EVCİL HAYVAN SAHİPLENME DUYGUSU

Sahiplenme duygusu sardı her birimizi. Anlayabiliyorum,  insanda ki bu duyguyu. Sevmek, öyle sevmek ki karşı tarafın duygularını düşünmeden sevmek bizimkisi. Bu aralar herkesi bir heyecan sardı. Evlerine evcil hayvan alma telaşası var. Kedi mi olsun, köpek mi, yok yok tavşan olsun ne dersin?

İllaha ki bir canlıya ev sahipliği yapacaksanız para verip de sahiplenmeyin, soğuk kış günlerin de sokakta titreyen kedileri, köpekleri alın evinize, bahçenize, gözetiminize..

Pet shop çatısı altında insanların duygularını ve paralarını sömüren yerlerden lütfen uzak durun! Sizlere sundukları hayvanların çoğu başka ülkenin hayvanları ki tamamen bu ülkenin ikliminden uzak hayvanlar birçoğu. Yazık günah değil mi bu hayvanlara. Vatanlarından ayrı kalmaları yetmezmiş gibi anne ve babalarından ayrı düşürmek sizinkisi. Lütfen ortak olmayın bu masumane gibi görünen davranışlara.

İnsanlar Korana Sürecinde evde kaldılar ve can sıkıntısından kendilerine kedi, köpek aldılar ve halada plan yapıyorlar. Allahtan uçan kuş düşünen pek yok çevremde. Genelde kedi, köpek alma düşüncesi çok hâkim. Bu hayvanlar sizin oyuncaklarınız değil arkadaşlar. Yarın bir gün bu süreç bitecek ve sizler normal hayatınıza döneceksiniz. Evde kaldığınız zaman azalacak bu canlılar tek başına koca evlerde sizlerin eve gelmesini bekleyecekler. Bizzat şahit olduğum olayı anlatmak istiyorum, komşuların köpeğinin ağıtlarını duydum kaç sene. Zavallı köpek akşam oldu mu resmen ağlıyordu,  ben evimden onun gece vaktinde ağladığını duyuyordum. Aile sürekli onu evde tek başına bırakıyordu. Öyle ki bu köpek öyle küçük bir köpek değildi. Büyük bir köpekti. Neden insanlar bir hayvanın özgürlüğüne engel olurlar ki!

Bir özenti oldu kendi aramızda bu iş, çığrından çıktı bir nevi. Ülkeye hayvan giriş çıkışlarına dur denilmeli. Kimseyi vatanından memleketinden zoraki etmemeli. Hem bizim Tekire, Fındığa, Karabaşa, Paşalara haksızlık etmek değil mi ülkeye ithal canlı sokmak.

İsimleri bile yabancı Carlie, Jessy, Tony daha birçok isimler bizi bekler.

Girmeyelim durduk yere o masumların günahına, hiçbir canlının özgürlüğüne engel olmayalım. Birçok aile çocuklarını kıramadıkları için alıyorlar bu canlıları evlerine. İlk zamanlarda hayvanlar koşuyor, onlar kovalıyor herkes çok mutlu. İyi ki almışız seni kelimeleri dudaklardan düşmüyor, ilerleyen zamanlarda her şey tersine dönüyor.  Özellikle de apartman da bu gibi canlılarla yaşamayı düşünen aileleri seslenmek istiyorum. Lütfen almayın hiçbir canlıyı evlerinize, bahçesi olanlara saygım sonsuzdur onlara da tek önerim sokak canlılarından birini almalarıdır evlerine. Gidip İran kedisiymiş, Sibirya kurduymuş yazıktır günahtır bu canlılara. Kendi iklimlerinden uzak bu memlekette para uğruna acı çekmektir onların durumu.

Barınakları ziyaret edin, mahallenizdeki canlılara ev sahipliği yapın.

Sadece kedi, köpek değil elbette bu iş, özgürlüğü kısıtlanan yaşam tarzından uzak kalan milyon adet canlı evlerde hayat bulmaya çalışıyor. Küçükken benimde kuşlarım vardı çok severdim onları. Çok öldüler arkalarından gözyaşları döktüm. Şu an çok pişmanım ki onların özgürlüklerini ellerinden aldığım için. Ev ortamında kanat çırpmalarını engelledim oysa onlar kendi memleketinde özgür ortamlarında ağaçların üstünde arkadaşlarıyla şakırdayacakken bizim evimizde kafes ortamında bizimle yaşadılar. Biz de satın almıştık onları severek, bende o hatayı yaptım. Ve şimdi tüm yapacak olanlara sesleniyorum. Hayvan sever insan evinde hayvan besleyen değil, doğal ortamlarında onlara sahip çıkan kimselerdir. Onlara güzel ortamlar sunandır.

Her canlı kendi ikliminde kalmalıdır vesselam..

Önceki ve Sonraki Yazılar
YAZIYA YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.