‘Dinle Neyden’

Sevgili okuyucular, biliyorum, arka arkaya toprağa verdiğimiz arslanlar gibi asker ve polis şehitlerimizden sonra, benim gibi sizlerin de gönlünüz karardı.
Bu güzel sonbahar sabahında bir an için olsa da sizi bu keder, hüzün ve melâlden sıyırmak istiyorum.
Pazar sohbetinde, gösterime yeni giren 'Dinle Neyden' isimli şaheser filmden bahsedeceğim.
Tarihimizde bir ışıltı
Efendim, bizim tarihimiz, kültür ve sanatımız kadar zengin bir hazineye sahip olup da bunu aksettirme hususunda bu derece adem-i iktidara müptelâ bir nesil gösteremezsiniz.
Türk Milleti'nin ve Türkiye'nin medeniyet ihtişamını, beş yıldızlı 'hotel'lerdeki ne idüğü belirsiz 'animatörlere' terk eden sözde aydınlarımızın dolar işaretli gözlerinde, turizm gelirlerinin arttırılmasından başka bir pırıltıya rastlayamazsınız.
Kısa metrajlı turizm tanıtma çekimlerinde, o cânım câmiler, saraylar, medreseler yanında, Nemrut'un kelleleri ile Bizans'ın ikonları sarmaş dolaş takdim edilir.
Bırakınız kökleri 6 bin yıllık geçmişe uzanan Türk tarihini, bu topraklardaki bin yıllık mevcudiyetimiz hakkında, birkaç değerli dizi film haricinde, doğru dürüst tek bir film yapabilmiş değiliz.
Geçen cuma günü bütün Türkiye'de 75 sinema salonunda gösterime giren 'Dinle Neyden' adlı film, İslâm-Türk Medeniyeti 'nin mânâ âlemini, kültür ve sanatını en güzel şekilde aksettiren ve III. Selim devri tarihini canlandıran emsalsiz bir eser olmuştur.
'Dinle Neyden çün hikâyet etmede'
Efendim, filmin adı Hz. Mevlânâ'nın Mesnevî'sinin ilk beyitinden alınmış:
'Dinle neyden çün hikâyet etmede
Ayrılıklardan şikâyet etmede'
Sinema salonundan ayrılırken, senaristler İsmail Özkul Eren'in ve Ayşe Şasa'nın da sanki benim gibi, filmin tasvir ettiği muhteşem devrin güzelliklerini geride bırakmaktan şikâyet ettiklerini hisseder gibi oldum.
Gala öncesi tertip edilen kokteylde, eski dost, değerli kültür adamı ve sinemamızın yüz akı Yücel Çakmaklı, bana bu tarihî filmlerin devam
edeceği müjdesini verdi. 'Kuruluş'un unutulmaz yönetmeni Çakmaklı,
'Dinle Neyden'e de müşavirlik
yapmış. Ayrıca, gönül eri Tuğrul İnançer ve Osmanlı tarihçisi Prof. Dr. Mehmet İpşirli de filmin müşavirleri arasında bulunuyor.
Bizim aşkımızın ve medeniyetimizin hikâyesi
Aslında film, 2007'nin UNESCO tarafından 'Mevlana Yılı' ilân
edilmesi münasebetiyle yapılmış. Hazret'in hikâyesine doğrudan girmeye cesaret edemeyen müeddep gönül adamları, hikâyeyi 18. asrın
sonundaki tarihî vakalarla
resmetmeyi uygun bulmuşlar.
Filmde, III. Selim devrinde,
iki genç saray mensubu arasında yaşanan hissî münasebete agâh olan genç bir Mevlevî Dervişi'nin mistik dünyası anlatılıyor.
Film, bir Türk-Fransız ortak
yapımı. Fransızlar teknik bakımdan önemli katkılarda bulunmuşlar. Senaryoya son şeklini, 2008 yılı Fransa Ulusal Tiyatro Merkezi'nin teşvik ödülüne lâyık görülen Sedef Ecer ile Cesar Senaryo Ödülü'nün 2007 yılındaki sahibi ve Fransa'yı Oscar'da temsil eden film 'Indegenes'in yazarı Olivier Lorelle vermiş.
Filmin yönetmenliğini, 'Uyuyan Sudan Kork' adlı filmiyle tanınan ve bir çok ödül alan Jacques Deschamps yapmış.
Topkapı Sarayı, Haseki Külliyesi, Galata Mevlevihanesi, Mabeyn Köşkü gibi tarihî mekânlarda uzun müddet çalışılmış.
Filmin oyuncu kadrosunda, Ahu Türkpençe, Alican Yücesoy, Emin Olcay, Metin Hara, Burhan Öçal ve Lale Mansur bulunuyor.
***
Sevgili okuyucularıma, 'Dinle Neyden'i seyrederek günlük
üzüntüleri bir kenara bırakıp şanlı tarihimizin ve gönül kâinatımızın derinliklerinde zevkli bir seyahate çıkmalarını tavsiye ediyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar