
Meltem KAVAK
Eserlerin Hayatımıza Etkisi ÇERAĞ
Yayıncı bir yazar olarak bundan sonra siz kıymetli okuyucularımla uygun gördüğüm yazarların essiz eserlerini sizlere takdim edeceğim. Biz bu işleme kitap tahlili diyoruz. Bugün bu işleme hızlı başlamayacağım. Siz kıymetli okuyucularımı sıkmadan, yazarlarımızın sundukları eserleri hangi ruh haliyle yazdıkları tabiri caizse haletiruhiyelerini ve hangi teknikleri kullandıklarını, amaçlarını eserlerinden beklentilerini, hatta eserlerini tartışmaya açık sunup sunmadıkları konusunda değerlendirmeye işlemine bugün başlamayacağım. Kısa ve öz şekilde yapacağım.
Bir eser benim nezdimde öncelikle okuyucu kitlesini benimsemelidir. Bakın belirlemelidir demiyorum benimsemelidir. Okuyucusuna hitap edecek tarzda eserleri yazmaya kendini hazır etmelidir.
Eleştiri yapılmayan eserler benim gözümde ikinci baskısı imkânsız eserdir. Eser sürükleyici olmalı, dikkat çekmeli, okuyucusuyla arada sürtüşmeli, sonuç bölümünde tamamen okuyucusuna hitap etmeli ve bir sonraki eseri okuyucu heyecanla beklemelidir.
Ocak ayı itibariyle 2025 yılı bandrol satışları ve 2024 Ocak ayı bandrol satışlarını değerlendiren YAYFED (Yayımcı Melek Birlikleri Federasyonu) satışların %5 olarak küçüldüğünü duyurdu. 27.815.438 olan bu rakam geçen sene 29.330.386 olduğunu ilan etmiş bulunmakta. Ekonominin Yazar ve Yayıncılık sektörüne etkisi bu şekilde de gözlemleyebiliriz.
Bugün siz kıymetli okuyucularımla yeni çıkan bir eseri taktim etmek istiyorum. Eğitimci Yazar Dr. Hikmet KIZIL Bey’in “Çerağ” adlı eseri raflarda yerini aldı. Daha önce hiç kitap okumayan ve okumak istemeyen yakınlarınız varsa Dr. Hikmet KIZIL Bey’in tüm eserlerine ulaşabilirsiniz. Eserlerinin hiçbirinde okuyucu yolunu kaybetmiyor. Bilakis okuyucuyu etkileyen onu da kitaba dahil eden bir üsluba hâkim. Son çıkan Çerağ adlı eseride diğer eserleri gibi etkileyici ve okuyucuyu düşündüren isminden de anlaşıldığı üzere aydınlatan toplamda birbirinden güzel 68 denemeden oluşan 202 sayfa olan bu eseri yazarımız Suskun Kelimelerin Çığlığı olarak adlandırmış. Yazarımız okuyucuyu her konuda farklı düşünmeye yollarına yönlendiriyor.
“Yazı İnsanın kendine tuttuğu aynadır; okuyan o aynada hem kendini hem de evreni görür. Bu kitapta suskunluklarım var. Kelimelerin ucunda titreyen, dudağa varmadan içinde kırılan sesler… Her hafta sayfasında taşınması zor bir yük gibi içimde biriken sorularla yürüdüm; kimi zaman bir çığlığın eşiğinde durdum kimi zaman susmanın en derin anlamında dinlendim.
Yazdım çünkü susmak artık taşıyamayacağı bir dağ oldu. Yazdım çünkü kelimeler bazen kanar, bazen kanatır ama en çok insanı insan yapar.
Çerağ, karanlığa söylenmiş bir fısıltı değil; kendime, sana, bize tutulan bir ışık. Ne tamamen umut, ne de bütünüyle keder… Yalpalayan bir dünyanın ortasında, yüreğini kaybetmemeye çalışan bir insanın iş kum konuşmaları.
Bu kitap, sorulmamış soruların cevapsız kalmış cümlelerin ardında bırakılmış izleri takip ediyor. Bir yolculuk bu; sözcüklerin suskunluktan doğduğu, çığlığa dönüştüğü ve yeniden insanlığa döndüğü bir yolculuk… Sadece okuyarak değil hissederek ilerlemesi gereken bir yol bu.”
Yazarımız kitabın telif gelirlerinin yetim ve depremzede çocuklarının ihtiyaçları için kullanılacağını iletmektedir. Herkesin kitaplığında olması gereken bir rehber kitap diyebilirim.
Kendisine yazım hayatında başarılar diliyor, tebrik ediyorum.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.