fırsat' olarak görüyor Cumhurbaşkanı Gül.

İyi de, bu sözlere muhalefet partileri CHP ve MHP'nin verdiği tepkilere ne diyeceğiz? CHP lideri Deniz Baykal da MHP lideri Devlet Bahçeli de Cumhurbaşkanı Gül'ün bu sözlerine tepki verdiler. Hem de ne tepki.

Bu tepkilerle devlet içinde varolduğu görülen uyumu parçalamayı hedef alıyor CHP/MHP muhalefeti, bu belli. Zor oluşan uyum tepkiler üzerine kaybolursa ve çözüm yolunda atılması beklenen adımlar gecikir veya hayata geçirilmezse, fırsat bu defa da kaçırılabilir.

CHP/MHP muhalefeti bunu mu istiyor?

Türkiye son 25 yılını 'teröre karşı mücadele' ile geçirdi, geçiriyor. Kimse lâfı kıvırtmasın: Dünyanın gördüğü en uzun süreli savaşlardan birini yaşıyor ülkemiz. Bu savaşta iki tarafın kaybının 40 bini bulduğu tahmin ediliyor. Savaşın ülkeye ve insanına mali yükünü ise bilen yok; tahminler 100 milyar dolar üzerinde olduğu yolunda... Savaşa maruz her ülke gibi, ülkemiz de, çok daha hayırlı işlere harcayabileceği kaynaklar ve zamanı 'galibiyet' için seferber ediyor.

Savaştan galip çıkıldığında sevinen pek az kişi olacak... Şehit verilen binlerce gencin anasının yürek yangınını hiçbir 'zafer' söndüremez çünkü...

Kazanç sayılabilecek tek bir sonuç çıkabilir bu açmazdan: Tek bir kişinin bile savaş yüzünden burnunun kanamaması, tek bir delikli kuruşun dahi heba olmaması, bunun için de savaşın bir an önce sona ermesi...

Şu anda amaçlanan da bu sonuç işte. Devlet bu amaca erişmek için çaba gösteriyor. Çabalar başarıya ulaştığında herkes bundan mutluluk duyacak. Bir ülke için en değerli olan kaynaklar (beşeri güç, ekonomik ve mali kaynaklar, yarına duyulan umut ve güven) yeniden kalkınma için kullanılabilecek.

Az şey mi bu?

Henüz bunun hangi formülle sağlanacağını bilmiyoruz; muhtemelen sonunda 'barış' görünen süreci başlatanlar da bunu nasıl başaracaklarını bir formüle bağlamış değiller. Umutlarını bizlerle paylaşmalarının sebebi de bu: Devletteki çözüm kararlılığı ve uyuma kamuoyunun da katkısını sağlamak... Konunun iyi niyetli bir üslupla tartışılması, hiç kuşkusuz, bizler namına karar verip uygulayanların işlerini kolaylaştıracaktır. O tartışmalardan bir 'formül' çıkabilir çünkü...

CHP/MHP muhalefeti tartışma ortamına ve aranan formüle katkıda bulunmak yerine, silahların susmasıyla sonuçlanabilecek süreci boşa çıkartma gayretinde... Gayretlerinin sonucu, şehitlerin ve şehit ailelerinin sayısının daha da artmasını, Türkiye'nin başka amaçla kullanılabilecek kaynaklarının heder olmasını, ülkenin bölgesel ve küresel bir güç haline dönüşmesinin ertelenmesini getirecektir.

Bir daha sorayım: Bunu mu istiyor CHP/MHP muhalefeti?

İstedikleri buysa, kendilerine yazık ediyorlar...

Önceki ve Sonraki Yazılar