Erdoğan ve Güneydoğu’da inandırıcılık sorunu...

Refah ve demokrasi mücadelesi iç içe olmak zorunda!

Başbakan Erdoğan"ın salı günü Diyarbakır"da yerel seçim -ya da seçim- kampanyası için düğmeye bastığı, daha klasik deyişle seçim startını verdiği söylenebilir.
Güneydoğu için 5 yılı kapsayan toplam 15 milyar dolarlık yeni paketin, resmi adıyla "GAP Eylem Planı"nın bir boyutu budur.
Güneydoğu"da AKP"nin seçimsel hedefi öncelikle Diyarbakır"da, sonra da Batman"da büyükşehir belediyelerini DTP"nin elinden almaktır.
2007 genel seçimlerde AKP"nin Kürt oylarındaki toplam oy oranı yüzde 55 civarındaydı. Erdoğan anlaşılan bunu yeterli bulmuyor.
Paketin ikinci boyutuna gelince...
Bu da "inandırıcılık"la ilgili.
Gelmiş geçmiş hükümetlerin Güneydoğu için bugüne kadar 17 paket açtıkları biliniyor. Ve bütün bunların derde deva olmadığı, yitip gittikleri de malum.
Erdoğan hükümetinin damgasını taşıyan 18. paketin de aynı akıbete uğramayacağının garantisi yok. Bu yüzden bölge insanının sonucu görmeden inanmasını beklemek gerçekçi bir tutum olmaz.
Artık söz değil eylem zamanı.
Fakat, bu inandırıcılık meselesi nedeniyle önceki gün açıklanan yeni pakete burun kıvırmak da yanlış olur.
Paketin bundan öncekilere göre kaynak, takvim, ciddiyet gibi açılardan daha güven verici bir yapısı var. Bölgedeki aş ve iş sorunlarına çözüm pencereleri açabilecek özellikler taşıyor yeni paket...
Erdoğan Diyabakır"da paketi açıklarken şunu da  söyledi:
“Refah ve özgürlük yayıldıkça, şiddet ve terör de kaybedecek.”
Bu da bir genel doğru.
Güneydoğu"da yoksulluğu yenmek ve refah kapısını açmak çözüm için tek başına yeterli değil.
Bununla birlikte demokrasi ve özgürlük meselesini de rayına oturtmak lazım. Bu ikinci ayak olmadan Kürt sorunu sorun olmaktan çıkartılamaz, dağın yolu kesilemez.
Eğer "dağın yolu" gerçekten kesilmek isteniyorsa, silah etkisiz kılınmak isteniyorsa, şiddet ve terör marjinal hale getirilmek isteniyorsa, o zaman sadece refah değil, refahla birlikte Kürtlerin kimlik sorunlarına da demokratik çözümler getirmek şarttır.
Bu açıdan Başbakan Erdoğan"ın bugüne kadarki tavrı ve politikaları yeterli olmamıştır. Belki de arı kovanına elini sokmaktan kaçınıyor. Kim bilir belki de bunun için daha uygun bir zamanlama beklentisi içinde...
Bir başka noktaya gelince...
Bu hükümetin ömrü nedir?
Bu soruyu kendine soranların, paketin gerçekleşmesi konusunda kuşku beslemeleri doğaldır. Yarın öbür kapatılabilecek bir partinin hükümetine bel bağlamak kolay değildir çünkü.
Sonuncu nokta ise...
Kürt oylarının yüzde 55"ini AKP, neredeyse gerisini de DTP almıştı geçen yılki 22 Temmuz genel seçimlerinde. Şimdi bu iki partinin Anayasa Mahkemesi tarafından kapatılması gündemde...
Kapatıldıklarında ne olacak?
Kim kazanacak?
Şiddet mi,  terör mü, silah mı, yoksa refah, demokrasi ve özgürlük mü?


Nuri Bilge Ceylan"ı kutluyorum
Cannes Film Festivali"nde Üç Maymun isimli filmiyle bu yıl En İyi Yönetmen ödülünü alan Nuri Bilge Ceylan"ı yürekten kutluyorum. Bu ödül ister istemez Yılmaz Güney"in hatırasını ve Cannes"da 1980"lerin başındaki başarısını da bizlere anımsatmış oldu. Hepimizin uluslararası sahnede böylesi başarılara ihtiyacı olduğuna inanıyorum. Avrupa"da çıtamızı yukarıya çeken Fatih Akın ve Ferzan Özpetek"e Nuri Bilge Ceylan"ın da eklenmesi hem Türk sineması, hem de Türkiye açısından hakikaten sevindirici bir gelişme. Nuri Bilge Ceylan"ın başarılarının hem devamını, hem de bu ödülün Türk sinemasını daha iyiye ve güzele götürmesini, genç sinemacıları yüreklendirmesini diliyorum.

Önceki ve Sonraki Yazılar